Gönderilen bütün peygamberler, hâkimiyetin kayıtsız ve şartsız Allah’ın olduğunu beyan etmek için gönderilmiştir. Bu tebliğ, insanlar üzerinde ilahlık taslayan ve kendi yanından resmi ideolojiler üreten Firavunları rahatsız etmiştir. Firavunlar ve Karunlar, egemenliklerinin devamı için daima çete faaliyetlerine girişmişlerdir. Salih (as)’da çete faaliyetlerine muhatap olan peygamberlerdendir. Kur’an-ı Kerim’de şöyle buyrulmuştur:
“Salih dedi ki: “Ey kavmim!.. Neden iyilikten önce kötülük konusunda acele davranıyorsunuz? Allahü Teala (cc)’dan bağışlanma dilemeniz gerekmez mi? Umulur ki esirgenirsiniz.” Müşrikler dediler ki: “Senin ve seninle birlikte olanlar (iman edenler ve resmi ideolojimizi reddedenler) yüzünden uğursuzluğa uğradık.” (Bunun üzerine) Salih (as) dedi ki: “Sizin uğursuzluğunuz Allah katında yazılıdır. Hayır, siz denenmekte olan bir kavimsiniz.” Şehirde dokuzlu bir çete vardı yeryüzünde bozgun çıkartıyorlar ve dirlik düzenlik bırakmıyorlardı. Kendi aralarında Allah adına and içerek dediler ki: “Gece mutlaka ona ve ailesine bir baskın düzenleyelim sonra velisine: “Ailesinin yok oluşuna biz şahit olmadık ve gerçekten bizler doğruyu söyleyenleriz” diyelim. Onlar hileli bir düzen kurdu. Biz de (onların hilesine karşı) onların farkına varmadığı bir düzen kurduk. Artık sen, onların kurdukları hileli düzenin uğradığı sona bir bak; biz, onları ve kavimlerini topluca yerle bir ettik.” (Neml Suresi: 46-51)
Gezi Hadisesi’nde ön planda yer alan İşçi Partisi dün (19 Eylül 2013) Lübnan’da Suriye’de terör destanları yazan Hizbullah Çetesi’ni ziyaret etti. Taraflar verimli bir toplantı olduğunu söyledi. Komünistler Gezi Olaylarında Türkiye’nin önde gelen kapitalist ağası ile işbirliği yaptılar. Hatta onun otelinde mevzii kazdılar. Komünizmin kitabı yeniden yazıldı. Alevilerin ayaklanması için özel bir çalışma yapıldı. Abdullah Öcalan ve Mustafa Kemal’in fotoğrafları yan yana koyuldu. Bunlar düşman değiller miydi? Bugün Ankara’da DHKP-C Terör Örgütü, Ankara’da Emniyet Binasına saldırdı. Reyhanlı’da Acilciler –Nusayri Terör Örgütü, 52 kişiyi öldürdü CHP Lideri, hükümeti yıkacağım dedi. Kemalistler, Taksim’deki çapulcuları Hareket Ordusu’na benzetti. Hocaefendiler, çapulculara çapulcu demekten menetti.
Mavi Marmara Sonrası İsrail zor durumda kaldı. Suriye’de müslümanlar, Esed, İran ve Hizbullah Çetesine rağmen ilerleyişlerini sürdürüyor. Türkiye’de müslümanlar 80 yıl sonra ilk kez özgüvene sahip hale geldi. Kürtler ve Türkler arasında tarihi ittifakın kurulma imkânları yeniden ortaya çıktı. İşte bu gidişatı durdurmak için harekete geçmek lazımdı.
Salih (as)’ın kavminin üstünde vesayet kuran çete dokuz kişiden oluşan bir konseydi. Zira ayet-i kerime’de zikredilen “raht” kelimesi, tek kişi anlamında belli bir grubu ifade etmektedir. Her kişinin belli bir görevi vardı ve her çetenin lideri belirli zamanlarda bir araya geliyorlardı. Amaç Salih (as)’ı öldürmekti.
Said el Müseyyeb (rh.a) çetenin en önemli faaliyetinin “para spekülasyonu” olduğunu söylemektedir. Dolaysıyla bu çetenin en önemli elemanı kapitalist ağaydı. Ağanın elbette İsrail ve ABD sermayesi ile ilgisi mevcut.
İki numara medya… İmam Kurtubi (rh.a) dokuzlu çetenin insanların kusurlarını araştırarak şantaj malzemesi yaptıklarını anlatmaktadır. Basın onlar için fesat aracıydı. Aydınlık Ulusalcılardı onlar. Zaman’da da “diktatör” diye seslendiler. Sözcü’leri Halk’tı. Uluslararası medya da yanlarındaydı elbette.
Üç numara terör örgütleri… Vehbe Zuhayli der ki; bu çetenin amacı mevcut küfür ve sömürü düzenini korumak ve İslam’ın önüne geçmekti. Onların da DHKP’si ve PKK’sı vardı yani.
Dört numara bankacılar… Bütün şirk düzenlerinde insanların malını göz boyama ile çalan hırsızlar bulunur…
Beş numara… Adalet adına örgütlenmiş zulüm mekanizmaları… Zira ortalığı yakıp yıkarken ve ambulansları yakarken bu masumları geri meydanlara salacak adalet kurumuna ihtiyaç var.
Altı numara… Hocaefendiler ve antikapitalist müslümanlar… Birisi çapulcuya çapulcu demeyeceksin diyecek diğeri namaz rütüeldir ama Mirac Gecesi ortak değerimiz diyecek.
Yedi numara… Ulusalcılar olmalı… Çünkü bütün Firavunlar “milli birlik adına” insanlar üzerine tahakküm kurmuştur. Bunlar da Dersim’de yaptıkları katliam günleri yani o asr-ı saadeti özlemişlerdi. Ne güzeldi o günler. Devrim adına şapka takmadıkları için kadın asmışlardı.
Sekiz numara… Bilim adamları ve üniversiteler olmalı… Önemli olan ilim değil irticaya karşı durmak!.. Zaten “resmi ideolojiye” dayanan bir bilim mi olur? Yaşa ebedi önderimiz deriz yeter.
Dokuz numara… Genelev patronları ve içki üreticiler olmalı. Kadınların satılmadığı içkinin su gibi tüketilmediği bir toplumda yaşamak, yaşam hakkına tecavüzdür. Yaşasın eşcinsellik ve fahişelik!..
Ama yenilecekler… Darbe yapsalar bile…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.