Evet dün gece adına Volkan için söylenecek en güzel söz bu olmalı bence. Volkan sadece maçı almakla kalmadı, turu da getiren oldu. Yalnız dün gece değil, geçen hafta Salzburg’da oynanan maçta da olağanüstü kurtarışlar yapmış, Alan dışındaki Red Bull’un boğalarına fırsat vermemişti. Dün gecede aynısı yaptı ve Topal’ın ve Kadlec’in birer kez olağanüstü yardımları dışında, özellikle ikinci yarıda tek kale oynanan maçta muhteşem kurtarışlar yaparak, hem Avusturya’da hem de Kadıköy’de turun Fenerbahçe tarafına yazılmasını sağladı. Volkan için hep şunu söylerim; Konsantre olduğunda dünyanın en iyi 10 kalecisinden biri ancak konsatrasyonunu yitirdiğinde onu tanımakda güçlük çekersiniz. İşte dün gece dünyanın en iyi 10 kalecisinden biri vardı kalesini savunan. Dün geceliğine örümcek adam lakabını Topal’dan alarak kendi hanesine yazdırdı.
Her iki takım normal 11’leri ile sahada yer alırken, sürpriz olan son güne kadar oynaması beklenen Emre’nin yerine, ilk maçın sonunda Red Bull Arena’dan koltuk değnekleriyle çıkan Raul’un oynamasıydı. Chelsea’de uzaktan muhteşem vuruşlarıyla İngilizlerin gözlerinin pasını silen Raul, henüz 3.dakikada yenilen golün üstene, yaptığı enfes vuruşla hem “eyvah yine mi geriye düştük” psikozuna girmesi an meselesi olan 50 bini uyandırdı, hem de arkadaşlarını gereksiz strese girmeden oyuna döndürdü ve ilk maçda Sow’un oyuna girişiyle kendine gelip 30 küsur dakikada işi bitiren Fenerbahçe, dün de benzer bir şekilde skor olarak geriye düştükten sonra ki iyi futboluyla, yine 30 küsur dakikalık futboluyla işi ikinci yarıya bırakmadan bitiriverdi.
Fenerbahçe Dün Akşam Kendini Yeniden Buldu
Ersun Hoca çok doğru bir kararla, hiç riske girmeden geçen sene Avrupa’ya meydan okuyan takımı sahaya sürünce, Salzburg takımıda ilk maçın aksine ilk yarıda karşısında mükemmel bir takım görünce ne yapacağını şaşırdı. Defansında üstüste ve amatörce hatalar yapınca, Sow-Webo-Kuyt üçgeninde kayboldular. Bu üçlüye oyundan çıkana kadar Raul, Baroni ve Topal’da katılınca, her ne kadar Kampl & Soriano işbirliğiyle şok golü bulsalarda, Salzburg’un öldürücü dörlüsü Soriano-Alan-Mane-Kampl ikinci yarıdaki her türlü çabalarına rağmen tecrübenin gençliğe üstün gelmesine mani olamadılar. Ancak ikinci yarıdaki fotoğraf karesine giren oyun görüntüsü son derece rahasız edici. Kendilerini bilerek mi nadasa bıraktılar yoksa yoruldular mı bunun en doğru cevabını sanırım futbolcular ile Ersun Hoca yanıtlar.
Son sözümüz bizleri zamansız ve çok erken terk eden Kaptanımıza; 18 Eylül 1985 senesinde dönemin güçlü takımlarından, 1998 Dünya Kupasını Fransız Milli Takımıyla kazanan ünlü teknik direktör Aime Jacquet’in çalıştırdığı, Patrick Battiston, Alain Giresse, Jean Tigana gibi dönemin üst düzey futbolcularının yer aldığı Bordeaux’u Senin, Şenol Çorlu’nun ve Hüseyin Çakıroğlu’nun golleriyle yenerken, tüm Türkiye o dönemin fenomeni olan maç spikeri Murat Ünlü’nün sesiyle maçı radyodan dinlemiş ve adeta bayram etmişti. Seni çok sevdiğimiz Hüseyin, Lefter ve bu renklere gönül veren nicelerinin yanına yolluyoruz. Merak etme Çubukluyu onurla taşıyanlar yeni zaferlerden Seni hep haberdar edecekler. Nur içinde yat…..
New York, 02:25
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.