Bir tarafta Terim, diğer tarafta Hiddink.....
İkisi de deplasmanda.....
İkisi de mağlup.....
Biri yeni takım kurma.... Diğeri en son Dünya üçüncüsü olan takımı bozma derdinde!!!
Türk Milli Takımı yeni bir restorasyonun içine girmiş. 2002’de Dünya 3.lüğünden sonra Dünya Kupası görene aşk olsun. 8 sene bekle işin yoksa. Bekle ki ancak Avrupa Futbol Şampiyonasına katılasın. Sıradaki 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası. Yine hasbel kader gelen bir Avrupa 3.lüğü. Önce Bilic’in güçlü Hırvat Takımını mucize bir Semih golü ve penaltılarda Rüştü’nün elleriyle geç, sonra Çeklere karşı yine mucize geri dönüşü yaşa. Yarı finalde Panzerlere kaybetmek çok da üzmedi hiçbirimizi o vakitlerde. Sonrası? Püf...Uçup kaybolduk yine. Ortalarda yokuz. Gene bekle bir 8 sene daha. O da geçersek grubu tabii....Hoşgeldin mağlubiyet. ...Ama bu futbolla daha çok 8 seneler bekleriz gibi....Bir türlü turnuva takımı olamıyoruz.
Hollanda Milli Takımı yeni hoca getirse de asla yeniden bir yapılanma içinde değil. Hoca farklı ama oyuncular aynı aşağı yukarı. Ama bu sefer de Hiddink’in sistem değiştirme takıntısı çıkmış ortaya....
Manchester United’da kabus dolu günler yaşasada Van Gaal, Dünya Kupasında 3-4-1-2 taktiğini Hollanda Milli Takımına adapte etmiş; 3’lü orta saha, 3’lü forvet oynama krizine giren dünya futboluna yeniden aşılamaya başlamıştı 3-5-2’den devşirdiği bu sistemi. Ne gerek vardı şimdi durup dururken Çekoslavakya’ya karşı 5-3-2’ye dönmenin? Üstelik Çekler de önce 1 puan alayım diye 4-4-1-1 oynadılar... Ama nafile...Hiddik’in inadı, Janmaat’ın hatası hiç ummadık 3 puan kaybıyla tanıştırdı tecrübeli hocayı.
Çeklerin hocası Pavel Vrba gibi, İzlanda’nın hocası Lagerback de bildiği sistemi oynadı. Futbol matıklarında en doğru olanla oynadılar....Doğrusu da oydu zaten. Deneme yapmadılar. Olanı oynadılar.
Terim eskiden 4-4-2 oynar, orta sahada ve forvetleriyle rakibi boğardı. Ancak Fatih Hoca da modaya uydu. Son zamanlarında 3’lü forvete dönmüştü ama dün akşam fazla radikal işler yaptı. Gönül’le, Erkin’i orta saha gibi kullanmak istedi. Topal Türkiye’de defansif ön libero karakterinin tek adamıyken onu Ersan ve Ömer’in arasına koydu. Madem üçlü defans oynayacaktık neden 3 stoperle oynamadık? Topal’ı bu üç stoperin önüne koyamaz mıydık? Mustafa, Mevlüt illa hep sonradan mı oyuna girmek zorundalar? Ömer’in kırmızısı Mevlüt’e de yansıdı. Bir kırmızı da o yemiş oldu ve oyuna giremedi. Geçen sene Antep’in harika çocuğu Cenk, hem de bu sene üstüne Siyah Beyaz formayı geçirmişken neden çağrılmaz böylesine oyunlar için Milli Takıma? Arda-Burak-Olcan’la ne oynadık Allah aşkınıza? 3 forvet miyiz? Tek forvet miyiz? Bol forvet miyiz? Yok forvet miyiz? Artık çift forvetle sahaya çıkma vakti değil midir Millilerimiz için?
Hep söylenir, “Amerika’yı yeniden keşfetmenin bir manası yok” diye. Terim içinde, Hiddink içinde Christopher Columbus’luğa soyunmanın hiç ama hiç alemi yok. Kara zaten görünmüş. Önemli olan Kaptanı oldukları tekneleri karaya çıkaracak doğru adamları kullanmakta. Bu gruptan çıkıp 2016’ya renk katacak 2 takım varsa onlarda Hollanda ve Türkiye’dir. Umarım iki hocada kalan 9 maçta, dün akşam yaptılrı hatalarından arınırlar.
10 Eylül 2014, Çarşamba, Astoria, New York, 2:30 am
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.