ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

561 YIL SONRA

Coşkun Tağa

29 Mayıs 2014 Perşembe 06:22
  • A
  • A

“İstanbul mutlaka fethedilecektir. Onu fetheden komutan ne güzel komutan, onu fetheden ordu ne güzel ordudur”. (Hz. Muhammed)

Fatih’in komutanlığında, 1453 yılında İstanbul fethedilmişti. Fatih ve ordusu peygamberin övgüsüne mazhar olmuştu. İstanbul’u korumak ve kollamak bir sancağı muhafaza etmek gibi oldu. 1453’ün İstanbul’u ile 2014’ün İstanbul’u arasında haliyle sancak değişimleri de oldu. İstanbul sermaye şehri olduğu kadar; İslam dünyası için de önemli bir şehir oldu. İstanbul, aslında İslambol’un sonrası oldu.

Evet. İstanbul 29 Mayıs 1453 yılında fethedildi. 1453’ten sonra işgal de edildi ama nihayetinde Türk toprağı olarak kutsal emanetleri muhafaza eden bir şehir oldu. İstanbul, geçmişteki asr-ı saadetin murisi; gelecekteki altın çağın müsebbibi olacak kadar da manevi bir şehir oldu.

Ve İstanbul’un ikinci kez fethedileceği; ama bu fethin manevi bir fetih olacağı yine hadislerle bizlere duyuruldu. Bu duyuruya kulak veren her Müslümanın görevi de bu ‘akınlarda’ saf tutması olacaktır. Manevi bir akın ordusu kurmak her Müslümanın vazifesi olmalıdır. Çünkü İstanbul’un ikinci kez fethi, altın çağın başlangıcı olacaktır.

İstanbul bir anahtar konumundadır. Hatta bir çilingirdir. Onu kim elinde bulundurursa açamayacağı kapı yoktur. İstanbul, bir zalimin elinde bile olsa açamayacağı zulüm kapısı yoktur. Çünkü İstanbul, gücün temsili kapısıdır. Kim bu kapıdan içeri girerse bir daha çıkmak istemez. Çünkü İstanbul aynı zamanda zenginliğin anahtarıdır.

İşte, İstanbul’da her şey vardır. İstanbul’un bir kolu Anadolu’da diğer kolu da Avrupa’dadır. Hatta İstanbul’un silueti, kıyama durmuş Fatih’in aynasıdır.

1453 öncesinde bile İstanbul’un siluetinde Fatih vardır. Yani İstanbul’un kaderinde Fatih ve fetih vardır. Aslında burada bir bakıma dünyaya mesaj da vardır. Konstantin denilen Bizans şehri İslambol olacaktır. Hz. Muhammed’in doğumunda yıkılan Kisra’nın sütunları gibi İstanbul’un Bizans yetkileri yıkılmıştır. Hakikaten burada inanan ve inanmayan herkes için ibret alınacak kıssalar vardır.

Bu kıssalar bugünün insanları için yol gösterici konumundadır. Dağdaki çobandan, devletin başındaki çobana kadar herkesin dinlemesi ve uyması gereken kıssalardır bunlar. Kimi efsane, kimi gerçek… Ama aslında hepsi gerçek…

***

Ve fetihten 561 yıl sonra… İstanbul, hala gerçek… İstanbul, hala emanetçi… İstanbul aslında hep böyleydi. Bundan 561 yıl önce de böyleydi. Hep muştulayıcı bir heybeti vardı. Asr-ı saadette nasıl muştulanmışsa, ahir zamanın altın çağı için de öyle muştulanmıştı.

İşte biz Müslümanların üzerine düşen görev ise bu muştunun askeri gibi yaşayıp; peygamberin mazharına Fatih nazarıyla bakmak olmalıdır. Gerekirse Eyüp el-Ensari gibi bu uğurda fedaya hazır olunmalıdır. Çünkü İstanbul, fethin de kapısıdır…

***

Sevgili okuyucularım, cümle düşünce ve temennilerle İstanbul’un fethinin 561. yılını kutlar; manevi fethin Fatih’leri olmanızı diliyorum.

YORUM YAZ
TOPLAM 1 YORUM

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.

  • - Şükrü Günen:29 Mayıs 2014, Perşembe 14:01

    ' İstanbul'un 561.Yıldönümü Kutlu Olsun ..