ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Yorulmayanlar

Asım Çalık

12 Mayıs 2013 Pazar 22:51
  • A
  • A

Dile kolay 60 maçı aşan bir yoğunlukta sürdürülen lig mücadelesinin sonuna gelirken güçlerinin belki de en son kalan parçalarını harcıyordu Sarı Laciverli yürekler. Şampiyonluğu kaçıranlar, UEFA Finaline adını yazdıramamanın üzüntüsünün tek çaresinin Sarı Kırmızı bir galibiyet olduğunun bilinciyle başladılar karşılaşmaya. 120 dakikalık Eskişehir maçı yorgunluğu onları durduramamıştı.

Fatih Hoca aslında kendi ismiyle özdeşleşmiş “4-4-2 = FatihTerim” formülünü sadece kafa karıştıran değil, sistem bulanıklığı da yaratan Sneijder’ın yokluğunda Amrabat ile uygulama fırsatını garip bir kararla kaçırarak formayı Elmander’e veriyor ve adeta kendi kendine tuzak hazırlıyordu Boğazın Anadolu yakasında. Fenerbahçe Sow’un önderliğinde özellikle ilk 10 dakika inanılmaz bir baskıyla oynadı. Ancak bu dakikadan sonra Sow her nedense Kadıköy sahnesinden çekilerek, baş rol oyunculuğunu Webo’ya bıraktı. Sanki 40 yıllık Fenerbahçe’li gibiydi Webo. Beraberlik golünün asıl kahramanı sol kanada saklanarak, sağ kanatta Gökhan’a gol yolunu açan Kuyt oldu. Webo kendisini Fenerbahçeli yapan golü attıktan sonra Emre’nin gayretiyle gelen ikinci golü de Cimbomun filelerine bırakarak, Kadıköy’de ki sahnenin ilk perdesini kapatıyordu.

Orta Saha Düştü

Orta saha üstünlüğünün Fenerbahçe’de olması, topun yine Sarı Kanarya’larda kalması anlamına geliyordu bu devrede de. Taki Emre ve Raul oyundan çıkana kadar. Onların sahayı terkedişleri, orta saha üstünlüğünü Galatasaray’a verirken Caner ve Salih’in gayretleri yetmiyor, alışılagelmiş pas düzeni ve trafiği sağlanamıyordu bir türlü. Galatasaray atak üstüne atak yapmaya devam ederken çareyi Topuz’u almakta buldu Aykut Hoca. Amacı yeterli direnci sağlayıp, düşen orta sahayı ayağa kaldırmaktı. Bir nebze de başarlı oldular aslında.

İki Kaleci İki Takıma Bedelmiş

86’da, Webo’nun yerine çıkmalarını beklediğim Sow ve Kuyt ikilileri neredeyse harikulade bir gole imza atıyorlardı. Hızlı bir kontratakta Sow’un yerden sert giden şutu direğe çarpıp Kuyt’ın önüne düşmüştü ancak yerde kalan Muslera adeta havalanarak Kuyt’ın şutunu, gören gözlerin bile inanamayacağı bir şekilde kornere tokatlarken, sanki boyunu iki misli uzatıyordu yerden havaya doğru. Volkan Mustera’dan geri kalır mı hiç? Akabinde Fener’in müzmin hastalığı hortluyor ve yine ailecek geride kalan defansı ekarte eden Burak’ın usta vuruşunu parmaklarının ucuyla çıkartarak geceyi Webo ve Muslera’dan sonra Volkan da imzalıyordu. Ancak Volkan’ın diğerlerinden farkı bir imza fazla atmasıydı. Bir kaptana yakışmayan bu “kırmızı renkli imza” belki de koca bir sezona mal olacak ve takımıda Şampiyonlar Liginden edecekti. Neyse ki bu riskli hareket Kadıköy’de skoru değiştirmedi ve Galatasaray Anadolu yakasında ki galibiyet hasretini başka bir sezona bıraktı.

New York, 3:47

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.