ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Biz Ne Yapabilirdik

Barış Özdemir

25 Ağustos 2014 Pazartesi 18:28
  • A
  • A

Hepimiz madenciyiz bugünlerde. Hepimiz emekçiyiz. Hepimiz işçiyiz.
Gerçekten kendimizi inandırabiliyor muyuz bu söylemlere? Gerçekten bir eylemde anlayabiliyor muyuz işçinin, emekçinin ne demek olduğunu?
İşçi katlimalarında öncelikle kendimizde aramalıyız şuçu. Çünkü iktidara karşı bir anti- oluşturarak bir yere varamayız, varamayacağızda.

İlk sorumuz şu olmalı. "Biz ne yapabilirdik?"

Biz ömrümüzü işçi haklarını savunduğumuzu düşünürek eylemlerde çürütmektense çalışıp iyi birer mühendis olabilirdik. O inşaatların yapımlarında görev alıp elimizden geldiğince en iyisini yapmaya çalışabilirdik. Biz avukat olup işçimizin sendikasal haklarına sahip çıkabilirdik. Biz patron olup işçilerimizin en iyi şartlarda çalışmasını sağlayabilirdik.

Şimdi ikinci soruya geçelim. "Neden kolay olanı şeçtik?"

Eylemler, protesto yürüyüşleri her zaman kolay olandır. İşçiler en ağır şartlarda çalışırken onları katliamdan katliama anmak ne kadar dürüstçedir? Bir katliama bir zulüme çözüm üretmekten kaçıp sadece iktidara bir anti oluşturmak elimize hiçbir somut veri geçirmez. Aksine mevcut hükümeti haklı çıkarır. Madencilerin haklarını savunurken onlar hakkında hiçbir şey bilmemek bir çözüm oluşturmamıza da engeldir. Örneğin; gündemde Soma katliamı varken hükümeti sadece eleştirmiş olmak için eleştirmek değerlerini savunduğumuz insanlara nasıl bir çıkar sağlayabilir? Çözüm üretmek, ortaya bir seçenek koymak gerekir. Peki, bir şeçenek koyabiliyor muyuz? Hayır, yaptığımız şey sadece görüp incelemediğimiz yabancı ülkelerdeki sistemi savumak. Neden her zaman kolay olanı şeçiyoruz? Çünkü okumuyoruz. Çünkü alternatif fikir üretecek tartışmalara girmiyoruz, giremiyoruz. Ütopya bize her zaman güzel geliyor. Yürüyerek devrim yapacağımızı zannediyoruz. Uyanalım artık! Sistemi eleştirip, insanlara koyun diyip, emperyalizme haykırarak asıl sistemin koyunu bizler oluyoruz. Düşünmüyoruz! Fikir üretmiyoruz! Faşizme sövüyoruz! Sadece yürüyoruz! Fikrimiz yok ama nurtopu gibi devrimimiz var.

Üçüncü ve son soru. "Bundan sonra ne yapmalıyız?"
Bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olmamalıyız.
Türkiye bugün iyi bir yönetime sahip olmayabilir ancak bu günlerin üstesinden gelecek tarihsel birikime ve güce sahibiz. Öncelikle dış kaynaklı, dogmatik, halkı ayrıştıran ve ütopyadan ileri gidemeyen ideolojileri bir kenara bırakmalıyız. Kendi milli kurtuluş savaşımızı adım adım incelemeliyiz.
Milli kurtuluş hareketi, ülkenin ve halkın en zayıf anında, dünyanın en güçlü devletlerine karşı başarılı olmuş bir halk direnişini temsil eder. Bugün önemli olan, onun ilkelerini günün koşullarına uygun olarak yaşama geçirmektir.
Bu halkın nasıl birlik içinde emepryalizme ilk ve tek yenilgisini yaşattığını iyi gözlemlemeliyiz. Nasıl Türk, Kürt, Arap ayrıştırmadan bir ulus mücadelesi verdiğimizi irdelemeliyiz.

Sokaklara inmeden kendi geçmişimizi öğrenmeliyiz, kendi savaşımızı öğrenmeliyiz. Okumalıyız, yazmalıyız ve asla geçmişimizi unutmamalıyız.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.