Biliyorsunuz.. 100 günü aşkın süredir Mısır'da, Suriye'de Müslüman kardeşlerimizin haklı direniş mücadelesinde, binlerce şehit VERDİK! ''Verdik'' diyorum, çünkü orada akan Müslüman kanı BİZDEN,o topraklarda şehit düşen kardeşlerimiz bizim HALKIMIZ! Din kardeşimiz..
Türkiye'de Sn.Başbakan olmak üzre,muhafazakar kesim olarak adlandırılan halkımız bu haklı direnişe, R4BIA'ya desteğini esirgemedi. Korkmadan,çekinmeden,her ortamda parmaklar kalktı,dualar edildi,darbeye lanet yağdı.
Ancak darbeye 'darbe' diyemeyen, 'Dur' diyemeyen bir kesim de var ülkemizde.
Bu adaletsizliğe, bu darbeye ses çıkaramayan korkaklar, bana adaletten bahsetmesin. Adalet, ve adalet isteği paylaşıldıkça anlam bulur. Sadece Türkiye'de adalet istemek, bencilliğin daniskasıdır. Müslümanların sınandığı, büyük bir oyunun içerisine empoze edilmiş sığ bir zihniyetin darbesini savunan Müslüman olamaz, İslamiyet'ten zerre nasibini almamış demektir. Türkiye'de, çevreye duyarlı sanatçılarımızın bu olay karşısında sessiz kalması, hem Türkiye'mizin, hem Müslüman ülkelerinin ne denli bir oyuna maruz kaldığının bir göstergesi. Diliyle her kulvarda Müslüman olduğunu söyleyenler, yüreğiyle ve davranışıyla da İslamiyet'i doruğunda yaşamalı. Bu yaşantısını, görüşlerine de aktarmalı ki, sağlıklı düşünceler aktarabilsin gelecek nesillere. Ne yazık ki, Mursi tüm bu yaşananları haketmiyor demekten başka birşey söyleyemiyorum. Sanırım, bize nazar değdi(!).
Mursi ve Müslümanlar Kardeşler'imize yapılan bu darbe karşısında tarafını belli etmemek, korkaklık olur, darbeden nemalanmak olur. Darbeyi savunan zihniyetlere baktığımız zaman; İsrail ve Esed bir yana, ülkemizin ana muhalefet partisinin bazı vekillerinin de bu darbeye destek veriyor olması şaşırtıcı bir durum olmadı. Bizim muhalefet, muhalefet olmak adına bile inanmadığı bir davayı savunabilir, benimseyebilir.
Mısırlı,Suriyeli kardeşlerimizle bir bakıma göbek bağımız bitişiktir. Ecdadımızdan bize kalan emanete,gözümüz kulağımız gibi sahip çıkmamız gerekir. Bizim Mısır'da tarihimiz var,geçmişimiz var. Mursi ve Müslüman Kardeşlerimize karşı yürütülen bu darbeye ses çıkaramamak,darbeye 'hayır' diyemeyen darbe-severlerin sığınağıdır. Çünkü geçmişleri darbeye yönelik hevesleriyle nemalanmıştır.
Darbeye darbe,katliama katliam diyemeyen,zalimin elini sıkanların memleket yönetmeye talip olduğu, Mısırlı kardeşlerine destek verenlerin fişlenebildiği bir zamanda yaşıyoruz. Gezi'ye destek veren-vermeyen, AK Parti'yi destekleyen/desteklemeyen, dindar olan/olmayan her kesim Mısır'a duyarlı bir vaziyet alabilir. Bu durum yandaşlık ile alakalı değil, İNSANLIĞIMIZLA alakalı bir bakış açısıdır.
Adım adım darbe..
