Kişiliği ve karakteri futbol ile özdeşleşen prensiblerinden değil ,oyun siteminden ve taktiksel doğrularından da taviz vermeyen bir teknik adam Arsene Wenger. Arsenal’e başladığı yıllarda ve devamında rakiplerine karşı farklı farklı formasyonlarla takımını oynatan Fransızların akıl küpü hocası son yıllarda 4’lü defansın önüne bir defansif, bir de merkez orta saha koyarak oynamış ancak geçen seneden bu yana maçların hemen hemen hepsinde 2’li merkez orta sahayla oynayan, ki Kadıköy’de de Ramsey ve Wilshere ile oynadı, hazırlık maçlarında Ramsey, Arteta ve Rosicky, ofansif orta saha, gibi orta sahada hiper aktif karakterleriyle yer alan Arsenal’de Fransız hoca, bu sene ki hazırlık ve resmi maçlarında kadroda yer alan tek defansif orta sahası Friempong’u hiç kullanmamış. Önde kullandığı dörtlüyü zaman zaman kanatlarda kullanan, zaman zaman da merkez forvet ve atak forvet olarak kullan Wenger, bu 4 oyuncusunu süratli, bire bir adam geçen, araya pas atan, kanatları çok iyi kullanarak sıfıra inen, müthiş şut yeteneği olan, çok koşan ve mücadele güçü yüksek oyunculardan oluşturuyor. Geçtiğimiz Cumartesi günü oynanan Fulham maçında defansın önünde Ramsey ve Rosicky oynarken, solda Podolski, sağda Watcott, önlerinde Cazorla ve en uçta da Girous görev aldı. Kasami ve Berbatov’la 4-4-1-1 oynayan rakibine karşı kazandığı galibiyet ligde nefes almasını sağladı.

Ramsey’in Pas Trafiği Kesilmeli

Fenerbahçe’nin bu maçta başarılı olmasının felsefesi sadece kendi olmakla kalmayıp, kendini aşan bir yapıya bürünmesinden geçiyor. Avrpa’da referans aldığımız Benfica maçlarının ilkini Arsenal’e karşı oynayamayan Fener’in, geçen sene Lizbon’da yaptığı hataları Londra’da yapması tamiri mümkün olmayan bir sürece sürükleyebilir takımı. Onun için o maçı çok iyi okumalı teknik kadro. Bu noktadaki anahtar isim Lizbon’daki mücadeleyi canlı yaşayan İsmail Kartal. Ersun hocayı doğru kadro ve taktiksel boyutta bilgilendirmeli. Benfica’da eksik ve cezalıların yokluğu ve oyuncuları yanlış yerde görevlendirme, Salih-Baroni örneği, sebebleriyle aşırı panikli oynayan takım doğru dürüst iki pas yapamazken tanınmaz haldeydi rövanş maçında. O yüzden Arsenal’i şaşırtacak ama eldeki oyuncuların da doğru bölgelerde konuşlandığı bir 14 gerekli Emmirates’de. Ersun Yanal’ın bahsettiği tempoyu arttırmalıyız sözünden yola çıkarsak; home of football yani futbolun evi olarak adlandırdıkları kendi stadlarında baş döndürücü bir hızla oynayan Arsenal’in tempo yapan ayaklarına taş koymak gerekiyor. Yani en basit futbol jargonuyla; “önce durdur sonra mümkünse vur” klasiği kafalara işlenmeli. Arsenal’i durdurmanın ilk yolu defansın önündeki Cazorlo ve özellikle Ramsey’in diğer oyuncularla bağlantısını kesmekden geçiyor. İlk maçın en çok koşanı, 12 bin 190m, Ramsey takımın pas alış verişlerindeki ana damarı. Onu durdurabilmek çok şeyin önünü açabilir. Her maç performasını arttıran Cazorlo da Fulham maçında atılan ikinci ve üçüncü gollerde pay sahibi. Ramsey’in aksadığı anlarda oyuna girerek oyunu yönlendirecek kadar yeteneğinin farkında. Her ikisi de çok çabuk atağa çıkıp geriye dönüş yapabiliyorlar. Bunu ilk maçta da gördük zaten.

Sağdan Daha Organize Geliyorlar

Önceki yıl sağ açıkta oynayan ancak hocası tarafından bu sezon sol açık olarak görevlendirilen Cahmberlain’in olmaması sol yerine sağdan daha fazla gelmelerine sebeb. Kadec’i de sağı kullanan Walcott ile vurdular İstanbul’daki maçta. Walcott ile sağ taraftan Fulham’ı zorladılar sık sık ve ilk golü sağdan Ramsey’nin şutunda Giroud’un tamamlamasıyla buldular. Arsenal’in ele avuca sığmayan oyuncusu Walcott hem Wenger’in, hem de Ramsey ile Cazorlo’nun gol yollarında aradıkları ilk isim.

