Yazıma bu başlığı atmamın nedeni son zamanlarda ülkemizde yaşanan Vandalizm… Şimdi diyeceksiniz ki ne alakası var kardeşim Osmanlı’nın, Eski Türkiye’nin, Yeni Türkiye’nin, ülkemizde yaşanan sokak olaylarının falan. Çok alakası var efendim…
Osmanlı Cihan Devletiyken biçilen rolü oynayan değil oyunu oynatan, rol dağıtan konumdaydı. Eski Türkiye de biz hani azıcık ayaklansak, birazcık şöyle bi silkinsek, biraz yerimizden kıpırdamaya çalışsak, otur oturduğun yere dercesine kafamıza balyoz misali inen DARBELERE maruz kalmış bir devletken; bugün Yeni Türkiye’mizde, Osmanlı misali Cihan-ı Şümul bir Türkiye yolunda ilerliyoruz. Ülkemizde yaşanan ve yaşatılan bu hadiseler bizi tekrar kırdığımız zincirlerimize bağlamak isteme hadisesinden başka bir şey değildir…
Fakat Korkmayın! Allahın izni ve inayetiyle biz artık kalktığımız yere tekrar oturtulacak, roller dağıtılırken uzaktan üzgün gözlerle önemli roller kimlere acaba diyip senaristlerin al bu figüranlık da senin dediğinde bayramda şeker verilen çocuk misali sevinecek bir ülke değiliz.
Şimdi gelelim efendim Vandalizm olaylarına. Hani derler ya yapana değil yaptırana bak diye. Kim bu yaptıranlar diyeceksiniz… Hani bizim yanımızdaymış gibi davranıp kamera karşısında olan bitenlerden dolayı üzüntülerini dile getirip kamera arkasında bu olaylara destek veren, yüzümüze gülüp arkamızdan bize türlü oyunlar oynayan dost bildiğimiz düşmanlar var ya işte onlardan bahsediyorum. Hani bizi Orta Doğuda yanan ateşin tam ortasında görmek isteyenler, gelişen ve büyüyen ekonomisiyle Yeni Türkiye’den rahatsız olanlar var ya işte onlardan bahsediyorum… Yeni Türkiye şimdilik kendi bölgesi olan Orta Doğu da, ileride de inşallah Tüm Dünya da rolleri belirleyecek olan ülke olacaktır. Tüm dünya ülkeleri korkmayın! Biz mert ve adaletli bir milletiz. Biz rol verirken herkesin bu dağılımdan geçmişte olduğu gibi memnun olacağı şekilde davranıp sizin başlattığınız ve devam ettirdiğiniz zulmü devam ettirmeyeceğiz. Zulüm etmeyeceğiz, zalime fırsat vermeyeceğiz. Bana Rüya görüyorsun diyenler olabilir, olacaktır da. Evet haklısınız! Ben bir rüya görüyorum. Güzel ülkemde herkesin kardeşçe yaşadığı, kimsenin kimseye kin, garez beslemediği herkesin birbirine yardımseverlik ve sevgiyle yaklaştığı, refah düzeyi yüksek, toplumsal beraberlik içinde Tüm Dünyaya ADALET ’i getirecek olan bir ülke düşlüyorum.
Tüm yurttaşlarımıza sağduyu çağrısında bulunmak istiyorum. Artık yeter! Lütfen bu rüyaya inanın! Hayali ve umudu olmayanın hiçbir şeyi olmaz. En başta da insanları sokağa dökmek isteyenlere soruyorum Vandalizm’den ne kazandık, neler kaybediyoruz? Bu işten kim veya kimler kârlı çıkıyor? Bunun muhasebesini yapın. Biz bugüne kadar bize güvenip sırtını dayayan hiçbir milleti arkasından vurmamışız. Tarihimize bir bakın. Bize çamur atmak isteyenimiz, düşmanımız çok; ancak çok şükür hiçbir kara lekemiz yok… Gelin bu oyuna kanmayın. Dış düşmanların içerdeki işbirlikçileri olmayın. Onlara fırsat vermeyin. Biz birken, birlikteyken güçlüyüz. Bu ülke hepimizin... Bizi güçsüzleştirmeye ve bölmeye çalışanların ekmeğine yağ sürmeyin.
Tüm yurttaşlarımıza sesleniyorum! Yangına körükle değil bir kova suyla gidin. Hep birlikte bu büyük yangına bir kova da biz su dökelim. Kardeşi kardeşe kırdırtmak isteyenlere fırsat vermeyelim. Gelecek nesillere yaşanır bir ülke bırakalım. Bu Rüyayı el birliğiyle gerçekleştirelim. Bu ateşi söndürelim. Söndüremesek de bu uğurda ölürüz… Bu da bizim için en büyük şereftir.