Anormal bir düzeyde istikrar çanları Türkiye için çalarken, sağlıklı bir biçimde bu planda insanımızın yaptığı hazırlıklar ve olgunlaşmış davranışları normaldir. Türkiye ekonomik anlamda, son 30 veya 40 yıla kıyasla ileri bir performans göstermeye başlamıştır.
Belli çerçeveler içerisinde halkın menfaatine işleyen her türlü yönetim sistemi, bir şekilde halkın ilgisini üzerinde toplayabilmektedir. Bu anlamda elimizdeki verilere ve gördüklerimize bakarak diyebiliriz ki ; insanımız onca ezilmeye, radikal değişimlere, hatta ve hatta bir süre maruz kaldığı darbelere rağmen büyük bir sabır göstermiş ve hem kendi içerisindeki hem de Dünya üzerindeki silinmeye çalışılmış haklı değerini bulmaya başlamıştır.
Hatırlayacağınız üzere; bundan toplam 90 yıl önce İNKILAP şekline sahip, YENİLENME görüntüsüne bezenmiş, DEVRİM niteliği taşıyan, ama aslında; sade, öz, güvenilir, has bir toplumun sahipsiz bırakılışını yaşamıştık. Bu değişimde kesinlikle suçlu aramaya değil, bu hezimette kendimize ne katıp, nasıl bir yol izleyeceğimiz önemlidir. Sizlerin daha iyi anlamaları için realiteden bir örnek vereceğim.. Halen olan bir uygulamadır çocukları bebekken soğuğa alıştırmak, ve halen olan bir uygulamadır bebekken suya atıp yüzmelerini sağlamak. Daha çarpıcı bir örnek ise bilinçli ebeveynlerin çocuklarındaki gerekecek olan virüslere karşı antikorları üretmelerine yardımcı olmak adına onların, aşırıya kaçmamak kaydıyla tozla toprakla oynamalarına izin vermeleridir. Bu şekilde belli bir zaman hasta olsalar bile vücut ilerde o hastalıklara karşı hazırlıklı olduğundan çabucak atlatabiliyorlar.
Yukarıdaki örnekleri; en ufaktan aile, sonra mahalle vs. ve sonrada ülkeye genellersek, belli bir düzene, sistemli bir yapıya, dayanıklı bir devlet vücuduna hazırlıklı olmak için o halkın zamanla bir şeyler yaşamış olmaları gerekmektedir. Realitede '' acı çekince insan, aynı yerden en fazla bir kere daha acır. '' prensibini işlersek, bizim Türkiye milleti devamlı olarak nice zorluklara göğüs germiştir. İçtenlikle soruyorum düşünsenize; bir gece kapınız zorlansa ve küçük kardeşiniz ağlarken babanızı çok sevdiğiniz annenizin yanından çekip götürseler suçsuz yere, elinizde yabancı bir alfabe bulunduğunda ajan muamelesi gördüğünüzü, sokakta istediğiniz zaman dolaşmanın suç olduğunu, inandığınız şeyi bırakın irşat etmeyi, yaşamanızın yasak olduğunu... vesaire vesaire.
Velhasılı kelam, Allah inananıyla inanmayanıyla bu Türkiye halkına bir değer biçmişse eğer; ki ben öyle düşünüyorum, bunu en acemi bir insanın eliyle de yerine getirir. Bu bakımdan iyi veya kötü durumlarda mutlaka sakin bir vaziyet takınıp, en gerektiği yerde söz, lazım olduğunda da sükut ilacını kullanmalıyız...
Sizlere tekrardan güzel bir duble ile veda etmek istiyorum;
''Uyuyorum gözlerimden yaş süzülerek, bakıyorum ufka belki sensin diyerek
Hatıralar solmaya yüz tutsa da, içimde hep bir güm sesi inleyerek.. ''
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.