Yalan hayatımızı bırakmayan adeta bir çengeldir. Zira yalanı korumak için yalana ihtiyacımız var. Ama sadece bu dünyada değil ahirette de bize çengel olacaktır Peygamberimiz (sav) Efendimiz şöyle buyurmuştur:

“Rüyamda bir kişi bana geldi ve 'Kalk!' dedi. Onunla birlikte kalktım. Bir de gördüm ki iki kişinin yanındayım. Onlardan biri ayakta, diğeri oturmuş... Ayakta olanın elinde çengeller vardı. O çengelleri oturan kişinin ağız boşluğundan geçiriyor, dudakları omuzlarına yetişinceye kadar çengelleri çekip uzatıyordu. Sonra tekrar çekiyordu. Sonra çengeli çıkarıp ağzının öbür tarafına takıyor, onu çektiği zaman, öbür tarafı eskisi gibi oluyordu. Beni kaldırana 'Bu manzara nedir? dedim. Bana dedi ki: 'Şu oturan kişi yalancıdır. Kıyamete kadar kabrinde bu şekilde azap görecektir.” (İhya-ı Ulumiddin)

Yalan; ahirette ebedi azaba giden bir yoldur. Hakikatleri yalanlayanlar hiç kurtulamayacakları bir azapla karşılaşacaklardır:

“İnkâr edip ayetlerimizi yalanlayanlara gelince, onlar cehennemliktir, onlar orada ebedi kalırlar.” (Bakara Suresi: 39) Çünkü yalancılar Allah sevmez!.. Resul-i Ekrem (sav) şöyle buyurmuşlardır:

“Üç sınıf vardır. Allah onları sever: Düşmana karşı göğsünü ölünceye kadar veya Allah kendisine ve arkadaşlarına bir yol açıncaya kadar geren kimse, Komşusunun eziyetine ölünceye veya göç edinceye kadar sabreden kimse, arkadaşları ile yolculuğa veya düşman üzerine giden, yolculuğun kendilerini yorduğu, herkesin yatıp dinlenmeyi arzuladığı bir zamanda, arkadaşları yatarken bir kenara çekilip namaz kılan, arkadaşları uya-nıncaya kadar ibadetle meşgul olan kimseyi. Üç grup da vardır ki Allah onlara buğzeder: Fazla yemin eden tüccar, gururlu fakir ve verdiğini başa kakan cimri.” (Müsned)

“Üç sınıf vardır. Kıyamet gününde Allah onlarla konuşmaz ve onlara (rahmetle) bakmaz: Sadakasıyla minnet eden (başa kakan) Yalan yemin ile malını satan, Kibir ve gururdan ötürü eteğini yerlerde süründüren kişi” (Müslim)
Yalan yere malını satan helal bir işin içerisine pislik bulaştıran kimsedir. Evet, yalan helalleri bile pisleten bir necasettir.

Peygamberimiz (sav) şöyle buyurmaktadır:

“Muhakkak tüccarlar fâsık ve fâcirlerin ta kendisidirler.” 'Ey Allah'ın Rasûlü! Allah, alışverişi helâl kılmamış mıdır?” dediler. Hz. Peygamber; “Evet! Alış-verişi helâl kılmıştır. Fakat tüccarlar alışverişte yemin ederler, günahkâr olurlar, konuşurlar, yalan söylerler” (Müsned)

Yalan ihanettir!.. Kardeşine ihanet etmektir. Dolaysıyla yalancılar haindir. Nitekim Peygamberimiz (sav) yalancıları hainlikle sıfatlandırmıştır:

“En büyük hıyanet, din kardeşine haber verdiğin bir sözde o sana inandığı halde senin ona yalan söylemendir.” (İbn-i Mace)