Türkiye'de birçok insanın adını dahi duymadığı, duysada önemsemeyip göz ardı ettiği kadim Türk yurdudur Ahıska, Dede Korkut Kitabında "Ak-Sıka (Ak-Kale)" diye bahsedilen 17.yy da Evliya Çelebi'nin pek çok medrese, eski cami, han, hamam ve heybetli bir kaleye sahip olduğunu söylediği yerdir Ahıska, 642 yılında H.z Osman döneminde Müslümanların yönetimine, 1068 yılında Selçuklular ve kısa süren Moğol hakimiyetinden sonra İlhanlı, Akkoyunlu, Karakoyunlu devletlerine bağlı olarak yarı bağımsız olarak kendi kendini idare eden ve 1578 yılında Osmanlı Devleti'nin yönetimine girmiştir 1829 yılında Osmanlı - Rus savaşı sonucu imzalanan Edirne Anlaşması'yla birlikte bu kadim Müslüman - Türk toprakları Ruslara bırakılmıştır. Günümüzde Gürcistan sınırları içerisinde olan Ahıska Türkiye sınırına 15 kilometre uzaklıktadır.
14 - 15 Kasım 1944 Ölüm Vagonları
İkinci Dünya Savaşı'dır ve Stalin yönetimi Ahıska'da eli silah tutan Müslüman Türk gençlerini Almanlar'a karşı savaşa sürüklemiştir kan ve göz yaşıdan başka bir şey getirmeyen SSCB diktatörü Stalin yönetimi Ahıska'da savaştan dönecek yavrularını, kardeşlerini, akrabalarını bekleyen Ahıskalılara "çocuklarınız sizlerin döşeyeceği tren rayları sayesinde Ahıska'ya geleceklerdir eğer onlara kavuşmak istiyorsanız hiçbir karşılık beklemeden gece gündüz çalışarak rayları döşeyin..." telkinlerini etmiştir. Karşılık beklemeden sadece akrabalarına, çocuklarına kavuşmak isteyen Ahıskalılar gece gündüz SSCB gözetiminde bir yudum su dahi verilmeden çalıştırılmışlardır ancak ne yazıktır ki kendilerini bekleyen o hazin alçak talih çok yakındır.
14 Kasım 1944'ü 15 Kasıma bağlayan o gece kendi elleriyle döşedikleri, çocuklarının yollarını gözledikleri o tren rayları aslında kendilerini "Vatanlarından" koparacak ve ölüme terkedecekti Müslüman Türk düşmanı Stalin Karadeniz sınırlarını Türkler'den temizleme operasyonun da Kırım Tatarları ve Ahıskalı Türkler aynı kaderi paylaşmışlardır. Tam rakam bilinmese de 86 Bin Ahıskalı Türk, Ölüm Vagonlarında insanlık dışı uygulamalarla "Karı - Koca, Anne - Çocuk birbirinden koparılmış ve kimi sürgünzedelere göre 27 kimilerine göre ise 15 gün süren o zamanlar SSCB topraklarına dahil olan bugün ki Özbekistan, Kırgızistan, Kazakistan'a topraklarına dağıtılmışlardır. Bu ölüm yolculuğu sırasında etrafı açık vagonlar da üst üste bindirilmiş 17 bin ila 20 bin arasında Ahıskalı Türk hastalık, soğuk ve açlıktan can vermiştir. İkinci Dünya Savaşın da Naziler'e karşı savaşan Ahıska'lı Müslüman Türkler'den Ahıska'ya dönebilenler evlerinin bahçelerinin Ermeniler ve Gürcüler tarafından zabt edildiğini görmüş ve uzun sürecek bir "Vatan ve Eş" hasreti başlamıştır.
Bugünkü nufusları 600 Bin dolayında olan Ahıska Türkleri 10 - 15 ülkede 100'den fazla bölge'de göçmen olarak yaşamaktadır. Yaşadıkları ülkelerde Türkiye'de dahil olmak üzere çok ciddi zorluklar ve engellemelerle karşı karşıya kalmaktadırlar. Aradan 70 yıl geçmesine rağmen Ahıska Türkleri halen vatanlarına dönememişlerdir AB'nin direktifleriyle 2009 yılında Gürcistan'da konuyla ilgili başlatılan çalışma tıkanmış ve bilinçli bir şekilde çözümsüzlüğe itilmiştir. Bizim Ahıska dergisi editörü Yunus Zeyrek 2013 yılı Aralık itibarıyla 27 bin Ahıskalı'nın T.C vatandaşı olduğu bir o kadarının da halen beklediğini belirtmiştir. Son zamanlarda karışıklarla boğuşan Ukrayna'nın Donetsk ve Lugansk bölgesinde yaşayan Ahıskalı Türkler, Rus - Ukrayna çatışması arasında kaldıkları da bilinmektedirler.
Türkiye'nin konuyla ilgili Uluslararası platformlar da sesi çıkmalı Ab veya ikili olarak Gürcistan - Türkiye arasından oluşturulabilecek bir komisyonla Ahıska sorunu çözülmelidir. Allah bu millete daha böyle acılar yaşatmasın.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.