Öyle bir yazar olmalıyım ki…

Candaş Tolga Işık gibi gencecik yaşta başarıya ulaşmalı, pratik zekamla okurları etkilemeliyim.

Rauf Tamer az kelimeyle çok şeyler anlatabilmeliyim.

Ahmet Çakar gibi dobra olmalı, cümlelerimi karşımdakinin beynine adeta çakmalıyım.

Yılmaz Özdil gibi yazılarımda ironiler kullanıp, en ciddi mevzularda dahi okurlarımı gülümsetebilmeliyim.

Hıncal Uluç gibi her konuda bilgi sahibi olmalı, ağzımdan çıkan her sözcüğün dikkate alınmasını sağlayabilmeliyim.

Selçuk Yula gibi tarafımı en baştan belli edip, okuyucu kitlemi garanti altına almalıyım.

Ayşe Arman gibi cinselliği bir tabu olmaktan çıkarıp, Türk halkıyla çekinmeden konuşabilmeliyim.

Zekeriya Beyaz gibi üstüme vazife olmayan konularda da ahkam kesebilmeli, popülaritemi her daim yüksek tutabilmeliyim.

Haydar Dümen gibi sorulara kafiyeli cevaplar verebilmeli, bu şekilde hem güldürüp hem de öğretmeliyim.

Fehmi koru gibi NATO’yu anlatırken deniz piyadeleri hakkında bilgi vermeliyim.

Zülfü Livaneli gibi yazmalıyım zıt görüşlü dostumun yazısını köşemde saygıyla bahsetmeliyim.

Orhan Pamuk gibi Avrupa’nın gözüne girmek uğruna, gerekirse vatanıma ihanet etmeliyim.

Ertuğrul Özkök gibi önceleri terör örgütü başı, bölücü apo demeliyim sonrada çok bilgili fikirlerini dikkate almak lazım demeliyim.

Ekrem Dumanlı gibi “ Medyada Tasfiye Olacaklar” ve “Medyada Tasfiye Olmayacaklar” listesini yayımlamalıyım.

Öyle bir yazar olmalıyım ki;

Kitaplarımın orijinali binler, korsanı milyonlar satmalı.