ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Erdoğan yoksa Uluslararası komplonun hedefinde mi?

Cemal Hüdai

06 Haziran 2013 Perşembe 15:25
  • A
  • A

...Erdoğan'ın yapamadığı

Recep Tayyip Erdoğan bey, çeşitli örgütlerce kullanılan bir halkın sokaklara döküldüğünü, bunun bir oyun olduğunu ne güzel açıklayarak biraz da olsun kendi tabanını rahatlatmaya çalışmış ve gitmişti ülke gezilerine..
Peki dostlarım Bu marjinaliteyi yönlendiren arka güçler, ne gibi bir taviz yakalamış ta bu şekilde direkt olarak AK Parti değilde Erdoğan'ı hedef almışlardı.

Tanımı ve cevabı çok basit; Erdoğan'ın tavır ve davranışlarından. Erdoğan arkasındaki müspet kitlenin desteği ile halkın tamamını itaatkar ve ılımlı gibi görüp ‘ devlet dindar, halk dindar’ veya ‘ devlet inançlı ve halkının tamamı da inançlı’ diye düşünüp halkı İslami devlet anlayışı ile korkutmuştur. Şer odakları ise bunun farkında olup bir şekilde güçlerini birleştirip, ak ile kara demeden son bir gayret içerisinde birleşmiştir.
Şu gün gelinen noktada ise Erdoğan'ın bu şekildeki davranış eksikliğini görmezliği, tabanının ve milliyetçi kesimin itidalli olup; marjinal, elit ve aydın! diye adlandırılan kesimle bir olmamasından kaynaklanan halk çatışmasını önlemesi sayesinde engellenmektedir.

Erdoğan'ın bir görmezlikten geldiği mesele de şudur. Mevlana'nın ‘her ne olursan ol gel’ felsefesini yurt dışındaki Kültür Turizm ve Dış İşlerine bağlı kurumlarda benimseyip, kendi farklılıkları bir o kadar aynılıkları olan Türkiye milletini aynı kefeye koymasıdır. Dindar ve müspet kesime bir o kadar yaklaşıp, eşit mesafede durması gereken diğer kesime ise bir o kadar uzaklaşması, ve rencide edici sözler ile uğraşmasıdır. Bir ülkenin başbakanı, eğer dindar bir şekilde hareket etmek istiyor ise kesinlikle yüzde 50lik kısmın diğerine de kucak açmalı, eğer açmıyor ise de bunu siyasi mecralarda belli etmemelidir. Eğer bir halkı; Marjinal, ayrıştırıcı ve dış güçler odak haline getirmiş ise kesinlikle bir zaaf gösterimi olmuştur.

İsteyen istediği eleştiriyi yapsın fakat; Erdoğan'ın bir güçlü yanı da şudur. Siyasi olarak her türlü zorluklarla uğraşmış ve bu şekilde kendisini geliştirmiş bir insandır. Siyasetin verdiği gücü halka yöneltmesi, devlete harcaması, ülke geleceğine yatırım yapması göz ardı edilmeyecek şeylerdir.

Erdoğan, Dünya üzerinde sayısı çok az bulunan istikrar ve iktidar sahibi bir liderlik izlenimi vermektedir. Ülkenin sokağa dökülen kısmı da onu gerçek bir lider olarak kabul etmeselerdi tepkileri şahsına değil direkt ideolojisine olurdu. Bu şekilde bir tepki vermeleri, çocukların güçlü babalarına yaptıkları itiraz ve küsmeden başka hiçbir şey değildir. Yoksa mizah bu kadar ciddi bir şekilde bu isyanı bastıramazdı. Öyle değil mi sizce de...

Erdoğan sevgisini, 2 çocuğu olup ta birini daha çok seven baba gibi harcamaya devam ederse, diğer sevgisiz büyüyen çocuğa yaklaşan dış etkenler onları bir yerde isyana ve tepki vermeye sürükleyecektir.

Türkiye halkı da şunu bilmelidir ki; bu güne kadar nice badireler atlatıp ta hala güçlü bir ilerleme, yılmama, enerjisi kaybolmama gibi bir özelliğe sahiptir. Bu Ak Parti yokken de böyleydi, eğer Erdoğan giderse de böyle olacak.
O yüzden; ne yapmamız gerekiyormuş; halkı tava, tencere, hava yerine koymama, sandığın ağırlığına değil milletin tümünün ağırlığına, halkın da; lideri Peygamber koltuğuna koymama ve gelip geçici olduğuna inanma, halk için bir lider olması gerekip, lider için halkın olmaması gerektiğine dikkat etmemiz gerekiyor.

İstikrar için el ele vermek ve direnmek; marjinalitenin kölesi olup, anarşi ile yakıp yıkmaktan her zaman iyidir.

Vesselam…

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.