Maç öncesinde Raul, Topal ve Gökhan’ın olmaması Erciyesspor’un, Vleminckx’in olmaması da Fener’in avantajına gözüküyordu. Emre ve Selçuk hatta bench’de oturan Alper ve Salih Sarı lacivertlilerin orta saha yükünü bir şekilde kaldırrırlardı ama ya Gökhan’ın yokluğu? Sağ kanat ne yapacağı belli olmayan ama her zaman çalıskan olan Topuz’a kalmıştı. Kapalı kutuydu Topuz. Sene başında evlerini Ankara’dan Kayseri’ye taşıyan, Gençlerbirliğinde olduğu gibi Erciyesspor’da da ileri ikilinin en ucunda oynayan Azofeifa’yla Vleminckx’in beraber olamaması Fuat Hoca adına zor anların yaşanacağının habercisiydi.
Nitekimde öyle oldu. Kosta Rika’lı yıldızın nefis frikik golü dışında yakaladıkları tek net gollük pozisyonda İbriçiç’in ortasına, altı pasın hemen önünde Bakaye’nin ıska geçercesine berbat bir vuruşla bakakalması dışında bir iki şutla tamamlamışlardı koskoca 90 dakikayı. Oysa ki ikinci yarıyı, uzatmalarda dahil 50 dakika, 9 kişiye karşı oynamışlardı. Neden mi? Çünkü Baroni’yle Kadlec yine kayıp ilanıyla aranan ideal ikiliydi. Kırmızı kartla atılsalardı, belki o zaman farkedilirdi oyundan çıkışları.
Fenerbahçe Neden İki Ofansif Orta Sahayla Oynamaz?
Ha bugün ha yarın, evet belki bu hafta; yok olmadı gelecek haftaki maça derken Baroni bu sene takıma bir türlü adapte olamadı. Dün akşam yaptığı tek doğru hareket ilk yarıda soldan bindirilen atakta topu neredeyse Caner’in ayağına kondurmasıydı. Golden önceki yapılan paslaşmaları saymıyorum bile. En nihayetinde son saniyelerde kontraya çıkıldı ve Egemen-Baroni-Kuyt zinciri oldu Emenike’nin kafasından önce. Acaba diyorum; Hasan Ali’nin Hollanda maçında Umut’un kafasına adeta pas olarak verdiği orta dışarı çıkmayıpda gol olsaydı, dün akşam ki karşılaşmada Caner’in yerine Kadlec mi girerdi oyuna yoksa Hasan mı? Hollanda maçında oynayarak, kötüde oynamamıştı üstelik, hazır olan Hasan varken bu sene sadece Avrupa arenasında gözüken Çekoslavak oyuncunun oyuna girişi herhalde bir futbol şakasıydı. Yoksa bir Yanal ironisi miydi? Ne kanattan geldi, ne de kademeye girdi solak oyuncu. Çocukların izledikleri Susam Sokağının Edisi ve Büdüsü gibiler adeta Baroni ile Kadlec. Sanki el ele, kol kola yürüyüp ağız birliği etmişler ve “biz ayrılmayan ikiliyiz, bizden bu sene size hayır yok” diye haykırıyorlar resmen. Ah bir de görüp de farkeden olsa bu haykırışları!!!
Topuz’un golü özleyen, gole susamış ayakları ne kadar öne doğru gittiyse Kayseri’de, Caner’de taraftarını gereksiz yere sinir krizine sokmayı o kadar özlemiş olmalı ki, aynı geçen seneki olayları “de javu” gibi yaşattı ve;”hırçın, kabadayı” kılığına da bürününce bir anda kendini Özkahya’nın kırmızısından kurtarıp, Yanal’ın hışmından kurtaramayınca buhar oldu adeta, kaybolup gidiverdi. Keşke bu hamleyi yaparkenki cesaretini Emenike’yi oyuna erken alarak da gösterseydi ya da Vleminckx gibi bir oyuncunun yoklğunda Selçuk’la değilde; Emre’nin yanına ilk 11’de Alper ya da Salih’i koyarak başlasaydı da, defansın önünde oynayan ikilinin bir tanesi mutlaka “defansif özellikli” olmalı klişesini kırıp, derbi ve zor Anadolu maçları hariç; “iki ofansif orta saha” ‘yla oynarım taktiksel karakterini gösterebilseydi futbol sevdalılarına Ersun Hoca.
Bu arada Volkan’a hiç dikkat ettiniz mi? Ne kadar dalgın, ne kadar avare, ne kadar oyundan uzaktı. Hisleri ve duyguları bile kendinde değildi milli kalecinin. Atılan gollerde verdiği sevinç tepkisi neredeyse sıfırdı. Özellikle son saniyede gelen galibiyet golünde tüm arkadaşları deli gibi sevinip kendilerinden geçerken, onun çok hafif tepki göstermesi hayra alamet değil. Belli ki aklı da, fikri de, zihni de Hollanda maçında yediği o garip golde kalmış; yoksa tüm benliğiyle oyunda olan Volkan dün çatala giden o topu ne yapıp eder mutlaka çıkartırdı her türlü zorluğa rağmen. O zaman azıcık dinlensin. İlla ki sakatlanması ya da kırmızı kart mı görmesi gerekiyor kalenin Mert’e emanet edilmesi için. Demek ki Ersun Hoca’nın da teknik, taktik, antrenman bilgilerini futbolcularına vermesi dışında; “moral çöküntüsü yaşayan futbolcular nasıl normale dönerler?” konulu panellere, toplantılara iştirak etmesi gerekecek sanırım. Tamam takımın mücadelesi, fiziki gücü yerinde ama her zaman formda santraforu kırmızı karttan eksik takım yakalamak zor olur. Bir de her zaman 94’e maç uzamaz. Ya dünkü maç 93’de bitseydi......
10 Ekim 2013, Pazar, New York, 7:07
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.