Son zamanlarda, herkesin de takip ettiği üzre ''Başbakan'a sempati'' duyduğunu söyleyen kim varsa, bilerek hedef tahtası yapılmaya çalışılıyor. İşlerine gelince adaletten, özgürlükten bahseden zihniyet, bir çok sanatçı masumane şekilde fikir beyan ettiler diye eleştiriliyor. Şafak Sezer, masumane bir şekilde Başbakan'ın iftarına giderek bizzat özür diledi. Fakat bu olayı, kendi kurguladıkları tarafa çekmeye çalışanlar bu halkı etki altında bırakamayacaklardır. Her fırsatta adalet diyenler, özgürlük diyenler, başbakanı seviyor diye eleştiri oklarını sanatçılarımıza yöneltiyorlar. O zihniyetin özgürlükten kastı; Sn. Başbakanımız'ın merhum annesine hakaret etmek, Sn.Başbakan ve makamına, devlet yöneticilerimize hadsiz ve şuursuz bir şekilde küfür etmekse eğer, bu özgürlüğe bu halk da, Allah'ın adaleti de, hakk'ı da izin vermez.
Benim bu yazıyı satırlara dökmeme bir etken ise, Mustafa Ceceli'dir. Kendisini diğer sanatçılardan, duruşu ve zihniyeti nedeniyle bir başka yere koyarım. Efendiliği, mütevazılığı, dindarlığı bir yana; son zamanlarda ''iftar duası'' ile başlayıp, ''ilahi'' ile pekiştiren, ''Ezan-ı Şerif'' ile ruhunu güzel bir şekilde bütünleştiren güzel insan Ceceli'yi selamlıyorum.
Dizilerde boy gösteren çoğu sanatçının uyuşturucu kullanmak suçundan gözaltına alındığı dönemde, Ceceli dini duygularını önplana çıkararak duruşunu gösterdi. Bu durum, çapulcu tayfadan bazı hazımsızları rahatsız etmiş. Olması, yaşaması gerektiği gibi yaşayanları eleştiren bu tayfa, yakışıksız vaziyette bulunan sanatçılara destek olmakta bir numara.
Gözaltına alınan isimlere dikkat çektiğiniz zaman, çoğunun Gezi eylemcisi olduğunu anımsarsınız. Duruşunu sahiplenen, belirten, devletine sahip çıkanların bu tür gözaltı olayı içerisinde olmadığını objektif bir gözle görebilmeniz mümkün. Gözaltına alınan sanatçıları savunmaya çalışanlar ise, devlete nasıl vurabilirim diyerek 'bir taşla iki kuş' vurmaya niyetlenen insanlardır. Başbakan, Gezi eylemcilerini bir bir rezil ediyor şeklinde çıkan haberler görürsünüz. Eğer varsa hakikati, kullanmışlar ise Başbakan'ın rezil etmesine katii suretle gerek yok demektir.
Necati Şaşmaz, Uğur Işılak, Şafak Sezer, Mustafa Ceceli, Mustafa Sandal, Orhan Gencebay, Hülya Avşar, Kadir İnanır, Hülya Koçyiğit, Acun Ilıcalı, İbrahim Tatlıses, Mahsun Kırmızıgül, Ertem Şener vb. önemli isimler hadsiz eleştirilerden nasibini almış, hedef tahtasına çevrilmeye çalışılmış duyarlı, vatansever sanatçılarımızdan bazıları.. Tek suçları, özgür bir şekilde taraflarını belli etmeleri. Bunu en azından yıkmadan, bölmeden, dağıtmadan, devlete zarar vermeden yapıyor olmaları(!) İşte bu durum, onları hazımsızlaştırıyor. Ülkeyi, ''Siz, biz, o'cu, bu'cu'' diye bölmeye çalışanlara prim vermeyiniz..
Saygılarımla..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
- - Yıldız Güneş:26 Ekim 2013, Cumartesi 19:41