Sabır kelimesinin anlamını çok iyi biliyoruz fakat hiç uygulayamıyoruz. Toplum olarak karşılaştığımız olaylara hemen tepki gösteririz. Hâl böyle oluncada kavgalar kaçınılmaz oluyor.

Geçenlerde yapılan bir araştırmada insan ömrünün 2-3 yılı trafikte geçerken, metropol dediğimiz şehirlerde 4-5 yılı geçiyormuş. İstanbul'un trafiği göz önüne alırsak genellikle direksiyon başında sinirler tavan yapıyor. Özellikle büyükşehirlerde birbirinden değişik insan tiplerine rastlıyoruz. Anlık gözünüze kestirip artistlik yaptığınız insanlar birden kaplan kesilip sizide bir tavşana benzetebiliyor. Aynı şekilde sizde karşılık verirseniz o ayrı mesele. Ama sizi benzettiği tavşan halinden çıkamazsanız.

1) Bluetooth ile hayata tutunun: Sinirlerinize hakim olamayıp el kol hareketi yaptığınız adam arabadan inerse sarılın bluetooth kulaklığınıza. Kulağınızda takılı değilse kıvrak ve hızlı bir hareketle hemen kulağınıza takın ve adam size yaklaşırken sakın göz teması kurmayın. Yaklaşıp camı açmanızı istediğinde burada hareket önceliği çok önemli ilk önce camı açıp sonra elinizi kulaklığınıza götürüp ''bir dakika canım'' deyip ''buyrun beyefendi'' diyeceksiniz. Adam büyük ihtimal ile boşuna inmemiş olmak için size bir kaç laf söyleyecek. Siz alttan alıp ''beyefendi yanlış anladınız ben telefonla konuşuyordum. Konuşmanın şiddetinden dolayı el kol hareketi yapıyorum'' dedikten sonra adam içinden çattık deliye deyip arabasına binmesini umuyoruz. (Bluetooth kulaklığınız yoksa hemen temin edin veya telefonun kablolu kulaklığını kullanın ama seyahatiniz boyunca mutlaka kulağınızda bulunsun zira o ha diyince takılmıyor)

2)Adamı mekanınıza çekmek: Yine yolda camdan cama alenen atıştığınız adama artık yan çizecek bir durum kalmadığını yani bu işten dayak yemeden kurtulamayacağınızı anladığınız anda hemen tanıdığınızın bol olduğu bir mekana doğru gaza basın. Bu mekanlar için en uygunu mahalle kahveleridir. Bunun için haftada bir de olsa mahallenizin kahvesine uğrayın. Arayı açmayın.
3)Biber gazı: Özellikle bayanlar için kullanışlı olan biber gazı size çok iyi zaman kazandırır. Gazı kullanım şeklide çok önemli. Gazı şoför kapısının kenarında bulundurun. Gazı elinize alıpta kapıyı açın. Gazı arkanızda saklayın ve gerekli mesafe oluştuğunda artık rakibinizi gaza boğabilirsiniz. Burada yine çok önemli bir konu gazdan sizde etkilenmeyin. Yalnız biber gazı alırken gazın doğal olup insan sağlığına etkisi olmayanından kullanın. Gözünüz arkada kalmadan vicdanınız rahat bir şekilde olay yerinden kaçabilirsiniz.

4) Camdan ''Ahmet abi'' diye çıkmak: Yolda camlar kapalı bir şekilde birbirinize artistlik yaptığınız adam sizin önünüzü kesmeden kaçmaya bakın. Hiç olmadı en az 1-2 dakika kaçmaya çalışın. Eğer o sizin önünüzü keser ise karşı taraf arabadan inmeden camdan hızlıca bel hizasına kadar çıkıp şoförlüğünü övüyormuş gibi ve güler bir yüzle ''Ahmet abi yine formundasın'' diyerek tanıdık süsü verin. Buna karşılık karşı tarafın ''sen benimle dalgamı geçiyon lan ne Ahmet'i'' deme ihtimali yüksek. Bu fikir yedek olarak aklınızın bir köşesinde bulunsun yinede.

5)Kafanı iki elinin arasına almak: Yeri geliyor insanın eli kolu bağlanıyor ve hiç birşey yapamıyor. Artık sözlerinde kifayetsiz kalacağı anlarda yapacak tek şey var. Hatırlayalım deprem anındaki korunma şeklini. Kafamızı iki elimizin arasına alıp dizüstü çöküyoruz. Elimizle kapattığımız kafamızı dizimize doğru yumuyoruz. Tekme ve yumruklardan dolayı yaşadığımız git-geller arabanın kaportasına zarar vermesin diye tekerleğe doğru yaslanıyoruz ve adamın enerjisinin bitmesini bekliyoruz. Bardağın dolu tarafından bakarsak olaya hayatımızın her anı bir koşuşturma şeklinde geçiyor. O kadar yoruluyoruzki yastığa başımızı koyduğumuzda düşünmeye vakit kalmadan uyuyoruz. Bu gibi durumlarda insanlar hiç bir tepki veremediği için kendi iç dünyasıyla baş başa kalıyor. Dezavantajları avantaja çevirmeyi bilinler her zaman kazanır.

Not:Yukarda okuduğunuz yazı yüksek dozda hayal gücü içeriyor.