İslam; suya sabuna dokunmamak için gelmemiştir. İslam, egemenlik için gelmiştir. Kendisine tabii olanların cennetlik olduğunu beyan etmek inkâr edenlerin ebedi cehennemlik olduğunu bildirmek için gelmiştir. İşte bu çağrı ve davet; Mekke Müşriklerini ve onun sosyal, siyasal ve ekonomik yapısını altüst etti. Hz. Muhammed (sav) ve ashabının daveti yaparken ilk başlarda gelen tepkilerden dolayı bir sıkıntı duydukları ayetle sabittir. Allahü Teâlâ (cc) şöyle buyurmaktadır:
“(Bu), sana indirilen bir Kitap’tır. Onunla (insanları) uyarman ve inanlara öğüt (vermen) hususunda göğsünde sıkıntı olmasın.” (A’raf Suresi: 2)
Hz. Muhammed (sav)’i sıkıntıya sevk eden davetin özü neydi? İşte yukarıdaki ayetin devamında o husus şöyle açıklanıyor:
“(Ey insanlar) Rabbinizden, size indirilene uyun ve O’ndan başka dostlara uymayın. Ne kadar da az öğüt alıyorsunuz.” (A’raf Suresi: 3)
İşte bu!.. Rabbimiz buyuruyor ki; Size indirilene uyun ve başkalarına uymayın!.. İslam, Allah ve Resulünün davetinin, sözlerinin en üst olmasını ister. Kim veya kimler Allah ve Resulüne rağmen kanun icat edip insanları O’na davet ediyorsa ona uymayın. İşte hürriyet çağrısı!.. Mekke Müşriklerini rahatsız eden meselenin aslı budur.
Mesele burada da kalmıyor!.. Müşriklere deniliyor ki; Allah’ın kanunlarına teslim olmazsanız O’nun azabı sizi bulabilir.
“Nice memleketler helak ettik. Gece yatarlarken yahut gündüz uyurlarken azabımız onlara geliverdi.” (A’raf Suresi: 4) Ayette cümle “memleketler helak ettik” diye başlıyor. Sonra insanlar “azabımız gece ve gündüz siz gafilken gelir” diye uyarılmıştır. Burada dikkat edeceğimiz incelik şudur: İlk önce memleketin helak edilmesinden söz ediliyor. İnsanlara deniliyor ki, başınızda tuttuğunuz siyasal, sosyal ve ekonomik düzeniniz sizi Allah’ın azabına duçar edebilir. Zira kimsenin Allah’ın kanuna rağmen otorite kurmasına izin yoktur. Siz eğer başınızdaki idareyi değiştirmek için çabalamazsanız size Allah’ın azabı dokunur. Dokunur da ne olur? Okuyalım:
“Azabımız onlara geldiğinde “Biz gerçekten zalimlermişiz” demelerinden başka yakarışları kalmadı.” (A’raf Suresi: 5)
İdeolojilere iman edenlerin realitesi sadece ölene kadar!.. Şirk koşanlar öldükleri anda her şeylerinin, bütün inançlarının boş olduğunu görecekler. Pişmanlık!.. Ama artık çare yok. Sorguya çekilecekler… Sorgu (gözaltı) mahkeme ve cezalandırma dünyadaki kanunlarına göre değil Allah’ın kanunlarına göre… İslam ile hükmetmeyen Esed’i savunan Büyük Şeytan ve katil İran mezhepçi devletinin ve de Lübnan Hizbullah Terör Örgütü’nün kulakları çınlasın!..
“Kendilerine elçi gönderilmiş olanlara da soracağız, gönderilen elçilere de soracağız.” (A’raf Suresi: 6)
Hepimiz şunu talep etmeliyiz: Ahiret Gününde hangi kanunla yargılanacaksak şimdi burada yani dünyada da o kanunu istemeliyiz. Artık çekinmemeliyiz. Nasılsa ölüm gelecek. Kâfirler ve müşrikler gibi “biz gerçekten zalimlermişiz” dememek için Allah’ın egemenliği altına sığınmalıyız. Davetimiz birilerini rahatsız edebilir ama biz hâkim değil memuruz. O yüzden insanlığa LA İLAHE İLLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH davetini yaymalıyız.
LA İLAHE İLALLAH: ALLAH’TAN başka hüküm koyucu, hâkimiyet sahibi, rızık verici yoktur.
Muhammed (sav) ise Allah’ın Resulüdür!..
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.
cok guzel bir yazi vede hatirlatma... Allah razi olsun...
LA İLAHE İLLLALLAH MUHAMMEDUN RESULULLAH