Doğdum, büyüdüm, geliştim ve öğrendim. Ancak geçmişimde o kadar çok söz söyledim ki; şu anda hislerimi ifade edebileceğim kelimeler bulmakta zorlanıyorum. Bazende, geçmişte sarf ettiğim kelimeler bir gün yakama yapışacak diye korkmuyor değilim. 5 fiziki duyumun hissettiklerinden başka bir şey de beni mutlu edecek değil şu dünyada! Tabi ki ben bu dünyalık yaşıyorum, tabi ki bu dünyalık efor sarf edeceğim, hem görmediklerim beni alakadar etmez ki!
Hem zaten evrende benim kadar zekisi ve düşüneni de yok, en akıllısı benim ve dünya başta olmak kaydıyla tüm evren dolaylı olarak içerisinde barındırdığı canlı cansız her şeyi ile bana hizmet ediyor. Ama olsun, ben çok söz söyledim geçmişimde, pişman neden olayım ki? Benim 5 fiziksel duyumdan başka inandığım bir şey yok. Hem pişman olmak ilerde mizan varsa geçerlidir, ben bunca bedensel varlığımın sadece bu 80 yıllık ömür için olduğuna inanıyorum!
Yani akıl edemiyorum ben; bir arabayı bile piyasaya sürmeden önce ilk prototipini yapıp test ederler, bir kaç kilometre yapıp öyle satışa sunarlar ve değerlendirirler. Ama ne hikmetse, zekası olan reddediyor varlığının sebebini. Altı üstü mekanik bir yapıya sahip araba bile değerlendirilmeden önce bir test ediliyor. Ama bizim zekası olan! mübarek zatlar bulunduğum yer benim, gerisi ilerisi yalan diye düşünürler.
Zaman zaman vicdanen sorumlu olduğumuz bir şeyler içimizi öyle derinden yakar ki; konum ve aile yapımız yüzünden kendimizden bile saklarız sıkıntılarımızı, bu da bizi inkara sürükler.
Arkadaşlar müsterih olun zira dünyanın hiçbir yerindeki insanın olduğu yere seçerek gelmediğini, gidecekleri yeri de maalesef seçerek gitmeyeceklerini akıl edebilecek zekaları var. Bir gün bir kardeşim bana ' abi yok olan bir şeye ( 5 duyumla hissetmediğim) nasıl inanmamı beklersin, hem bak falan ünlü yazar da inanmıyor ' dedi. Kardeşim tamamen mantık çerçevesinde hareket ediyor, dediği şeylerde GERÇEKLİK payı olabilir fakat DOĞRU tamamen bambaşka bir şey. Bazı arkadaşlar her gerçeği doğru farz edip ona göre hayatlarına bir şekil veriyorlar ki bu yapmamamız gereken bir hata.
Velhasılı kelam; kendi inandığımız şeyleri, mantığımıza yatanları, araştırıp güvendiklerimizi değilde, başkalarının dünyevi bir kaç üstünlüğüne hayran kalıp, onları referans alıp yaşamımızı şekillendirmek en büyük eşekliktir. Eğer dünyayı merkez alıp, maneviyatımızı da şekillendirmeye çalışıyorsak olduğumuz yerde çakılıp kalırız. Hele de önceden istemeden söylediklerimiz...
Hem ben son günümü yaşıyorum, kalbim başka dilim başka söylüyorsa
Bedenim irademin önünden gidiyorsa, dünyam kalbimi karartıyorsa
Bırakın ben son günümü yaşıyorum, yaşamayanlar düşünsün eğer ölümü unuttularsa.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.