Demokrasinin kara adı, adaletsizliğin boy gezdirdiği, Müslümanların büyük bir oyuna maruz kaldığı Mısır topraklarını kaleme almak durumundayım. Bu adaletsizliğe, bu darbeye ses çıkaramayan korkaklar, bana adaletten bahsetmesin. Adalet, ve adalet isteği paylaşıldıkça anlam bulur. Sadece Türkiye'de adalet istemek, bencilliğin daniskasıdır. Müslümanların sınandığı, büyük bir oyunun içerisine empoze edilmiş sığ bir zihniyetin darbesini savunan Müslüman olamaz, İslamiyet'ten zerre nasibini almamış demektir. Türkiye'de, çevreye duyarlı sanatçılarımızın bu olay karşısında sessiz kalması, hem Türkiye'mizin, hem Müslüman ülkelerinin ne denli bir oyuna maruz kaldığının bir göstergesi. Diliyle her kulvarda Müslüman olduğunu söyleyenler, yüreğiyle ve davranışıyla da İslamiyet'i doruğunda yaşamalı. Bu yaşantısını, görüşlerine de aktarmalı ki, sağlıklı düşünceler aktarabilsin gelecek nesillere. Ne yazık ki, Mursi tüm bu yaşananları haketmiyor demekten başka birşey söyleyemiyorum. Sanırım, bize nazar değdi(!).
Mursi ve Müslümanlar Kardeşler'imize yapılan bu darbe karşısında tarafını belli etmemek, korkaklık olur, darbeden nemalanmak olur. Darbeyi savunan zihniyetlere baktığımız zaman; İsrail ve Esed bir yana, ülkemizin ana muhalefet partisinin bazı vekillerinin de bu darbeye destek veriyor olması şaşırtıcı bir durum olmadı. Bizim muhalefet, muhalefet olmak adına bile inanmadığı bir davayı savunabilir, benimseyebilir.
Bir insan Mursi'yi bilmese, Mısır'ın ne hallerde olduğunu, Arap baharını, Mübarek yönetimini bilmese dahi sırf CNN Int. BBC ve Halk Tv'nin Mursi karşıtı olmasından yola çıkarak bile Mursi'nin yanında olur.. Demokrasi adına çalınan kara lekeye tepki göstermeyenler, Türkiye'de adalet istemesin. Adalet istemek adı altında fikrini beyan etmesin, Mısır'da yaşanan bu adaletsizliğe ses çıkaramayan korkaklar, hiçbir yerde ses çıkarmasınlar. Peygamber Efendimiz (S.A.V) buyurmuşlar ki; ''Haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır.''
Türkiyemizin, Mursi'nin yanında olması için bile, neden üzerine neden sayabiliriz. Bilmeyenler, anlamayanlar, tazelemek isteyenler için..
-Mursi, her şartta, her fırsatta Türkiye'nin yanında saf tuttuğu için;
-Filistinli kardeşlerimize ambargo uygulayan İsrail'e kafa tutup Filistinlilere kapılarını açtığı için;
-İsrail Filistin'e saldırma hazırlığı yaparken kalkıp, ''bedelini ödersin İsrail'' dediği için;
-Mısır'ı Müslümanların hizmetine sunduğu için;
-Mısır'da Müslümanların zulüm görmesini engellediği için;
-Darbede bile Müslüman'a yakışır dik duruşunu bozmadığı için;
-Zalimlere, darbecilere prim tanımadığı için;
..Mursi'ye destek verilir. Ve daha birçok neden bizi Mursi'ye bir adım daha yaklaştırıyor.
