Ey insanoğlu! Her şey yerli yerinde yaratılmış ve bu düzenin halifesi de sensin, her şey emrinde, her istediğini yapabiliyorsun düzeltmek veya bozmak adına, genelde bozmayı tercih ediyoruz şükretmek yerine nedense. Bununla da yetinmiyoruz, zarar veriyoruz insana, hayvana, bitkiye. Zarar veriyoruz çevreye, zarar veriyoruz aslında kendimize… Neyin çabası içindeyiz? Neyin telaşındayız? Neyin derdi sardı bizi? Ne için endişeleniyoruz? Peygamber efendimiz(s.a.v) ‘endişeleriniz dininizdir’ buyuruyor. O halde dünyevi işler için, para pul, şan şöhret için endişelenmeye gerek var mı? Bizim derdimizin İslam, endişelerimizin kur-an üzere olması gerekmez mi? Ama yok, nerde bizde o son elbisesini Allah için infak eden ve hurma liflerine bürünen Hz. Ebubekir’in samimiyeti. Olamaz da zaten. Biz ki hayatı kendi menfaatlerinden öte gitmeyen, fazlasıyla rahatına düşkün düzen insanlarıyız.
Nasıl da dünya hayatı kendine bağladı bizleri, nasıl da koptuk benliğimizden, nasılda vurdumduymaz olduk bir anda… Bu telaşın bizi kurtaracağı falan yok. Bizi kurtaracak tek gerçek, tek gerçek olan kur-an’a dönmektir. Bilmiyor musun Senden önce dünyaya gelenlerin halini? Hepside sadece yaptıkları hoş veya boş işlerle gittiler hesap vermeye. Yoksa daha idrak edemedik mi ne için yaratıldığımızı? Daha idrak edemedik mi Müslümanlığımızı? Ölene kadar nefsimizin istek ve arzularına mı kapılacağız? İlla yaşlanınca mı sakal bırakacağız? Hacca gideceğiz veya namaz kılacağız? Müslümanlığı sadece emekli insanların vakit geçirdiği bir uğraş olarak mı görüyoruz? Yoksa okunan ezanlar bize müziğin sesini kıstırmaktan başka bir şey ifade etmiyor mu? Ya da kendi vefasızlığımızın, kendi dirayetsizliğimizin sorumlusu olarak İslam’ı mı görüyoruz? Eğer öyleyse yazıklar olsun bizlere.
Herkes kendine fetva verecek hocayı buluyor zaten. İslam ı kendince yorumlama gibi bir sapkınlığın içine de düşebiliyor.(Allah korusun)her naneyi yedikten sonra şeytanın hilesi olan Allah affeder sözüne sığınıyoruz. Amenna.! Allah affeder ama ya tövbe etmeye vaktimiz kalmazsa?
Zaten “ İslam herkese uymaz herkes İslam’a uyar.” Bu böyle biline! Bu devirde diye başlayıp böyle olmaz diye biten cümlelerin ardı arkası kesilmiyor mübarek. Ne varmış be devrinizde? 'Kepazelik diz boyu, rezillik topukta yüzüyor', daha adamlar laf kargaşası yapıyorlar. ‘Bu din zaten gariplerle geldi gariplerle gidecek’.(inşallah bizler gariplerden oluruz).her şeyi bilen adam Kur-an’ı okumamış, anlayamamış, yaşayamamış. Neye yarar senin profluğun? Neymiş efendim; Hayatınıza renk katan duygular, Günlük olaylara sıra dışı yaklaşımlar, nebiliyim şöyle olur muşta böyle olurmuş diye insanın aklını karıştıran birtakım kuruntular. Müslüman’ı uyutmak için uydurulmuş ninniler bunlar.
Cenneti dünya olan beyaz adamı taklit eden, Kendinin maymundan geldiğini sanıp maymunluğa heveslenenlere tenezzül eden, başkalarının inançlarını kendi inançlarıymış gibi yaşayan Müslüman kardeşim, Müslüman olma özelliğimizi güçlü bir şekilde sergilemeye başlayıp ve kur-an’ın emrettiği gibi hareket etmeliyiz. Eğer bu özelliğimizden kopup beyaz adamın dediği gibi yaşamaya devam edersek, ahiretimizde onların ki gibi azap dolu olabilir.(Allah muhafaza)
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.