İngiltere kapılarını 1888 yılında açmış futbol dünyasına. 1892 senesine kadar dört sezon “Football League”, futbol ligi, ismiyle oynanırken, 1892-1992 arasında “Football League First Division, futbol birinci ligi, olarak sahne almış. 92’den günümüze kadar yeni düzenlemesiyle de “Premier League”, İngiliz Prömiyer Ligi, adıyla herkes tarafından takip edilen bir futbol arenası haline gelmiş.
Yeni adıyla İngliz Prömiyer Ligini geride kalan 21 senede Arsenal 3, Chelsea 3, Manchester United 13 defa kazanırken, Blackburn Rovers ve Manchester City şampiyonluk tacını birer kez takabilmişler. Buna karşılık bir asır oynanan futbol birinci ligi çok farklı ve İngiliz futbol tarihine adını altın harflerle yazdıran şampiyonlar çıkarmış. En fazla göze çarpanı da Liverpool olsa gerek.
İngiliz Prömiyer Liginde 2001-02 ve 2008-09 sezonlarını ikincilikle bitirmesine rağmen, şampiyonluk ipini göğüsleyememiş Kırmızılar. Oysa ki 92 öncesi özellikle 70’ler ve 80’leri Bill Shankley ve Bob Paisly’le beraber fazlasıyla domine etmişler. Tam 18 İngiltere Birinci Ligi şampiyonluğu kazanan Liverpool, Prömiyer Lig Kupasına hasret olmakla beraber; o dönemde 3 İngiltere Federasyon Kupası, 3 Lig Kupası, 10 Lig şampiyonluğu, 9 Federasyon Şildi; FA Community Shield, 2 Süper Kupa, 4 Şampiyon Klüpler Kupası, 2 UEFA Kupası kazanarak kırılması güç rekorların sahibi olmuş. İlk Kupasını 1900-01 sezonunda kazanan Liverpool, son şampiyonluğunu da 1989-90 sezonunda almış. O dönemlerde Manchester United’a adeta diz çöktüren Kırmızılar, bu sene Prömiyer Ligi kazanarak hem uzun yıllardır yaşadığı şampiyonluk hasretini sonlandırmak, hem de Manchester United’la arasındaki şampiyonluk farkını bire indirmek istiyor.
Bize İngiliz Futbolunu TRT ve İlker Yasin Sevdirmişti
70’ler ve 80’lerde tarih yazan Liverpool’la beraber Nothingham Forest, İpswich Town, Queens Park Rangers, Southampton, Aston Villa takımlarının birbirleriyle olan bazı maçlarını ve özellikle İngiltere Federasyon Kupası, o zaman ki adıyla meşhur Süt Kupası, karşılaşmalarını hep İlker Yasin’in yorumlarıyla izlemiştik hatırladığım kadarıyla.
Çocukluğumda, 70’lerin sonları 80’lerin başlarında, hafızamda kalan Fenerbahçe’nin maçlarını Babamla beraber radyo başında her Pazar dinlediğim ve İngiliz Ligi maçlarını ve Süt Kupası karşılaşmalarını da siyah beyaz televizyondan seyrettiğimdi. Livepool’un belki de daha çok maçının yayınlanması ya da onların yaşadıkları o başarılı dönem beni farkında olmadan Liverpool futbol takımına ilgi duyar hale getirmişti. Belki de benim için en ilgi çekici olanı, Sarı Lacivertli kahramanlarımı sadece radyodan dinlemek, dünyanın bir ucundaki kırmızı formalarıyla sahada top koşturanlarıysa canlı ya da banttan bile olsa uzun uzadıya seyretmekti. Ama sevgili İlker Yasin’in de hakkını vermek lazım sanırım. Çok maç anlattığını hatırlıyorum Yasin’in İngiliz Ligi ve Süt Kupasından.
