ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Made in Germany

Asım Çalık

14 Temmuz 2014 Pazartesi 05:04
  • A
  • A

Bir tarafta futbolu her hattıyla hakkını vererek sistematik bir şekilde oynayan Almanya, diğer taraftaysa kaderini tek bir oyuncuya bağlayan Arjantin. Klişe laftır; “derbilerin favorisi olmaz ya da büyük maçlarda favoriler kaybeder” denir ya, bu favorinin kaybedeceği bir maç değildi aslında. Futbol severlerin çoğu dünya şampiyonunun Almanya olacağından emindi maç öncesinde. Teoriden bahsediyorum tabiiki. Pratiği kim bilebilir ki? Bir sakatlık, bir kırmızı kart, bir penaltı bütün planları alt üst edebilir yeşil çimenin üstünde. Almanya’nın turnuva boyunca olağanüstü takım futbolu oynaması, onları bu maçın kazananı yapmıştı karşılaşma öncesinde. Ancak yine de herkesin aklından ve gönlünden çıkaramadığı bir Messi fantazisi vardı. Soru şuydu; “Tek bir adam takımını şampiyonluğa götürebilir miydi? Messi bugün dünya futbolunu hayrete düşürüp, yeni bir Maradona olabilir miydi?”

Maçın senaryosu da belliydi. Almanlar tıkır tıkır oynayacaklar, tangocular sağlam savunmalarıyla rakip atakları savuşturup orta alanda kapabildikleri topları Messi ya da Higuanin ile buluşturacaklardı. Kısacası Alman makinesinin dişlilerine çomak sokma vaktiydi Arjantin için.

Messi kendisinden çok şeyler beklenildiği bu maçta adeta yokları oynadı. Zaman zaman Higuain ve Agüero’nun arkasında serbest oynayan yıldız oyuncu, dün gece forvet arkasıydı. Gözlerim sadece bir kaç kez seçeblidi maç esnasında Messi’yi. İlkinde ilk yarı bitmek üzereyken soldan rüzgar gibi inip içeri girdi ama Neuer’le Boetang’ın arasına sıkışınca golü yapamadı. Diğerinde Perez- Biglia paslaşmasında defansın arasına sızdı ama sol çaprazdan topu dışarı attı. Onun karizmasındaki bir oyuncu bu golü yazmalıydı. Sonuncusunda uzatmanın son saniyelerinde kullandığı, daha doğrusu kullanamadığı frikikti.

Daha önce maçın sonucu ne olursa olsun görevi bırakacağını açıklayan Arjantin takımının hocası Alejandro Sabella, Messi-Higuain ikilisiyle gol gelmeyeceğini düşünmüş olmalı ki devrede Lavezzi-Agüero değişikliğine gitti. Zaman zaman kullandığı Higuain-Agüero ikilisinin arkasında oynadı Messi. “Dünya Şampiyonu bir takımın hocası olarak ayrılmalıyım görevimden” dedi tecrübeli teknik adam. İlk çeyrekde Arjantin golü bulmaya gayret etti, daha istekliydi. Eğer Biglia’nın pasında Messi golü atabilseydi hocanın taktiği tutmuş olacaktı.

Sabretti Kazandı

Almanlar için çok fazla şey yazmaya gerek yok sanırım. Futbolun sadece yıldızlarla oynanmadığını, takım oyunu oynamanın ne kadar önemli olduğunu,ekip ruhunu birlikte yaşamadan başarının gelmeyeceğini bir kere daha gözler önüne serdiler. Arjantin defansının gole kadar ki hatasız oyunu galibiyet sayısını uzatma dakikalarına taşıdı belki ama maç penaltılara kalıp da kaybetselerdi, hakikaten çok yazık olacaktı futbol adına. Özellikle Schuerrle girdikten sonra daha etkili oynadılar. Kazanacaklarını biliyorlardı ama hem Messi faktörü, hem de Arjantin’in kontraatak futbolunu çok iyi bilmesi sebebiyle oyunun bazı bölümlerinde defans güvenliklerini riske etmeden sakin kalarak oynadılar. Sanırım Arjantin-Belçika maçını da iyi etüd etmişler. Belçika her atağa çıkışında Messi’yi markesiz bırakmıştı ama Almanlar benzeri bir duruma izin vermediler ve çok dikkatliydiler.

Gol Nasıl Atılırmış Gösterdiler

120’nin bitmesine sekiz kala beklenen golü buldu Panzerler. Yorulmak bilmeyen Almanlara ayak uyduramayan Arjantin yorulunca kaçınılmaz gol geç de olsa geldi. Kaptanları Lahm’la başlayan paslaşmalar Schweinsteiger-Boateng-Hummels-Kroos-Schürrle ile devam etti . Arjantin defansının, özellikle Garay ve Demichelis’in, uyuduğu bir anda Mario Götze’nin akıl dolu vuruşuyla golü bulup kupaya uzandılar. 97’de Palacio topu göğsünde yumuşatamamış, Arjantin adına golü kaçırmıştı ama 22’lik genç oyuncu tecrübeli golcülere parmak ısırtırcasına topu göğsünde kontrol etti ve kupayı getiren golü ağlarla buluşturdu.

2008’de Avrupa Şampiyonluğunu finalde İspanya’ya kaybeden, 2010 Dünya Kupasında 3. olan, 2012 Avrupa Şampiyonasında İtalya’ya yenilip yarı finalde elenen Joashim Löw yarattığı muhteşem takımla, teknik adamlık kariyerinde kazıya kazıya, sabrederek geldiği yerini Dünya Kupasıyla taçlandırdı. Bize böylesine kaliteli bir ekip ve futbol seyrettirdiğin için sonsuz teşekkürler...

13 Temmuz 2014 Pazar, New York, 8:29pm

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.