Bu sıralar gündemde yolsuzluk operasyonu dahilinde yeni fikir akım ve havadisler görüyoruz. Sürekli bir değişkenlik sözkonusu. Operasyon boyutu,geniş çaplı bir hal almaya başladı. ''Madem bu denli bilgiler mevcuttu,daha evvel neden gündeme servis edilmedi? Neden gizlenme gereği duyuldu ki, mesele dershane olunca patlak vermeye başladı?'' şeklinde acaba'lar devam etmekte..
Başbakan Erdoğan'ı tasfiye etme güdümünde saf tutanlar, saf belirleyici olmak dışında, halkın Milli İradesi'ni hiçe sayanlardır. Halkın oylarıyla iktidara gelenler, bazı yapılanmaların hukuksal darbeyi meşrulaştırma evresinde, çizdiği politika ve dik duruştan hiç bir şekilde taviz vermemelidir. Gücünü halkından alan bir iktidar partisi,tüm bu yaşanan sürece rağmen havalimanında binlerce vatandaşı birleştirebiliyorsa, kefeniyle ölüme dahi gidebileceklerinin işaretini verenleri bir arada toplayabiliyorsa eğer, hiç bir darbe bu otoriteye boyun eğdiremez demektir. Eğdirmek isteyenlere bu halk cevabı darbe yoluyla değil, bizzat sandık yoluyla, demokratik bir şekilde verecektir.
Bakanlar,bir şekilde istifa ettirildi. Ancak bakanların bir kısmı istifa ederken, Başbakan'ı hedef alan söylemlerle görevden ayrıldılar. Görev süresi boyunca saf tuttuğu dava arkadaşını ayrılırken karalamak(hangi parti olursa olsun farketmiyor), yakışık bir durum değil. Madem bazı yönlerini beğenmiyordun, neden görev süren devam ederken belirtmiyordun? Neden görev süren devam etmekteyken şikayetlerini bizzat iletmiyordun? Neden görev süren devam etmekteyken bu denli cürretkar davranamıyordun? Ayrıldın,ne değişti? Başbakan'ın tepkisi yine aynı olurdu!
Nasıl bir operasyondur ki, operasyonu yürütenler ''Suçu Başbakan'a atın,sizi kurtaralım!'' teklifi sunabiliyor Bakan ve oğullarına! Bu durumun izah edilebilir bir hali kalmış mıdır? Özür,kabahattan daha büyük! Eğer ortaya atılan bu iddia doğruysa,ki Erdoğan Bayraktar'ın giderken belirtmiş olduğu ifadeler bu tezi doğrular nitelikte. Sanıyorum ki bazı bakanlar,ayrılmadan evvel bu teklifi değerlendirmiş olsa gerek(!)..
Biz yolsuzluk varsa eğer,yapan cezalandırılmalıdır diyoruz. Lakin kuvvetli bir dayanağa dayanmayan,henüz operasyon aşamasında yürütülen bu mevzuda ''erken yargılar'' kırılmalı, yerine daha ılımlı mesajlar içeren ifadeler yerini almalıdır. Birilerinin ellerini ovuştura ovuştura seyrettiği bu süreç, seçim vakti elleriyle gözyaşlarını silmelerine sebep olabilir. Taraf olmak dışında,objektif ilkeleri gözönüne alarak daha mantıklı ve ılımlı düşünebilmeli insanoğlu.
Peki, ''operasyonu yürüten savcı/hakim'ler, emniyetten,istihbarattan yetkililer neden görev yerleri değiştirilmek suretiyle davadan alındılar?'' şeklinde soru işaretiyle uğraşmak durumunda kalabilirsiniz.
* Öncelikle şu meseleye açıklık getirmek isterim ki, bu operasyonu yürütenler, mevcut savcı/hakimler değildi. Bizzat, tam da hükümet ile cemaatin gergin olduğu bu zaman dilimine tekabül ettirilen bu operasyon, gökten zembille iner gibi bir anda yerle bir etti gündemi. Ne hikmetse, operasyonun zaman aralığı akıllarda 'acaba' etkisi yaratıyor!
