ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Menderes'ten Erdoğan'a Millet Hizmetkârlığı..

Bahadır Tekin

10 Ağustos 2013 Cumartesi 01:37
  • A
  • A

Menderes'ten Erdoğan'a kadar aktarılan ''Milletin efendisi değil, milletin hizmetkarı olmaya geldik..'' sloganı, bu yazımla birlikte bu konuya vakıf olmayanların da ilgisini çekecektir inşaallah.. Söze, Menderes'in Türkçe Ezan'ı iptal edip, Ezan'ı aslına çevirdiğini anlatan bir özetle başlamak istiyorum.

''23 Mayıs 1950. Menderes, ilk icraatını hemen 1932 yılında Ezan'ı Türkçe'ye çeviren kanunu iptal etmekle başladı. Ezan'ın Arapça okunma kararı şok etmişti bazılarını. Menderes ise, bu tabuların üzerine gitmeye kararlıydı. Menderes'in bu teklifi, meclisten kabul gördü. Bazı sözde ilerici aydınlarsa Demokrat Parti'den bu karar yüzünden koptular. Menderes sözünde kararlıydı. Kararı hemen Çankaya Köşkü'ne gönderdi. Kanunun, Ramazan Ayı'na yetişmesi isteniyordu. Bayar'sa kanunu onaylamıyor, ve ağırdan alıyordu. Onaylandığını anlayan Menderes, hemen tavrını sertçe ortaya koydu. İstifasını yazıp, hemen Mersin'e hareket etti. Sonuç, Menderes'in kanununu Bayar imzalamak zorunda kalmıştı. Menderes ise hemen geri dönmüştü. Ordu ise, konuyu tartışmaya çoktan başlamıştı bile.. İhtilalin ayak sesleri, kışlalardan sokaklara gelmekteydi artık.. Ve artık Ezan, minarelerin şerefelerinde Arapça okunmaktaydı..''

Böylesine önemli bir icraatla göreve başlayan Menderes'in milletine hizmetkar olabileceği gerçeği, göreve ilk kez geldiğinde anlaşılmıştı. Bunu çekemeyenler, Menderes'i durdurma yarışı içerisine girdiler. Millete hizmetkar değil, efendi olanların harcı değildir Menderes'i anlamak, icraatlarını kabullenmek..

Başbakan Erdoğan'da dindar bir ruhaniyete sahip. Ülkeyi, dinibütün bir şekilde yönetmek emelinde. Yüzde 53 gibi bir oyla Türkiye'nin başına geldi. Erdoğan'ın da dini içerikli icraatları bazı kesimi rahatsız etmeye başlamıştı bile.. İmam Hatip Liseleri'ne ivme kazandıran, katsayılarını düşürerek diğer liselerle eşdeğer, daha adil bir sistem haline getiren, dine teşvik eden, Kur'an kursları yaptıran, camii yaptıran bir başbakanı; kısaca Menderes ruhu taşıyan bir başbakana daha tahammülleri olmadığı gerçeği ortaya çıktı. Yıllardır halkını dinden uzak tutan, dinle devlet işi ayrı olmalıdır diyen, dininin gerektirdiği şekilde ülkeye hükmedemeyen zihniyetin son çığlıklarını 10 yıl evvel duymuştuk. 10 yıl önce, tüm ipler 'dindar' diye dışladıkları, şu'cu bu'cu diyerek ülkeyi bölmeye çalıştıkları, Selamün Aleyküm denmesini ayıp gördükleri o zihniyet başa geçti.

Hatta Aziz Nesin yıllar önce geleceği görmüş;

"Yarın öbür gün bu dinciler iktidara gelip, İmam hatip'ten yetiştirdiği talebeleri yargıc, avukat, hekim, mühendis, belediye reisi gibi devletin her koluna atayıp, en son da bu talebeleri harbiye'ye sokarak orduyu ele geçirip devleti her koldan kuşatacaklar. Ama şu an kimse bunun farkında değil!"