Mısır ordusunun Mursi'yi devirme planı 8 ay önce hazırlandı. 60 yıllık cumhuriyet tarihinde sadece bir kaç yıl hariç askeri rejimle idare edilen Mısır'da 30 yıllık Hüsnü Mübarek dönemini bitiren Tahrir Meydanı isyanından sonra demokratik seçimle iktidara gelen Müslüman Kardeşler üyesi Muhammed Mursi sadece 1 yıl cumhurbaşkanlığı koltuğunda oturabildi. Göreve geldikten bir ay sonra Mübarek'in yakın adamlarından birisi olan Savunma Bakanı ve Genelkurmay Başkanı Hüseyin Tantavi'yi görevden alan Mursi, yerine kendisine darbe yapan Abdul Fettah'ı atamıştı. Ardından askerin yetkilerini kısıtlayan Mursi, çıkardığı bir kararnameyle yetkilerini genişletti ve aldığı bütün kararları yargı denetimi dışında bırakmıştı. Mursi'nin kendisini geniş yetkilerle donatması halktan büyük tepki görmesine rağmen, bu halk, darbe vakti reis-i cumhur'una sahip çıkmayı kendisine amaç edindi, yedirmeyiz dedi, bırakmadı.
İrlandalı siyasetçi Jonathan Swift'in günümüz koşullarına uyan şu sözünü, her kara günde ilke edinebilirsek eğer, haklının yanında dik durabilmeyi daha iyi Hakk'ı savunmayı öğrenebiliriz. ''Dünya'ya gerçek bir dahi geldiğinde, onu şu işaretten tanıyabiliriz demiş Swift; -Bütün ahmaklar ona karşı birleşmişlerdir.- Tıpkı tüm ahmakların, Müslüman liderlere yaklaşımı gibi..
İslamiyet düşmanı güçler, elbette Müslüman bir lider, bir cumhurbaşkanı istemez. Ve buna engel olabilmek adına darbe de çıkarırlar, sürgün de ederler, ipe de götürürler(!) Aynı ülkemizde olduğu gibi(!)
Şehit kanıyla beslenenlerin işine gelmeyen bir durum Mısır. Bu nedenle hassasiyetimizi yüceltebileceğimiz bir vicdan meselesidir Mısır.
Mısır'da, yaşları 18’den küçük 7 kız öğrenci olmak üzre 14 kız hapse atılmıştı! Bu konuya istinaden ‘terör eylemlerine karışmak, izinsiz gösteri yapmak, yasadışı örgütlere üye olmak’tan hüküm giymişlerdi! Sen yaşları 18 yaşından küçük kızlarımızı hapse gönder,itaat etmelerini bekle! Zorbalıkla devralınan devlet yönetiminden hayır gelmeyeceği gibi, halkın \%70'lik kısmının Mursi'yi destekliyor olması da sanırım darbeyle göreve gelenlerin halk nezdinde itimadı olmadığını kanıtlıyor! Türkiye'de darbeye heves edenlerin savunduğu/savunacağı bir durumdur bu. Ancak iş kendi gençliklerine gelince,orada DUR!
''Diktatörsün! Yapamazsın! Eli kanlı katilsin! Kenan Evren'den farkın yok!''
Mısır'da Sisi'den taktik alacaksın, Suriye'de Esed'in elini sıkacaksın, Türkiye'de Başbakan Erdoğan'a 'diktatör' diyeceksin!
Adama gülerler!..
''Sen nerede yaşıyorsun arkadaş!'' diye sorarlar.
Bizim ülkede bazı kesimin demokraSİSİ cESEDe benzer. Zira, darbe-sever politika anlayışı uzmanlık alanları(!)
Tüm İslam alemi kenetlenmeli,tek yumruk olmalı. Bu oyun ancak böyle bozulur! Ümmetin 4 parmağını birer OK gibi fırlatabilmeliyiz darbecilere,darbeye alkış tutanlara..
Unutmayın..
Dinlerde aslolan “sabır”dır. Sabır zaferi Allah’a, seferi kula havale eden sürekli eylemdir. ''Lâ Tahzen! Innallâhe Meassabirin!'' (Üzülme Allah sabredenlerle beraberdir!)
ALLAH Müslüman kardeşlerimizin yar ve yardımcısı olsun!
Selametle..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.