Uzun zamandan beri Diyanetin 'Yeterince sosyal hayatın içerisinde olamamak, verilen fetvalardan ötürü toplum tarafından yargılanmaktan korkmak, canı sıkıldığında fetva verenlere herhangi bir tekzipte bulunamamak, ürkek tavırlarından ötürü özellikle ahkam-ı şeriyye'nin bildirilmesinde sınıfta kalmak...' gibi konularda yaşamış ve toplumda yaşatmış olduğu hayal kırıklığından ötürü, yapmış olduğum -yapıcı- eleştirilerden sonra, gün itibarıyla yine Diyanet tarafından toplumun artık malesef olmazsa olmazı gibi görünen 'Dövme yaptırmak, Çek kırdırmak, Organ nakli, Dedikodu-Gıybet...' gibi konularda vermiş olduğu fetvalar son derece sevindirici gelişmelerdir...

Din; insanların sosyolojik ihtiyaçlarına göre şekillenen bir olgu değil, bilakis şekil veren bir olgudur. Bir toplumda, insanın dünya ve uhrevi hayatını yöneten ve yöntem kazandıran tüm kurumlar, başı boş bırakıldığında asli unsurları yerine birtakım menfi kişiler yada örgütler tarafından muhakkak doldurulmuştur. Diyanet başı boş bırakılacak bir kurum değildir!

İman ve amel temel bir ihtiyaçtır. Bir devletin ise, vatandaşlarının temel ihtiyaçlarını neyüdüğü belirsiz birtakım kişi yada grupların insiyatifine bırakması yada onlara mahkum etmesi ise ihanettir! Bu manada Diyanet kurumunun insan hayatına temelden müdahale edip, 'yeniden ve yenilenmiş bir toplum doğurmak' adına üstlenmesi gereken birçok vazife vardır.

Diyanetin son zamanlardaki bu olumlu çıkışı inşaallah devam eder diyorum.
-yapıcı- eleştirilerim devam edecektir...