Kardeşim! , eğer senin üç benim iki kulağım varsa,

senin altı benim beş parmağım varsa tek elimde,

senin yediğin beynine yarıyor benimki direk sindiriliyorsa,

senin bakıp gördüğünü ben bakıp göremiyorsam,

sen ağlayacak kadar hassas ve ben değilsem,

seninle aynı soluğu alıp sen başka ben başka düşünüyorsam,

sen az isen eğer ve biz çok isek,

sen siyah ben beyaz isem,

senin inanacak bir şeylerin var ise ve benim yok ise,

sen güvenebiliyorsan bazı şeylere ve benim güvenecek kimsem yok ise,

sen inancına sadık kalabiliyorsan ve benim sadık kalacak bir inancım yok ise,

sen siyahi bir başkan olabiliyor isen ve ben sömürüyorsam sen gibileri,

senin başın örtülü ise ve ben Avrupa’lı(!) isem bir diğer manada,

ve sen bizleri manen temsil etmek istersen ama bizler görüntüye önem veriyorsak,

senin yüzünden rezil olacak isek üstün Avrupa milletine(!) ve güç bende ise,

sen benim kusuruma bakmıyorsan(!) onca yaptıklarıma rağmen ama ben sende hala kusur arıyor isem,

sen Üniversiteni birincilikle bitirdi isen ve ben bu milletin gerçek temsilcisi isem,

kusura bakma ama BAŞIN KAPALI ve sen söz vermiştin; MEZUNİYET TÖRENİNE GELMEYECEKTİN..!


( derken o kapalı öğrenciyi başörtüsünden topuz tutmuş bir şekilde sürükleyerek kürsüyü işgalden(!) kurtarır üstün ırk olan insan...)