Elbette benimd e kahramanlarım vardı o döneme ait. Liverpool’un unutulmaz kalecileri Ray Clemence, Bruce Grobbelaar, Nothingham Forest kalecisi Peter Shilton benim için unutulmazlardı. Grobbelaar’ın rakipleriyle dalga geçercesine yaptığı muzip hareketleri maçlara renk katıyordu. Belki bu üç özel kaleciye özenerek mahalle maçlarında genelde kaleci ben oluyordum oynadığımız maçlarda. Üzerimdeki kaleci kazağımla onlara özeniyordum herhalde. Kevin Keegan, Kenny Daglish, Ian Rush, Tottenham Hotspur’lu Glen Hoddle da o zamanın dikkat çeken isimleriydi aklımda yer eden.
New York’da Liverpool Taraftarlarıyla Maç Seyretmeye Hazırlanıyorum
Liverpool’un çok uzun süreyle kendine kızağa çekmesi beni Prömier Ligden uzaklaştırmıştı. Tabii bunda Alex Ferguson ve Manchester Unıted’ın da payı vardı. 92 öncesi sadece 7 şampiyonluk alan United, Sir’le birlikte ortalığı toz duman etmiş ve toplamda 20 şampiyonluğa ulaşıp, 18 kez şampiyon olan Liverpool’u dize getirmişti. Beni tekrar İngiliz ligine bağlayan 44 yıl sonra Manchester City’nin şampiyonluğu United’dan almasıydı sanırım. Düşme potasındaki Queens Park Rangers’ı uzatma dakikalarında alt etmesiyle, Unıted İmparatorluğunu bir sezonda olsa yıkmış ve lige ayrı bir renk katmıştı City.
Bu sene uzun süre Arsenal’in önde götürdüğü hatta Mesut Özil’inde katılmasıyla puanları almaya devam ettiği topçular arda arda aldığı başarısız sonuçlarla, zirveyi şu anda City, Chelsea ve Liverpool’a bırakmış durumdalar. City ve Chelsea’yla oynayacağı derbi düzeyindeki maçlarla kalan 5 oyununu kazanması halinde Liverpool şampiyonluk hasretine son verecek gibi görünüyor. 44 yıldan sonra City’nin zirveye çıkmasının ardından, 24 yıllık uzunca bir aranın ardından Kırmızılar şampiyonluğa hiçde uzak değil.
Bu sezon kaleci Mignolet, Kolo Toure, Martin Skrtel, Kaptan Gerrad, Coutinho, Sterling, Luis Suarez, ve Sturridge’nin olağanüstü form grafikleri hocaları Brendan Rodgers’ın futbol bilgisi ve takımını iyi yönetmesiyle birleşince ortaya harika bir ekip çıktı.
Göreve geldiğinde kupaları kazanmanın yolunun göze hoş gelen futbol oynamaktan geçtiğini savunan, bunu adeta kendine felsefe edinen Rodgers, bunun da ancak takıma genç oyuncular kazandırmakla mümkün olduğunu belirtmişti göreve ilk başladığında. Yaşları 19-24 arası değişen Coutinho, Sterling, Sturridge, Henderson, Luis Alberto, Joe Allen, Flanagan bu felsefeye uyan oyuncular.
Şampiyonluğa 5 maç kala bende “The Reds” yani Kırmızılar olarak anılan Liverpool’un City maçını kırmızı formamla ve Liverpool’lu taraftarların takıldıkları; “11th Street Bar” da seyretmeye hazırlanıyorum. City’de Pellegrini’yle beraber müthiş bir çıkışta bu sene. En son 1976’da kazandıkları Lig Kupasını da 38 yıl aradan sonra Sunderland’i 3-1’lik skorla devirerek elde etmişlerdi geçtişimiz Mart başında. Onlarda müthiş form yakalamış durumdalar. Joe Hart, Kun Agüero, Negredo, Dzeko, David Silva, Nasri, Yaya Toure, Kaptanları Kompany’le çok güçlüler. Harika bir maç bizleri bekliyor. Maç sonu yazımda görüşmek üzere.
11 Nisan Cuma 2014, New Jersey, 05:27
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.