ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Halk'ın Bankası'na operasyon..

Bahadır Tekin

23 Aralık 2013 Pazartesi 19:33
  • A
  • A
Gündem hızla değişiyor, değiştikçe yeni anektotlar ışık tutuyor fikrimize..

Yoğunlaştırılmış kapalı devre istihbarat savaşları ile hükümet yıpratılmaya çalışılırken, bazı şeyler özellikle tam vaktinde gerçekleştiriliyor. Tüm bunlar, İslam hukukundan anlamadığı halde,insanlara nasıl yaşaması gerektiğini öğretebilme cürreti gösterenlerin dizaynı..

Ancak bunlar ''uzun vadede gerçekleşecek'' icraatlar arasında yok!

Neden mi?

Uzun süredir Mısır ve İsrail ikilisinin Gazze'yi fiziki ve psikolojik ablukaya aldığı aşikar. Gazze'yi avcunun içine aldığını zannedenler/bu yönde politika arzu edenlerin ellerini ovuştura ovuştura bir sürece tanık olduğunu göreceğiz, hala görmekteyiz..

Gazze’de büyük bir enerji sorunu olduğu malum..

Bu sorunun çözülmesi için Ortadoğu'nun iki aykırı ülkesinden biri olan Katar 10 milyon dolar tutarında enerji birinci paketini finanse ettiğini açıkladı. Hemde Gazze için! Haber bizim medyamızda çok yazılmadı. Çünkü Gazze konusunda Türkiye'nin yalnız olduğu hissi 'işleniyor', tüm dünyaya böyle lanse ettirilmeye çalışılıyordu.

Neden?

Bu finansman ile Gazze yaklaşık 4 ay elektrik sağlayabilecekti!

Gazze'de elektrik akaryakıt istasyonlarında termik şekilde elde ediliyor. Katar finansmanı arttırıyor,Gazze'ye akaryakıt taşıyacağını da açıklıyor.

İsrail ve Gülen Hareketi rahatsız!

Bunlara istinaden Türk şirketlerinin ihracat kapasitesi ve iş yapma kapasitesi artıyor. AB'de büyüme rakamlarında Türkiye AB birincisi oluyor. Afganistan ve Irak'ın yeniden yapılandırılması için açılan ihalelerde büyük ataklarda bulunan Türk şirketleri Ortadoğu ve ön Asya çapında en büyük paya sahip oluyor. Türkiye Rusya ile bir anlaşma yaparak hem AB hem ABD'yi iki ülke arasında giderek gelişen ticari ilişkilerde ofsayta düşürüyor. Özellikle inşaat sektöründe dünya devi haline gelen Türkiye, az gelişmiş ülkeler ile gelişmiş ülkeler arasındaki dengesizlikte bir denge rolü üstleniyor.

Dünya ticari ölçeğinde yapılan dış satış ve/veya ihale sistemlerinde, özellikle ''likidite'' konusunda 1999 yılında 105. sırada olan Halkbank, 2012'de dünyada ikinci sıraya geliyor. Toplam yekünlerin transferi, ihale bedellerinin değerlendirilmesi, yıllık ilk yarı toplam karları ile birkaç Ortadoğu ülkesini satın alabilecek seviyeye geçiş ve ambargoya rağmen İran ile olan işlem bazında en yakın toplama atılan fark ve İran'a altın ihracatı yapması, Gazze'ye likit yardımların tüm ses getiren tepkilere rağmen aktarılması, Gazze'de iş yapan şirketlere de sınırlı sürede uygulanacak fark yansıması..

Türkiye ekonomisinin giderek yaptırım gücüne sahip olma gücüdür bunlar. Hepimiz biliyoruz ki, Türkiye ekonomik alanda, özellikle son çeyrekte görüldüğü üzre epey gelişim göstermekte olan bir ülke..

Halk bank soruşturmasını 'tesadüfen' tam da hükümet ile cemaat gerilimi sırasında gerçekleştiren savcının operasyonda yer alacak polisleri Türkiye'nin çeşitli yerlerinden 'kendi menfaatlerine hizmet edebilecek kişiler' seçmesi bizleri genel olarak şaşırtmasa da, çizdikleri tutum ve duruş dahilinde kime-neye hizmet ettikleri az buçuk tahmin edilebiliyor.

Neden böylesine bir tercih söz konusu?

Halk bank'ta iddia edildiği gibi bir yolsuzluk varsa neden istihbarattan mali görevliler istenmedi? Neden ''kendi menfaatlerine hizmet edebilecek'' yetki sahibi şahıslar yurt-içi'nden transfer edildi?

Savcı,ekibi ile gökten zembille inen bir soruşturma ile ilgilenirken, ülkemizde bazı zihniyetler AK Parti'yi yıpratma evresinde savcılara sahip çıkıyor, Gezi'de ''vatan haini'' ilan ettiği polisimizin savunucu neferleri oluveriyorlar.

Yolsuzluk bahanesi ile AK Parti'nin üzerine özellikle gidilerek yıpratılmak isteniyor. Şayet, düzen ''yalnızca yolsuzluğun önünü kesmek'' adına ''samimi bir düşünceyle'' yapılmış olsaydı emin olunuz ki bu operasyona milletçek can-ı gönülden destek verirdik. Fakirin aşından çalan kim olursa olsun tepkimizi koyarız. Sabit bir düşüncede, ''bizden olan yesin'' mantığında değiliz!

Gerilim sırasında(operasyon ve operasyon sürecinde polisin bakanın evine sivil ve destur'suz arama yapması gibi..) ve yargı ellerinde iken tam da İsrail'in rahatsız olduğu noktadan hem ''hükümeti'' yıpratmayı hem de ''İsrail'i'' rahatlatmayı hedefliyorlar!

Cemaat hem hükümeti yıpratma çalışması, hem İsrail ve Neo-con'ları rahatlatma çalışması yaparken bir yandan da Halk bankası'nda ki geniş ''ticari bilgi potansiyeline, bağlantı aralıklarına'' ulaşmayı ve böylece ''büyüme'' atılımının önüne ileride tüm engellemeler göz-önüne alınarak bilgi toplamayı gerçekleştiriyor.

Son yıllarda gelişen büyüme ön görüleri epey kuvvetli olan bir-kaç İslam ülkesinin ekonomik faaliyetleri çeşitli ''darbelerle veya müdahalelerle'' durdurulmaya çalışıldı. Bunlar arasında başarılı olan müdahaleler olduğu gibi, başarısızlıkla neticelenen müdahale ve darbeler de görüldü. Mısır en büyük başarısı oldu Gülen cemaatinin! Tüm engellemelere rağmen yardım-sever vazifesi gören Katar ve her bakımdan gelişmekte olan Türkiye ise durdurulması zor ülkelerdi!

Bu büyüme savaşlarının amacı, 4-5 yıldır enerji ve mali savaşlara dayalı istihbarat operasyonlarına dönüştü. Neo-con'ların ve İsrail'in Türkiye üzerinde ki en etkili silahı olan camia, beklenmedik şekilde açığa düşünce acil senaryolar ve atılımlar 'geçmişteki endişelere bağlı' olarak gündeme geldi.

Halk Bankası bahanesiyle AK Parti'yi sıkıştırmak için en elverişli zaman böylece başlamış bulunuyordu..

Operasyonlar, güzel Türkiye'miz için sevimsiz bir şekilde başlasa da, şer gibi görünenlerin hayır getirmesi için dua edelim.

Beddua'lardan korkmuyoruz. Abdestimizden şüphemiz yok ki, namazımızdan olsun!
YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.