Gezi Parkı direnişi kimisine göre bir darbe girişimi, kimisine göre siyonist bir operasyon, kimisine göre CHP'nin oyunu, kimisine göre bir halk hareketi! Gezi Parkı direnişinin yapısal karakteri incelendiğinde herkesin kendi görüşünü haklı çıkaracak bir kanıtı muhakkak bulunacaktır. Öncelikle şu gerçeği iyi idrak edebilmek gerek. Gezi Parkı direnişi bir Cumhuriyet Mitingi değildir veya Atatürkçü Düşünce Derneği gibi yapıların tamamen kişisel çıkar amaçlı organize ettiği gösteri yürüyüşleri hiç değildir. Gezi Parkı direnişini diğer Laik Sol kesimin direnişinden ayıran en önemli unsur, direnişe katılanların 7'den 70'e tüm yaş aralıklarına sahip olmaları ve yıllardır korku içinde yaşayan gerçek halk muhalefetinin ortaya çıkmasıdır. Hepiniz şahit olmuşsunuzdur , gençlerin "teyze" diye nitelendirdiği belli bir yaş seviyesine gelmiş insanlar bile balkonlardan çıkıp "tencere-tava" ile bu direniş rüzgarına katıldılar. Neredeyse Türkiye'nin her iline büyük bir hızla yayıldı. Gezi Parkı harici hangi direniş bu derece çabuk ve hızlı yayılabildi? Buradan çıkarılması gereken mesele şudur; Sol-Laik kesimin kendi siyasi iktidarları yararına giriştiği hiçbir eylem halk tabanına yayılmaz ve yayılmadı. Oysa ki Gezi Parkı direnişi, karakteri gereği hiçbir siyasi parti veya ideoloji ayrımı yapmadan herkesi bünyesinde kabul edebilecek esnekliğe sahip bir "halk hareketi" olmuştur. Bu direniş içerisinde fitne unsurları yok mu? Tabi ki var. Bunu hepimiz gördük. PKK'lı gruplar, anarşist aşırı sol gruplar, stres atmak isteyen magandalar, Türkiye'nin kripto Yahudi sanatçıları vs. Fakat sadece bunlara bakarak koskoca bir direnişi darbe girşimi olarak yorumlamak en başta bu millete hakarettir. Fitne unsurlarının bu direnişe hangi amaçla girdiklerini çözdüğümüz zaman oturdukları koltuklardan iktidar yalakalığı yapıp karşılığında bol ücretli mevkilere getirilen "asalak" düşünürleride susturmuş olacağız. Fitneci bir zihniyeti çözmede yapılacak en doğru şey kendinizi onun yerine koymaktır. Yani empati. En başta ülkenin İslam ile alay eden, batı tarzı bir yaşamı enjekte eden kripto Yahudi sanatçılarına isim vermeden bir göz atalım. Bir misal konuyu anlamamıza yardımcı olacaktır. ABD'li bir düşünürün Arap Baharı başladığında söylediği sözler konuyu özetler nitelikte. "Belki Arap Baharı'nın arkasında değiliz ama muhakkak önünde olmalıyız." Bu söz de Arap Baharı yerine Gezi Parkını koyduğunuzda ne için ön saflarda Batıcı- Sabetayist sanatçıların saf tuttuğunu çok daha rahat anlayabileceksiniz. Bunun yanında kargaşadan ve kandan beslenen PKK'lı grupların Gezi Parkı gibi ulusal bir direnişe katılmaması beklenemezdi zaten. Kalplerinde ki nefreti boşaltmanın, hazırladıkları bombaları denemenin daha güzel bir yolu varmı? Herşeyden öte matematik yalan söylemez, Gezi Parkı içerisinde \%70 oranlarında halkın varolduğu bir ulusal muhalefet akımıdır. Geriye kalan \%30'a bakarak Gezi Parkını hain bir proje olarak göstermek akıl ve mantığa sığacak cinsten düşünceler değildir. Belki şimdilik Gezi Parkı sona erdi ama yedi düvel görmüş oldu ki, tıpkı Kuvay-i Milliye'de olduğu gibi Türkler ayaklandığında hiçbir gücün önlerinde duramayacağı perçinlenmiş oldu.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.