Radikal Kararlar Verilmeli

28 Eylül 2004 tarihinde Daum yönetiminde Old Trafford’a çıkan Fenerbahçe Tuncay-Alex-Nobre-Van Hooijdonk dörtlüsüyle fazla ofansif oynayınca İngilizlerin hızına dayanamamış ve kalesinde tam 6 gol görmüştü hatırlarsanız. Aynı hezimeti yaşamamak adına, Arsenal’in gençliğine ve hızına karşı dayanıklılık gösterecek bir kadro düzeniyle oynamalı Sarı Lacivertliler. Teknolojiyi çokça kullanan Ersun hocanın nasıl bir kadro mühendisliğine gideceği sizler gibi benimde kafamı fazlasıyla meşgul ediyor. Arsenal geçen sene Fenerbahçe’nin oynadığı Benfica haricindeki diğer takımlarla aynı tartıya konmayacak kadar daha güçlü, çok daha hızlı ve gereğinden fazla bir sistem takımı. Kadroyu kurmadan önce teknik kadronun dikkat edeceği en ince detay bu olmalı bence. Ocak ayında Webo gelene kadar tek forvet Sow ile oynayan takım, grup maçlarınında sol kanadını Hasan Ali-Caner ikilisiliyle kapatırken, sağ tarafında da İstanbul’daki Marseille maçında Gökhan-Mehmet Topuz, diğer müsabakalarda da Gökhan-Kuyt ikilisi ile oynamış. Ziegler ve Webo geldikten sonraysa hem başrol oyuncuları değişmiş, hem de filmin senaryosu. Ramsey ile Walcott’un ikinci bölgeden üçüncü bölgeye taşıdıkları gol yollarını tıkamak oyunu uzun süre gol yemeden 90 dakikanın sonuna taşımak anlamına gelebilir. Eğer sakatlıklar yoksa Fenrbahçe’nin Hasan Ali-Caner ikilisiyle oynaması, solda hem defans, hem ofans hattında ileri geri gidip gelmelerine fırsat verir, hem de Ramsey ve Walcott’un süratli oyunlarına karşı, Hasan ve Caner’de aynı tarzda karşılık verirken, özellikle Caner’in sert oyunu Walcott’u yıldırabililr. Sağ kanatta da sıhhatli bir Gökhan-Kuyt ikilisi ya da daha keskin bir öngörüyle Gökhan-Topuz veya Bekir-Topuz ikilileriyle Podolski’nin önü kesilebilir ve Eskişehir maçının yorulmaz abidesi Kuyt forvet arkasında serbest oynayarak, kendisinden ileri geri çalışması istenebilir. İlk Arsenal maçında Ramsey’den sonra sahanın en çok koşanı olması, onun profesyonelliği adına her fubolcunun alması gereken bir ders aslında. Böylesine önemli bir maçta Yanal’ın elindeki Sow-Webo-Emenike üçlüsünden bir veya ikisini oynatıp, orta sahadayı kanatlarıyla beraber sağlama almalı ki Daum’un yaşadığı yıkımı yaşamasın. Forvet hattı neredeyse formsuzlar mangası olması sebebiyle, orta sahadaki hababamlığa eşlik eder durumda maalesef. Webo ve Sow geçen yılki performanslarını mumla ararken, Konya maçında amatörce gol kaçırıp, Arsenal maçında niye ilk 11’de oynamadı, Rusya’dan hazır geldi diye çığırtkanlık edenler, Emnike’nin Eskişehir maçında atılan golün dışında ayaklarının sürekli birbirine dolanmasına, destekçileri ne derler acaba? Orta önde kırmızı kart görmemesini dilediğim Raul’un yanına Topal olsun isterim, aynı geçen senenin Avrupa’sında oldukları gibi ama eğer kanatlarda dediğim tarzda tutucu kararlar verilirse, Raul’un yanında Selçuk’un oynaması takımı içeriye aşırı gömebilir. Kilolu ve yaşlı Emre Londra’nın ağırlığını kaldıramaz bence. 22’lik Ramsey’e karşı, 22’lik Alper pek tabii umulmadık bir reçete olabilir dengelerin değişmesi adına. Koşana koşanla cevap vermek Ramsey’i strese sokabilir. Defanslarının göbeğinde oynayan 4 numaralı formasıyla oynayan Mertesacker 1.98’lik boyuyla futbolcudan çok bir basketbolcu edasında. Uzun bacaklarıyla koşarkenki ağır hali rakip forvetlerin iştahını artırıyor. Son Fulham maçında Berbatov’un gol pasını Bent’e göndermesine mani olamadı. Onun üstüne oynamanın yollarını bulup çıkartmalı Sarı Lacivertliler.
Kanatları ve Orta sahası sıkı, mücadeleci, ve sağlam bir kadroyla çıkıp, saldıran Arsenal’e karşı son 30’larda, son 20’lerde “kılıç çekip düello yapmak” Ülke’ye ve Çubuklulara istediği ve ihtiyacı olduğu puan ve puanları getirebilir. O yüzden Fenerbahçe haddini bilerek oynamalı. Bu maçta teknolojiyi kullanma Ersun hocam, boşver gitsin. Bence önce aklını sonra da taktiksel zekanı kullan.

Ersun Yanal son Eskişehir maçına 4-4-2 sistemiyle başlamıştı. Arsene Wenger’in 4-4-2’ye atıfta bulunan açıklamarıyla bitirelim bizde yazımızı; şöyle diyor Mösyö Wenger;” 4-4-2 formasyonu futbol sahasının ölçülerine uyan en iyi sistemdir. Çünkü takımızın \%60’ı, yani defansınızın 2 stoperi, orta sahanızın merkezindeki 2 oyuncusu, ve 2 forvetiniz; saha yüzeyinin \%60’ını örter. Geri kalan \%40’lık bölümünü de; her iki kanatta oynayan 2 oyuncunuz, yani 4 oyuncunuz kapatır ki bunun anlamıda, mantıksal olarak ve matematiksel düzeniyle, futbol sahasına bütün olarak yayılmayı sağlayan en uygun sistem olmasıdır.”

New York, 4:30