- Mısır yine yangın yeri... Küresel sırtlanların paylaşım savaşında demokrasi silahı ile vuruluyor her biri. Arap Baharı ile Mursi’yi başa getiren General Tantavi, sonbahar gelince Mursi’yi düşüren aynı ordunun başka bir generali Sisi. Emperyalizmin Mursi’ye biçtiği rol ve ömür anlaşılan bitti. Aslında bir örnektir Mursi. Cihat adı altında, İslami direniş adı altında abdestli kapitalist olmanın sonudur Mursi’nin durumu. Ey okuyan ve düşünen insanlık! Bir kez olsun söyleyin bana, hangi ordu düşmanının silahı ile muzaffer olmuş? Hangi Mümin, şeytandan aldığı silah ile cihat etmiş? Edenlerin sonu ortada! Dünya artık devletlerin değil, büyük ve çok uluslu holdinglerin yönettiği bir gezegen. Her şirketin hedefi daha fazla kar, daha fazla güç! Mursi’yi başa getiren Holding’in en küçük boşluğunda, bir başka holding kapıyor iktidar pastasını. Kukla Mursi gidiyor, yerine yeni ve taze kuklalar derhal getiriliyor. Bu süreçte ortaya atılan “cihat”, “demokrasi”, “bahar” gibi süslü kavramlar çalınan minareye kılıf görevi görüyor. Arap Baharında Müslüman Kardeşlerin eline tutuşturulan ve direnişi simgeleyen Yumruk simgesi ile şimdi moda olan Rabia simgesi aynı kaynaktan geliyor. Her holding kendi piyonunu lider yapmak için canla başla çalışıyor. Bütün mesele daha fazla para ve güç! Bu süreçte başrol oynaya Suudi Arabistan ise yükselen petrol değerleri ile tıka basa dolu hazinesine daha fazla para ekliyor. Suriye’de, Lübnan’da muhalifleri destekleyen Suudi Arabistan, söz konusu para olunca zamanında büyük destek verdiği Muhammed Mursi’yi bir çırpıda satıveriyor. Daha sonra bir haber geçiyor ekranlarda; “Ortadoğu’da ki karışıklık yüzünden petrol fiyatları iki kat arttı!” Suud kralları mutlu, Mısır’da insanlar birbirini kırmış önemli mi? Türkiye’de ise durum oldukça karışık. Suriye’ye, Libya’ya, Mısır’a demokrasi gelmesi için muhaliflere sınırsız destek veren iktidar, Suudi Arabistan, Yemen ve Katar’da zulüm ve baskıdan ayaklanan halkı görmezden geliyor. Unutmayalım, demokrasi demek emperyalizm ile işbirliği yapmayan ve emperyalizm tarafından son kullanma tarihini doldurmuş liderleri düşürmek için uydurulan bir silahtan ibaret. Suudi Arabistan’da ayaklanan halk terörist, Suriye’de ayaklanan halk ise Cihatçı oluveriyor. Ama hesaplar her zaman evdekine uymuyor. 5 çayını Şam’da içeriz diyenler, bugün bir türlü deviremedikleri Esad karşısında bin bir kılığa giriyor. Bir kez olsun ABD’ye dil uzatamayıp her fırsatta “kahrolsun İran” diyenler, pilotlarımız kaçırıldığında İran’ın yardımına muhtaç kalıyor. Dış politikanın dalalet işte!
Görmek isteyen için Mısır güzel bir örnek olsun. Arkasını emperyal güçlere dayayıp, ülkesinin milli değerleri ile uğraşanlar, gün gelip sonlarının Mursi gibi olacağını düşünsünler. Ne demiş atalarımız? Celladını severek ipten kurtulamazsın!
Ortadoğu pastası yine paylaşım savaşına kurban! Her yerinden bir sırtlan tutmuş çekiştiriyor. Birisi Mursi’yi getiriyor, diğeri götürüyor. Libya adı verilen pasta dilimi çoktan paramparça. Paraya susamış büyük petrol şirketleri Libya’da bol bol kuyu açıyor. ABD için Libya artık demokrasiye kavuşmuş bir ülke ne de olsa. Ama daha iş çok, ABD yeni bir slogan bulmuş kendine. Kutsal kitabımız Kuran-ı Kerim’den esinlenmişler. “Her devlet demokrasiyi tadacaktır” diyorlar. Mısır ve Libya demokrasiyi bir güzel tattı. Sırada Suriye var, İran var, Lübnan var ve Türkiye var. Celladına aşık olmuş liderlere duyurulur, bu aşk adamı öldürür haberiniz ola!
Ne demiş TheGodFather? “FİNANS SİLAHTIR, POLİTİKA İSE TETİĞİ NE ZAMAN ÇEKECEĞİNİ BİLMEK.”
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.