Mükemmel bir konsantrasyonla oynadı Fenerbahçe. Benfica’ya top göstermeyerek rakibini şaşırttı Sarı Lacivertli ayaklar. Dersini gercekten iyi calışmıştı ve imtihanı da A plus notuyla geçti. Maç sonunda bu başarılı futbol ve güzel sonuçla Amsterdam’ın A’sını cebine koyarak beklemeye aldı kendisini önümüzde ki Perşembe’ye kadar.
Gecenin sürprizlerine ve aksiyonlarına bakalım şimdi. Birincisi Portekiz tarafındaydı ve Pablo Aimar sakatlandıktan neredeyse 2 ay sonra ilk 11’deydi. Belli ki sürpriz yapmak istemiş Sinyor Jesus ancak Aimar’ın kötü oyunu hem takımını eksik bıraktı hem de kendisi, ikinci yarı başlarken Kadıköy nöbetini maç öncesi oynaması muhtemel Gaitan’a devretti. İkincisi Benfica’nin İstanbul’a çekinerek gelmesiydi. Normal oyunlarını oynayamadılar. Ne kanatları işledi ne de doğru dürüst pozisyon üretebildiler. Sadece bir kaç kez sağ taraftan Salvio ile gelmeyi denediler. Sol kanatta Ola John da sanki sahada yok gibiydi. Gaitan’la çektikleri tek şutta da top yan direğe çarpıp autu boyladı. Üçüncüsü Fenerbahçe’nin 1-0’dan sonra asla geriye yaslanmayıp farkı artırma çabasıydı. Borisov, Plzen, ve özellilkle İtalya’da ki Lazio maçında geriye aşırı yaslanarak yüreklerimizi ağzımıza getiren Fenerbahçe’den eser yoktu sahada. Dün gece her zaman oynadığı “sabırlı” oyuna hem zekasını hem de aklını eklemişti Sarı Lacivertli kramponlar. Maç öncesi tahminimde söylediğim sabır, dikkatli defans, orta saha pas trafiği, ve şut taktik unsurlarına alan daraltma, yardımlaşma, birbirlerine ve rakiplerine yakın oynama, normalden fazla koşu ve motivasyonu da ekleyerek Benfica’yı şaşkına çevirdiler muhteşem Fenerbahçe taraftarının önünde.
Dakikalar 17’yi gösterdiğinde ikizler iş başındaydı ve Webo’nun ortasında Sow ters ayağına gelmesine rağmen ilk tehlikeyi yarattı. Hemen bir dakika sonra Sow’un direkten dönen kafası Kadıköy’de “Show” ‘un başladığının resmiydi. Dördüncüsü her nedense Benfica’nın dün gece ki yumuşak karnı olan defansın sağ tarafının, Andre Almeida oynamadığı için, Fener’in solundan neredeyse hiç zorlanmamasıydı. Gene klasik sağ kanat bindirmeleri yapıldı Gökhan tarafından. F.Bahçe’nin gönüllü savaşçısına ne Ola John ne de Melgarejo çare olamadılar. Beşinci de nihayetinde direklerdi hiç hesapta olmayan. Sow’un kafasının üstüne, Baroni’nin penaltısını da kaleci Moraes’in yerine direkler kurtarıyordu adeta. Hakikaten dün gece Benfica kalecisinin ismi yanliş anons edilmişti Saraçoglu’nda. Kalecinin ismi Artur Moraes değil “Inatçı Direk” ‘di.
Cesaretle oynamak
Dün gece ki başarının anahtarlarından sadece birisiydi cesaretle oynamak. İkinci yarıda da baskı devam etti. 47’de Baroni, 48’de Raul’un vuruşlarını başarıyla çıkaran Moraes’in imdadına gene direk yetişti ve bir kaç dakika sonra Kuyt’ın şutu da nasibini aldı direklerden. Jesus 64’de Rodrigo’yu alarak çift forvete döndü. Tam 7 dakika sonrasındaysa Benfica’nın kaleciliğine soyunan Saraçoğlu’nun direkleri son nefeste golü önlemeye çalışsada başaramadı veartık Kadiköy’de “Egemenlik kayıtsız şartsız Fenerbahçe’nindi”. Dün gecenin gerçeği inanç ve cesaretle oynayan, asla korkmayan ve yılmayan, kendi gücünü bilen ve bir o kadar da rakibin gücünü bilerek oynayan bir Fenerbahçe’nin sahada olmasıydı. Yüreğini koyanlara, tekmeye kafa uzantanlara, emek harcayanlara, terini son saniyeye kadar akıtanlara ve dün gece ki maçta takımı aklıyla yönetenlere sonsuz teşekkürler…..
New York, 02:05
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.