Toplumumuzun bu kadar bulanıklaştığı, insanın saygısının ve sevgisin yoksullaştığı, ahlak kavramının sözünün dahi edilmediği günümüz Türkiyesin de topluma mâl olmuş yazarlar. Gerçekten mal olmuştur. Böyle bir toplumda ancak böyle yazarları baş tacı yaparak sonsuz döngüyü başlatmışlardır. Kalitesiz yazarlar kalitesiz insanları kalitesiz insanlar da aileleri ve onlarda kalitesiz bir toplumu doğuracaktır ve tekrardan kalitesiz yazarlar ortaya çıkarak döngü devam edecektir. Bu yazarlar her gün durumu daha da kötüye giden toplumumuzun ve insani ilişkilerimizin sinir noktalarıyla oynayarak uçurumun dibine doğru sürüklemektedirler. Bir bayan yazar kendi yaptığı terbiyesizlikleri kafasındaki fantezilerle süsleyip genç nesilleri zehirlemektedir. Buna karşın karşı cinsinde ki bir yazar yazısına ‘’Odanın köşesinde otuz bir çekiyordu.’’ Diye başlar.

Sorulması gereken soru ise bu insanların buralara nasıl geldikleridir. Maalesef ki bu insanlar toplumumuzca baş tacı yapılmıştır. Bizim milletimizin çıkarlarını gözetmeyen ve herhangi bir fırsatta bizleri bir kaşık suda boğmak isteyenler milletimizi zehirlemek üzere kültür ve sanat alanındaki eksikliğimizi doldurmak istemektedirler. Bu dolduruş vücudun su eksiğini zehir ile karşılamaya benzer. Bizim milletimizin eksikliğini bizden olmayan fikirleri yavaş, yavaş benimseterek değer yargılarımızı ve kültürel yapımızı yıkmayı başarmışlardır. Bunu bilinçsizce yazıp, yazdıklarının kimleri etkileyeceğini göze almadan kendi arzuları doğrultusunda yazan insanların toplumumuzda baş tacı olmasından anlayabiliyoruz.

Diyeceğim budur ki milletimizin bu insanları hafızalarından silmesi zor olacaktır ancak imkânsız değildir. Yapılacak çalışmalarla kendine getirilmeli ve bulunduğu bunalımdan kurtularak özüne dönmelidir. Yazının devamında öneriler sunulacaktır.