Evet, aynen de öyle oldu. Yıllarca yanlış yönetilen, yönlendirilen bir ülkeyi yeniden doğrularla bezenmiş, yaşanması gereken hayat standartları haline getirmiş bir iktidar geldi başımıza. Başbakan için ''dini kullanıyor, din üzerinden oy topluyor..'' şeklinde bir takım gerçekdışı safsatalar duyarsınız zaten. Safsata'dır, çünkü.. Ömürleri boyunca dinden uzak tutulan, din devlet yönetiminden gayrı durmalıdır diyen zihniyet tarafından yönetilenler, olması gerektiği gibi yaşamasını bilmezler, bilemezler. Aslında olması gerektiği gibi bir Türkiye var şuanda. Bir takım zorunluluklar dayatılan bu halka, dinibütün yaşamak bir nimettir aslında. Eski zihniyetin halka hükmettiği vakitler, dinini yaşayanlar özgür değillerdi, hor görüldüler,yobaz diye içeri alındılar. O malum zihniyet, şu günlerde 'adalet bekçisi olmuş, adalet arıyorlar..'' Evet, önce hakk'ın, sonra halk'ın adaleti sizlerle. Özgürlük arıyorlar, direniş yapıyorlar. Neye, kime direniyorsun? Senden daha rahat yaşayan bir Müslüman ülkesi daha var mı? Dinini rahatça, özgürce yaşayabileceğin bir ülke daha var mı? Suriye karıştı, Mısır karıştı, Arabistan dağıldı, Irak ona keza, İran.. Başbakan için 'diktatör' tanımlaması yapanların acil suretle geçmişleriyle yüzleşmesi gerekiyor. Objektif bir şekilde yüzleşebilseler, diktatörlüğün içerdiği anlamı yeniden keşfedebilirler.

Diktatörlük nedir?

-Ben henüz asılan, öldürülen bir vatandaş görmedim.
-Başbakan'dan kibarlık bekleyen zihniyet, bugün Başbakan'ın ölmüş annesi üzerinden hakaret edebiliyorlar. Ve o insanlar şuan nefes alıp verebiliyorlar.
-Başbakan geçmiş zihniyet gibi kılık kıyafete, saça sakala, başımızda ki şapkaya karışmıyor.
-Terörü bitirdi, 7 aydır şehit haberi gelmiyor.
-Terörü bitirmekse, IMF'ye borcu sıfırlamaksa eğer diktatörlük.. Ben böyle bir diktatör tarafından yönetilmekten son derece memnunum.

''Menderes bir yandan kalkınma komitesi başlatırken millet yapılan yollar, baraj projeleriyle adeta mutluluktan uçuyordu. Ülke, şantiye haline dönüşmüştü. Yeniden yapılındırılıyordu adeta.. Yıl 1954.. Yeniden yapılan seçimler sonucunda Demokrat Parti iktidara gelmişti. Demokrat Parti milletvekili sayısını 625'e çıkarırken, CHP ise 31'e düşüşün acısını yaşıyordu. Tarihler 1957'dir. İhtilalciler son hazırlıkları yaparken Menderes seçim kararını verir. Menderes, Trabzon'da yaptığı konuşmada 'İsmet Paşa hastadır, hastalığının adı da iktidar hastalığıdır..' der. İsmet Paşa oldukça sinirlenir, ve 'Eğer Demokrat Parti'nin biraz şansı varsa benim sağlığımda çekilmek lütfuna uğrarlar. Onları ileride onları müdafaa edecek tek adam ben olacağım' cevabını verir. İsmet Paşa böylece ihtilalcilere göz kırpmıştı bile..''

Adnan Menderes, Recep Tayyip Erdoğan.. Her iki siyasi lider de, ''Millete hizmetkar olmaya geldik, efendi değil..'' sloganıyla nesilden nesile aktarılan bir millet aşkı içerisinde görevlerini icra ettiler. Allah, bu halkı yıllarca dinden uzak tutan, din'siz devlet yapılanmasına göz kırpan, sözde Müslüman yaşantıda Gayrimüslim yaşayan zihniyetten uzak eylesin inşaallah. Türkçe Ezan'la başlayıp, dindarların yobaz damgası yediği, başörtülü bacılarımızın okullara, analarımızın yemin törenlerine alınmadıkları o günleri büyük bir utançla hatırlayacağız. Aynı zihniyet, yıllar evvel halka vermedikleri adaleti kendilerine istiyor. Kendi halkına 'yobaz, koyun, yalaka..' diyenlerin bu halktan medet umma çabaları, başa gelmeleri halinde çobanlıktan öte geçemeyecektir.

Kimse kusura bakmasın, geçmişin intikamı alındığı, hesapların bir bir kapatıldığı dönemdeyiz artık. Hak yiyenler, hak ettiği bir ortamda yaşayacak. Menderes'i katleden, Özal'ı zehirleyen o zihniyetten hesap sorulma vaktidir, vakit..

Oyuna, kışkırtmaya, galeyana, tuzağa gelme halkım, gerçekleri görme vaktidir, vakit. Tek gayesi millete hizmetkarlık olan dindar bir başbakanı hazmedemeyenlerin kuklası olma halkım.

Merhum Adnan Menderes'i rahmetle anıyorum. Bıraktığın davayı, Tayyip Erdoğan başarıyla sürdürmektedir. Alnımız AK, gönlümüz AK, amacımız HALK!

Saygılarımla..

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.