ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Öküz altında ''yolsuzluk'' aramak..

Bahadır Tekin

20 Aralık 2013 Cuma 22:16
  • A
  • A
Gündemin adı belli.. Ulusal rejimin üzerine basa basa, kesinliği olmadığı halde hükümete dem vurabilme fırsatını hep birlikte izliyoruz. Şantajlar,kasetler,operasyonlar.. Adeta ''bizim işimiz'' diyor gibiler..

Ama meselenin yalnız yolsuzluğa dayanmadığını düşünüyor,perde ardında ''hükümetle hesaplaşma,bedel ödetme'' izleri görüyorum. Bedel ödeme hususunda bir sorun yok, vatana millete hayırlı işler yapanlara bu halk sahip çıkacaktır. Mevcut hükümeti bu tür 'iddia'dan ibaret operasyon ve yayımlarla düşüremezsiniz,halkın oylarıyla gelenleri yine halk düşürebilir sandık yoluyla.. Seçimsiz %0 oyla başa gelenlerin izlerini taşıyanlar, %53'lere kadar oyla iktidara gelenleri anlayamazlar. Onlara göre halkın kararı önemli değil,kendi menfaat dünyaları önemlidir!

Faiz lobisiyle mücadele eden hükümetin omzunda ki yükü hafifletmek halka düşmekte olup, bu halk ''vaiz lobisine'' fırsat vermeyecektir. Dış mihrapların iç işlerimize karışma arzuları, halkın istikrarı sayesinde bertaraf olacaktır. Bu çapta bir operasyonda tüm sistemin by-pass edilmesi yanlış! Kozmik odadan belge aşıranları gören bu halk, ''vaiz lobisine'' fırsat vermeyecektir. Yıllarca sömürüldüğünü, belli bir oluşum tarafından robotlaştırıldığını öğrenen sağduyulu/samimi dostlar tepkisini koyacak, ''vaiz lobisine'' fırsat vermeyecektir. Millete hizmet ettiğini zanneden oluşumların palazlanma cürreti gösterdiğini gören bu halk ''vaiz lobisini'' tarihin tozlu sayfalarına gömecektir!

Ana muhalefetin ise ellerini ovuşturarak izlediği bir süreç yaşıyoruz. Gezi'de kendi polisine ''polisim'', kendi yargısına ''yargım'' diyemeyenler, şimdilerde rahat rahat bu ifadeleri kullanabiliyorlar. Gezi'de 'vatan haini,katil' ilan edilen polisimiz, bu süreçte ''5 kahraman polis'' diye anılarak vatan-sever imajı yaratılmaya çalışıldı. Gezi'nin gerçek maksadını kavramış halk, bu taktik savaşların kuklası olmayacaktır. Yıllardır ''adalete güvenmiyoruz, Tayyip'in yargısı'' diye taşeronluk yapanların yine ''Tayyip'in yargısı''na sığınması düşündürücü(!) Zira 'adalet' genel kavramdır, kendine yontarak ele alırsan işlevini yitirir. Kendi isteğin tecelli ederse 'adalet var', kendi isteğin nihayete ermezse 'adalet yok' demek, yargıyı amacından saptırıp,kendi emellerine göre yargı'lamak demektir. Sapla samanı ayırmak,bu gibi hassas mevzularda önemlidir. Yargı halkın,insanlığın adaletidir; tek bir şahsın malı değildir.

Bu millet; kardeşine yolsuzluk soruşturması açıldığı zaman, ucu kendisine dokunacak diye mevcut savcıyı görevden alıp, kendi isteği üzerine 'takipsizlik' kararı verebilecek savcı/hakim atayan bir Başbakan gördü. Ama suçlanan taraf, hiç bir zaman kabinesi olmadı(!) Yapmışsa bile,şahsı adına yargılandı halk nezdinde.. Şimdilerde 4 Bakan oğlunun işin içerisine dahil olduğunu öğrenenler, bu konu üzerinden Başbakan'ı yıpratma çabalarını görmemek kaçınılmaz oluyor! Yolsuzluğun bir partisi,bir tarafı yoktur. Yapan kim olursa olsun,fakirin aşından çalan kim olursa olsun devletin yargı'sına bırakılmadan evvel bu halk zaten yargı'lar. Yargılanabilmesi için evvela doğruluğunun ispatı şarttır, ''iddia''lar üzerinden beslenmek, iftiraya mahal vermek demektir.

Ana muhalefet, Ergenekon'da hedef tahtasına koyduğu Zekeriya Öz ve diğer savcılara iş AK Parti'yi yıpratmaya gelince sahip çıkıyor. Peki bu etik midir? Numan Kurtulmuş'a düzenlenen bel-altı suikastının ardından böyle bir politikaya çanak tutmak, bu çizgi üzerinde seyretmek doğru mudur? Doğruluğu kanıtlanmamış iddialar üzerinden beslenmek kime-ne kazandırır?

Halka çok şey kazandırır! Mesela kimin kime 'hizmetkar' olduğunu bu halk anlar.. ''Hizmet yapıyoruz'' diye geçinenlerin kendi menfaatlerine ''hizmet ettiğini'' bu halk elbette anlayacaktır.

AK Parti'ye ise kaybettireceği bir şey yok! Seçim vaktinde tüm çabalara rağmen, AK Parti yine iktidarı göğüslemeye yakın bulunuyor. Çünkü bu halk biliyor ki, Tayyip Erdoğan giderse eğer, 90 yılda zar-zor özüne döndürülen devlet dış-güçlerin esiri haline gelecek.

Madem ki bu yolsuzluk süreci,doğruların açığa çıkması hususunda bir ışık vazifesi görüyor. O halde sınırlı kalmasın, didik didik incelenmedik tek oluşum bırakılmasın? Hatta öyle ki, bazı ajanların mahkeme tarafından 'zaman' 'aşım'ına uğratılmış dosyaları dahi gün-yüzüne çıkarılsın. 'Zaman' o kadar çok 'aşım'a uğramış ki, siyonizmin bir numaralı 'Sözcü'sü oluvermişler! Bertaraf edilen tüm gizli kalmış dosyalar yeniden açılacaksa eğer, kapsamlı-genel bir operasyon olacaksa işte o zaman 'yolsuzluk operasyonları' şeklinde lanse edilir!
YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - mehmet selim polat:24 Aralık 2013, Salı 01:56