Mahmut Yıldırım, namı değer “Yeşil”! Bu günlerde tekrar derin muhabbetlerin başrol oyuncusu. Şimdilik medya olayın üstüne çok gitmese de, Türkiye’nin derin abilerini takip edenler için heyecan verici gelişmeler yaşanıyor. Birkaç gün önce Murat Şahan isimli gazeteci bir arkadaşımdan aldığım mesaj ile dâhil olduğum Yeşil davası, yakında gündemi oldukça meşgul edecek gibi.
Hala Diyarbakır’da devam eden JİTEM davası ile adını sıkça duyduğumuz ve yaşayıp yaşamadığını tartıştığımız Yeşil, artık zombilikten sıyrılacak gibi. Şu bir gerçek; Yeşil yaşıyor ve görevine devam ediyor. Türkiye’nin en meçhul dönemlerinde, ülkenin en derinlerine kadar inmiş bir isim bulunmaz bir nimettir. Ergenekon davasından JİTEM davasına kadar, yaşayıp yaşamadığı belli olmayan bir hayaletin işbirliği kilit rol oynayacaktır. Birde Yeşil’in yaşadığını bildiğimize göre ve yıllarca bir ölü gibi gizlenebildiğine göre, Yeşil’in devlet ile işbirliği yaptığı su götürmez bir gerçektir. Aksi halde Türk devletinin Yeşil’i eli ile koymuş gibi bulacağını herkes tahmin eder heralde?
Peki şimdi ne değişti? Yeşil’in iddialar doğrultusunda yaşadığı söylenen evine “ARANIYOR” ilanları asılacağı, eğer bu ilana 15 gün içinde cevap verip teslim olmaz ise Yeşil’in kaçak olarak kayıtlara geçirileceği gazeteler yansıdı. İlginç, devlet yıllarca gizlediği ve kullandığı Yeşil’i ne için medyaya yem etsin? Bu soru karşısında iki cevap üzerinde duruyorum. İlk cevabım ve belki de en basit cevabım gündemi tekrar istenilen çizgiye oturtma uğraşı. İnsanların hafızalarına tekrar Yeşil isimli canavar sokularak, zamanında nasıl cinayetler işlendiği, insanların nasıl eziyetler çektiği gösterilerek, sözde Barış Süreci sevimli gösterilmeye çalışılacak. Böylece, artık AKP’nin dahi gizleyemediği pazarlıkların üstüne pembe bir örtü serilmiş olacak. Bu durumda Yeşil kod adlı Mahmut Yıldırım AKP’nin limanına demir attı ise bir güzel reklamını yapmış olacak. O eski canavar Yeşil’i dost ve düşmanlarına tekrar hatırlatacak.
Bir başka senaryo ise Yeşil ve ekibinin sözde Barış Sürecini hazım edememeleri. Niye mi? Kuzey Suriye’de Esad’ın çekilmesi sonucu Kürdistan bayrağı dalgalanmaya başladı. Barış süreci sonrası, bölgeden denetimini çeken askerin boşluğunu, sözde silahsız bölücü PKK’lılar doldurdu. Artık yol kesebiliyor, kimlik kontrolü yapıyor ve şehrin ortasında törenler düzenleyebiliyorlar. Şu bir gerçek; Yeşil’i sevelim veya sevmeyelim fakat YEŞİL deyince PKK’lı bölücülerin bacaklarının titrediği bir gerçek. Yeşil’in PKK ile mücadele anlayışı ile AKP’nin PKK ile müzakere anlayışını birbirine tamamen zıt. Yıllarca bu uğurda mücadele eden ve hala mücadelesinin bedelini sürekli gizlenerek ödeyen YEŞİL, sözde çözüm sürecini baltalamak istiyor olabilir. Bildiğiniz gibi Yeşil, zamanında İstihbarat’a çalışan bir ajandı. Emir aldığı isim ise Mehmet Eymür idi. Bu günlerde Mehmet Eymür’ün AKP’ye karşı bazen mesafeli bazen de sert eleştirel tavırlarına bakacak olursak, eski derin MİT’çiler yeni müzakereci MİT’çiler ile fikir ayrılığı yaşıyorlar. Bu yaşanan ayrılığın bir sonucu olarak YEŞİL, artık işbirliği yapmayı bırakıp çözüm sürecinin pazarlık aşamalarını ifşa edecek bir operasyona girmiş olabilir. Sonuç olarak ise yıllarca devletin görünmezlik pelerini ile dolaşan Yeşil, artık pelerinini kaybetmiş bir halde sudan çıkmış bir balık misali cezalandırılacaktır. Neler olacağını yakında göreceğiz, iyi seyirler…
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.