* Sırf bu operasyon hızlı aksın,operasyonu asıl yürütenlerin menfaati gözetilsin diye, yurt-içi'nden özel olarak getirtilen polis/savcı/hakim atamalarını eleştiremeyen, tek söz dahi edemeyenler; hükümetin kabine değişim ve savcı/hakim atamalarını eleştirebiliyor. Samimiyetinizi nereden anlayacağız?
* Elbette ''neden hızlı bir değişim yapıldı?'' düşüncesi güdebilirsiniz. Operasyonu menfaatleri gereğince yönetebileceği şekilde polis/savcı atayanlara, ''bu ülkede dilediğiniz gibi at koşturamazsınız'' şeklinde verilen cevaptır aslında bu hızlı değişim..
* Hukuksal darbeyi meşru kılma çabası güdenler, halkın Milli İradesi'ni hiçe sayarsa önce seçilmiş irade'den iade-i cevap alacaktır! Halk,oy verdiği iktidara; iktidar, oy aldığı halka karşı sorumludur!
* Hukuk yoluyla darbe emellerini örtbas etmek üzre, gündeme sürekli ayyuka çıkan iddialar 'yem' verildi. Halk, artık bu operasyonu ''düzmece belgeler ve itibas suikastleri'' şeklinde yorumlamaya başladı! Sahiciliğini ve samimiyetini yitirdi!
Tüm bu yaşananlar, Cumhuriyet dönemi içinde gerçekleştirilmeye çalışılan en büyük ve kapsamlı darbe girişimi. Ama hükümet, MİT ve Millet işbirliği ile savuşturuldu
Bu arada..
100 milyar dolarlık bir rüşvetten söz ediliyor! Bahsi geçen bu parayla parayla 5 tane daha Kanal Istanbul, 33 tane Boğaz Köprüsü, 70 tane yeni havaalanı yapılabiliyor.
El-insaf!
Osmanlı yıkılma sürecinde olduğu gibi ''hasta adam'' değiliz artık! Türkiye, seneler devir atladıkça gelişmekte olan bir ülke, haliyle ''hasta adam'' kalkıyor, yerine Süper Güçlü Türkiye hakim oluveriyor. Kimse Türkiye'yi ''hasta adam'' zannederek psikolojik ve hukuksal darbe üzerinden iktidarı düşürmeye çalışmasın! Herkes durduğu, duracağı yeri iyi bilmeli. Eski Türkiye yok artık, hiç bir örgüte ''geç'' demeyecek kadar diri, cesur..
Bu iddiayı ortaya sürenler, gündem değişirken operasyonun boyutuna göre perde ardında sunulacak tezgahları senaryoya alıyor aslında. Operasyonu genişletmek anlamında yeni senaryolar kaleme alıp,bir bir uygulamaya başlıyorlar. Şantajla,kasetle,darbeyle iktidar devrilmez! 24 saat içinde mesaj yayarak hiç devrilmez! En iyisi mi, halk'ın Milli İradesine saygı duyarak,din sömürü düzenine alet olmamak..
Halk, bizzat maruz bırakıldığı için darbeden de,darbeciden de çok iyi anlıyor artık!
Medyada manipilasyon yaparak bu halkı kandırma vakti mazide kaldı. Halkımız, darbelere alışık ise, geçmişte en ağırını yaşamış ise bugünün darbesine izin vermez! Siz ancak gider, bilgisayar oyunlarında darbe yaparsınız!
Eyy dış güçlerin gazını alarak Türkiye'de darbeye heves eden piyonlar..
Başarısız oldunuz!
Oyun bitti!
Tekrarı yok!
Hukuksal darbeyi meşru kılarak iktidarı düşürmek isteyenlere kısa bir hatırlatma yapmakta fayda görürüm. En son darbe yapanlar 64 yıldır iktidar olamıyor!
Bilin istedim.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.