Mısır ordusunun Mursi'yi devirme planı 8 ay önce hazırlandı. 60 yıllık cumhuriyet tarihinde sadece bir kaç yıl hariç askeri rejimle idare edilen Mısır'da 30 yıllık Hüsnü Mübarek dönemini bitiren Tahrir Meydanı isyanından sonra demokratik seçimle iktidara gelen Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi sadece 1 yıl cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabildi. Göreve geldikten bir ay sonra Mübarek'in yakın adamlarından birisi olan Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Hüseyin Tantavi'yi görevden alan Mursi, yerine kendisine darbe yapan Abdul Fettah'ı atamıştı. Ardından askerin yetkilerini kısıtlayan Mursi, çıkardığı bir kararnameyle yetkilerini genişletti ve aldığı bütün kararları yargı denetimi dışında bırakmıştı. Mursi'nin kendisini geniş yetkilerle donatması halktan büyük tepki görmesine rağmen, bu halk, darbe vakti reis-i cumhur'una sahip çıkmayı kendisine amaç edindi, yedirmeyiz dedi, bırakmadı.
Mısır ordusu, açıklayacağı yol haritasına son şeklini vermek için dini liderler, göstericiler, gençlik hareketi ve muhalif partileri görüşmeye çağırdı. Ordu ayrıca Müslüman Kardeşler'in önde gelen liderlerinden olan ve Özgürlük ve Adalet Partisi grup başkanı ve aynı zamanda Parlamento Başkanı Said El Katatni'yi de görüşmelere çağırdı. Ancak Katatni, "Siz meşru iktidara darbe yapacaksınız" diyerek bu teklifi geri çevirdi.
Mısırda ordu bölündü. Generaller; iç savaş başlayacak, Mursi göreve iade edilsin diye Sisi'ye baskı yapıyor. 3 Temmuz'da başlayan bu darbe, Mursi'nin görevine devam etmesiyle beraber son bulacak inşaallah.
İrlandalı siyasetçi Jonathan Swift'in günümüz koşullarına uyan şu sözünü, her kara günde ilke edinebilirsek eğer, haklının yanında dik durabilmeyi daha iyi Hakk'ı savunmayı öğrenebiliriz. ''Dünya'ya gerçek bir dahi geldiğinde, onu şu işaretten tanıyabiliriz demiş Swift; -Bütün ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir.- Tıpkı tüm ahmakların, Müslüman liderlere yaklaşımı gibi..
İslamiyet düşmanı güçler, elbette Müslüman bir lider, bir cumhurbaşkanı istemez. Ve buna engel olabilmek adına darbe de çıkarırlar, sürgün de ederler, ipe de götürürler(!) Aynı ülkemizde olduğu gibi(!). Tüm Müslüman aleminin kardeşçesine birbirine sarılması, destek vermesi, zor gününde kardeşlik türküleriyle birbirlerine yaklaşması, tüm oyunu bozar. Gelin; birlik olalım, beraber olalım, bu oyunu bozalım!
Dinlerde aslolan “sabır”dır. Sabır zaferi Allah’a, seferi kula havale eden sürekli eylemdir. ''Lâ Tahzen! Innallâhe Meassabirin!'' (Üzülme Allah sabredenlerle beraberdir!)
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
taksimde kendi halkın hakkını arıyorken nerdeydin acaba? nerdeydi acaba merhametiniz duygularınız..
Müslüman Müslümana yardım çıkmazsa kimse çıkmaz, hala anlamıyomusunuz ne işler döndüğünü. Verin artık yüreğiniz aklınızı mısıra
bizim muhalefet sırf muhalefet olsun diye bu darbeyi savunuyor. Katil esed ile anlaşmış gibiler.. Bir kerede ülke menfaatine adım atsalar şaşarım yahu..
kusursuz bi yazından dolayı kutluyorum sizi, Allah oruçlarımızı kabul etsin inşallah
tüm İslam aleminin yüreği Mısır'da atıyor, Mursi ile atıyor..
yine döktürmüşsün abim çok cesursun, sanatçı diye geçinen çoğu insandan daha cesur daha doğrusun
keşke her Müslüman üzerine düşeni yapsa..
o kadar güzel özetlemişsin ki, ne eksik var ne fazla..