Memleketin halleri bitmiyor. Bir yandan Taksim boşalıyor, diğer yandan Kızılay doluyor. Halk sokaklara inmeye çalıştıkça, ya polis engel oluyor ya da provokatörler. Fakat gün geçtikçe görülüyor ki; “Hükumet İstifa” direnişi yavaş yavaş halkın elinden kayıp terör yanlısı grupların eline geçmeye başlıyor. Yabancı basın kuruluşlarının Gezi Parkı direnişine verdiği desteğin kokusu böylelikle daha rahat duyuluyor…

İlahi adaletin tecellisi olacak ki; “Kınadığınız şey ile kınanmadıkça ölmezsiniz” hadisi gereği, Erdoğan diktatörlük ile kınanıyor. Dostum dediği Obama’dan, sözde fırça çektiği Avrupa Birliğine kadar birer birer sırtından vuruluyor. Daha dün AB’ye girmek için koşulsuz şartsız imzaladığı AB Müktesebatınca kınanan Erdoğan, bugün “ o kararı tanımıyorum” diyor. Ülkenin içi ise daha karışık... \%50’yi içeride zor tuttuğunu ilan eden Erdoğan, her mitingine yandaş turizm şirketleri ile binlerce adam taşımak zorunda kalıyor. Ak gençliğin örgütsüzlüğünden olacak ki; mitinglerinde çakma MHP’li ve çakma Saadet’li gençleri kullanarak yalnız olmadığını kanıtlamaya çalışıyor. Ama böyle yaparak yalnızlaştığını milyonlara haykırmış oluyor. Erdoğan Gezi Parkı ve diğer illerde toplanan Milyonlara karşı başlattığı gövde gösterisi mitinglerine devam ettikçe, derin kulislerde yeni bir iddia dolaşıyor. “Türk Baharı” 

Malumunuz üzere, bölge Arap Baharı ile teker teker Küresel sermayenin kucağına düşer iken, Türkiye kendisine verilen görevleri gerçekleştiremez hale geliyor. Suriye’de tüm çırpınışlara rağmen Esad düşmüyor, bir türlü ABD’nin ısrar ettiği yeni anayasa yapılamıyor ve nihai vuruş olan Başkanlık Sistemi henüz tartışmaya bile açılamıyor. ABD ve Avrupa huzursuz. Ortadoğu dizayn edilir iken Erdoğan ev ödevlerini ya eksik yapıyor yada bir türlü beceremiyor. Ee, ödevini yapmayan çocuğun sonu belli, elbet bir gün sınıfta kalıyor. Tıpkı Mübarek gibi, tıpkı Kaddafi gibi!

Her şeyden öte, bu kritik süreçte Erdoğan kendi militanlarını toplama çabası içine giriyor, Saros’un fonladığı provokatörler ise sokaklara sakince ele geçiriyor. Gözüken o ki; yeni bir iç savaş rüzgârı Türkiye üzerinde uçuyor. İleride olacakları şimdiden söylemek ise bize düşüyor. Elinde gerçek silahlar ile polisle çatışan isyancılar, 2 polisi şehit ediyor. İstanbul’un önemli yerlerinde terör örgütü tarafından patlatılan bombalar can almaya devam ediyor, göstericiler polislere patlayıcı maddeler ile saldırıyor. Sonuç olarak bilanço; 5 şehit polis, çok sayıda ölü gösterici. Ve artık Türk halkı birbirini öldürmeye hazırdır efendim!