Maç öncesi bir kez daha anlaşıldı ki ileriki yıllarda 52,000 kapasite yetmeyecek gibi Sarı Laciverte gönül verenlere. Karşılaşmanın bir gün öncesinde neredeyse bir kilometreyi bulan kuyrukla biletler tükeniyor, hatta yetmiyorsa; şampiyonluğa şahitlik edecek Fenerbahçe sevdalısı hanımlar bu yetmezliğe isyan ediyorsa, onlara helal olsun derken, Fenerbahçe yönetimine de, "hanımların sesine kulak verin" demek lazım sanırım. Geçtiğimiz yıllarda 40 binlere ulaşan rakamlarla Sarı Kanaryalarını destekleyen hanımlar ve çocuklar neredeyse tamamına yakınını doldurdukları Saracoğlu'nun gerçek yıldızlarıydı Pazar Gecesinde futbol tarihine yeni bir sayfa eklerken. Federasyon'un garip ceza kararı; geceye güneş gibi doğan, son damlasına kadar paha biçilmez bir değer ifade eden, 1907'den bu yana kazanılan en değerli şampiyonluğu bırakın gölgelemeyi, "Kadınlara ve Çocuklara sahne olan Şampiyonluk kutlamasıyla" bir ilkdi İngilizlerin futbolu icat edişinden bu yana belki de.
İşte o bir kilometreyi bulan kuyruk maçın hemen öncesinde Aziz Yıldırım'ın kuru gözlerini ıslaklığa dönüştürürken, daha önce iki kere kaçırılan şampiyonluklardan sonra, "Mayıslar sizin olsun biz Nisan'da şampiyonuz" beklentisinin gerçekleşmesi adına da futbolcuların kalbine ulaşıyordu güven duygusunu aşılayarak. Yumak oldu takım Aziz Başkanlarıyla ya da diğer bir deyişle Aziz Babalarıyla. Kimisi sarıldı, kimisi öptü, kimisi kucakladı sanki maç başlamadan şampiyon olmuş gibi. Takım kaptanları Emre ve Volkan'a gelen son nasihat; "yenin, yenin" oldu Yıldırım'dan.
Rize'nin bir puana için geldiği, Fenerbahçe'ninse bir puana şampiyon olacağı maç sakin başladı. Top Fener'in kontrolündeydi. Önde baskı vardı ama baskı aynı zamanda sakinlikde gizliydi. Karadeniz ekibi Sylvestre ve Lua Lua'nın dışında daha çok geride konuşlanmıştı. İlk yarım saatte üç Raul gayreti topu filelerle buluşturamadı ama kaleye gönderilen 6 şut, 8 orta ve maç esnasında sayamadığım kornerler hep devam etti.
İkinci yarı Rizespor Fenerbahçe'nin sakin oyunundan cesaret buldu ve yavaş yavaş rotasını gol atmaya çevirdi. Özellikle sol kanattan gelmeye başladılar. Rizespor bu tercihini uygulamaya karar verirken solda Moussa, kenarda da Yanal hamle konusunda yavaş kaldılar. Her zaman yaptığı Kuyt-Sow kanat değişikliğini yapmakta biraz gecikti Ersun Hoca. Önce Orhan'la, sonra Deniz'le gelen şutlara Volkan'ın eldivenleri set olunca, konuk ekip sürpriz golü bulamadı. Webo'nun sert kafa vuruşunda da Serkan kalesini gole kapattı.
Fenerbahçe'nin istikrar abidesi Kuyt koca bir sezon boyunca her maçında üst düzey mücadele gösterdi. Kötü oynadığı maçlarda bile oyundan çıkarılmazken, şampiyonluk maçında doksan dakikayı tamamlayamaması yanlıştı bence. Eğer sakatlık gibi bir durum olmadıysa mücadelenin içinde kalmalıydı Hollanda'lı.
İkinci yarı Rize'nin yoğunluğunda geçerken Ersun Hoca'nın Raul-Topal-Selçuk üçlü orta sahasına dönmesinin tek anlamı vardı; "şampiyonluk maçı kaybedilmemeliydi". Üstelik o dakikalarda Beşiktaş iki golle gerideyken. Şampiyonluk ilan edilmişti aslında ama son düdükte tabelada bir kayıp gözükmemeliydi böylesine tarihi bir gecede.
En küçük aile bireyinden en büyüğüne, dededen toruna, anneanneye, babaanneye, teyze, hala, dayı, amca, kardeş, kuzen, yeğen, dost, arkadaş, dışarıda tanışmayan ama tribünde sarmaş dolaş olanıyla Büyük bir Aile Fenerbahçe. Nice Kupalar kazanılmış, nice başarılar elde edilmiş ama en değerlisi bu Şampiyonluk olmalı. Başkanlarının her an hapse geri gidebileceği ihtimaline karşı 24 saatlerini yürekleri ağızlarında bir psikolojiyle yaşamak ve her şeye rağmen zoru başarmak kolay bir iş değil doğrusu. Dedim ya en küçüğünden en büyüğüne, temizlikçisinden başkanına kadar nesilller boyu anlatılacak bir hikaye bu yeşil çimenin üzerine yazılan.
Tarafsız herkesin sevdiği Terim'in cezasını erteleyen, Gökhan Zan'ın cezasını affeden, Lua Lua geçen sene D.Ç.Karabük'de oynarken cezasını gelecek yıla tehir eden TFF'nin ayıbıdır Beylerin maça gidememesi böylesine bir maça. Olsun varsın.....Cezalar ertelenmesin....Olsun varsın kanunlar sadece Fenerbahçe için çıkarılsın. Zaten uygulanacak cezalar da, çekilecek cefalarda hep Fenerbahçe içindir bu güzelim Memlekette. Önemli olan vefadır. Vefa nedir? Nasıl bir şeyidir? Bunun dersini çok iyi vermiştir Fenerbahçe herkese.
İslam Çupi 19 Mayıs 1974 senesinde; "şampiyon olmak mümkün, Fenerbahçe olmak imkansız" demişti. Haklıydı Çupi. Kahır dolu üç senenin sonunda, sanki bu olaylar hiç yaşanmamışcasına ayakta kalabilmek ve rekor puan farklarıyla şampiyonluğu ligin bitimine üç hafta kala dünyaya ilan etmek ancak Fenerbahçe Ailesinin gerçekleştirebileceği bir başarıdır. Belki de Federasyona teşekkür etmeli her Fenerbahçeli. Öyle ya....Beyler maça gidemeyince şampiyonluk kutlamaları ister istemez haftalara yayılmıştır. 40 gün 40 gece düğün dernek derler ya hani. Kutlanacak üç hafta daha var nasıl olsa. 40 gün 40 gece bile yetmez böylesine bir şampiyonluğa. Kıyamete kadar kalır hafızalarda.
Asım Çalık, 29 Nisan 2014 Salı, Bebek, İstanbul, Türkiye, 2:21
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.