Bu gün için ayırmış olduğum yazı konum; Sn.Başbakanımızın uslübünü eleştiren zihniyet. Sn.Başbakanımızın uslübünü beğenmeyenler, sert bir dile sahip olduğunu vurgulayanlar, icraatlerine burun kıvıranlar, ve hatta diktatör ilan edenler(!). Sn.Başbakanımızın uslübünü beğenmeyen o zihniyet, en kibar devlet adamlarımızdan Adnan Menderes'i ipe götürmedi mi? Götürdü.

Sn.Başbakanımız'ın uslübünü eleştiren, yaklaşımını sert bulan zihniyet başbakanımıza karşı yakışmayacak uslüpler, lakaplar, sözler kullanmadılar mı? Sevmeseler dahi Türkiye Cumhuriyeti Başbakanı'na ağza alınmayacak ifadeler kullanmadılar mı? Kullandılar. Sevmesen bile bir ülkenin koskoca başbakanına hakaret edemezsin.

Sn.Başbakanımız'ın icraatlerini kabullenemeyen, hazmedemeyen o zihniyet; nükleer enerji, üçüncü köprü ve havaalanı, Kanal İstanbul projelerine 'çevreyi korumak' adı altında karşı çıkmadılar mı? Çıktılar.

Asıl maksadı 'çevreyi korumak' olan insanları bile dış güçlerin oyunlarına alet olan provakatörler harcamadı mı? Gezi Parkı eylemleri maksadını ve konumunu ayırt edemeyen insanları zor halde bırakarak polise karşı önyargı oluşmasını, halkı polise karşı kışkırtmayı amaç edinmedi mi? Edindi.

''Biz bu yola kefenlerimizi giyerek çıktık'' diyen başbakanımıza misilleme yaparak sahte bir tabut kaldırıp bu ülkenin başbakanını sözde mezara sokmadılar mı? Soktular.

Sn.Başbakanımız için 'diktatör' yakıştırmasında bulunanlar yediği önünde yemediği ardında, yıllardır bolluk ve rahat içinde keyif sürmediler mi? Sürdüler. Başbakan gerçekten dedikleri gibi diktatör bir kişilik olsaydı eğer, kimse eylem yapmaya cesaret dahi edemezdi. Kimse, 'Tayyip istifa!' demeye, hatta ailesine yönelik yakışıksız ifadeler kullanmayı bırakın söylemeyi, akıllarından bile geçiremezlerdi. Diktatör sıfatı asla bu kadar kolay kullanılamaz. Demokratik bir kişiliğe sahip olan başbakanımızın barışçıl mesajlar veriyor olması, dış güçleri rahatsız etmiş olmalı ki sahneye sürdüğü provakatör tayfası gerçek mesleklerini belli etmeye çaba gösterdi.

Oyuna gelmeyen, dış güçlerin hazımsızlığına pervane olmayan duyarlı, kadirşinas halkıma çok teşekkür ediyorum. Duyarlı vatandaşlarımızı gördükçe, kendilerinin bir oyunun parçası içerisinde görmediğime inandıkça şu güzeller güzeli hadis çepeçevre sarıyor ruhumu. ''Lâ Tahzen! Innallâhe Meassabirin!''

Yani diyor ki; (Üzülme Allah sabredenlerle beraberdir). Bizlerde sabredenlerden, ve kazananlardan olacağız. Bu ülke şahısların değil, halkındır, bizimdir. Devletimize sahip çıkmak ise Türk Milletine en çok yakışan davranış olur.

Sıhhat dolu yıllar dilerim, saygılar..