Ulusalcı ve CHP’ci Halk TV’de yayınlanan röportajda Suriye’nin çete başı Esed; “Suriye’de Kürtler, devletin yanında savaşıyor. Biz de Suriye’de Kürtleri destekliyoruz” açıklaması yapmıştır. Tek başına bu itiraf PKK ve PYD’nin uşaklık kültürünü resmetmesi açısından son derece önemlidir. İyi ama PKK neden uşaklık kültürünü yüceltmektedir?
Milliyetçiliğin ve ulusalcılık ideolojisinin “bağımsızlığı” savunduğu zannedilir. Ama ulusalcılık ideolojisinin bağımsızcı olabilmesine imkân yoktur. Çünkü bir yerde ulusalcı bir ideoloji kurmak istiyorsanız içerideki diğer kavim ve kültürleri ezmeniz zaruridir. Bu sebeple dışarıdan yardım almak zorundasınız. Türkiye’de 28 Şubat Darbesi’ni planlayan ve Baas Tipi bir siyasi rejim kurmak isteyen Ulusalcı siyasi ve askeri bürokratların yol ortağı İsrail’di. Bugünde Türkiye’deki ulusalcılar; İran, Rusya ve Çin ekseninde hareket etmekte ve Suriye’ye kan kusturan Esed ile aynı yatakta bulunmaktadır. Hatta ulusalcılar ile DHKP-C Terör Örgütü ile yakın işbirliği mevcuttur. AK Parti Hükümeti’ni devirmek için “Alevi-Sünni Savaşı çıkartmak” istemektedirler. İsterseniz Ulusalcı Oda TV’de yayınlanan haberi beraber okuyalım:
“Tunceli'de "BİM Market" önünde toplanan bir grup cemaatin şirketi olduğunu iddia ettikleri BİM'i protesto etti. Polis ile grup arasında çatışma yaşandı
Tunceli'de eylül ayında birahanede çıkan kavga sonrasında bir kişinin silahla vurulmasının ardından, cemaati kentlerinde istemeyen Tuncelilerin eylemleri sürüyor. Daha önce olduğu gibi şehirdeki gençler, akşam saatlerinde BİM market önünde bir araya geldi.
“Dersim uyuma onuruna sahip çık”, “Dersim’de cemaat istemiyoruz” sloganlarıyla gerçekleşen eylemde BİM marketi, geçtiğimiz ay gerilim yaşanan birahaneleri ve cemaat evlerini taşlayan gençlere polis saldırdı. Gençler, Seyit Rıza Parkı ve çevresinde TOMA ve akreplerle yapılan saldırıya taşlarla karşılık verdi.” (http://www.odatv.com/n.php?n=cemaatci-bimi-istemiyoruz-0410131200)
Haberin aslı şudur. Tunceli’de bir grup terörist halk nazarında sempati kazanmak için önce bir adet birahaneyi ateşe vermiş daha sonra esas hedefleri olan bir markete molotof kokteyli atmıştır. Bunun üzerine polis gelmiş ve bu grup polise de saldırmıştır. Ama haber, polisin teröristlere saldırdığı şeklinde verilmiştir. Dolaysıyla ulusalcıların amaçlarına ulaşmak için her fırsatı değerlendirdiklerini söylemek mümkündür. PKK Terör Örgütü’nün kan akıtamaması ve son polisevi saldırısında DHKP-C Terör Örgütü’nün polisleri öldürememesi büyük üzüntü kaynağı olmuştur. Hizbullah Terör Örgütü ile İşçi Partisi geçen günlerde Lübnan’da bir araya gelmiş ve işbirliklerinin geliştirilmesi için önemli adımlar atmışlardır.
Ulusalcı Güçlerin en büyük düşmanı bizzat halkıdır. Halkın değerleridir. PKK Terör Örgütü’nün elebaşlarından Murat Karayılan’ın “Bir Savaşın Anatomisi” isimli kitabında “Kürtlerin ulusal dininin Zerdüştlük olduğunu” söylemiştir. Zerdüşt ve Alevi olmayan Kürtleri “iç düşman” olarak değerlendiren ve Nakşibendî Tarikatı’na mensup olan müslümanları adeta yok edilmesi şeklinde değerlendiren PKK Ulusal Hareketi ile diğer ulusalcıları ayırt etmek mümkün değildir. İç düşmanı yok etmek için Esed ve İran ile anlaşan PKK Terör Örgütü’nün yapamayacağı ahlaksızlık yoktur.
Bu ülkede Çanakkale Savaşı’na ırk ayrımı yapılmadan bütün müslümanlar katılmıştır. Ve bu sebeple Kürtlerin daima “sadık bir kavim” olduğu dillendirilmiştir. Lakin 2 Ekim 1908 Tarihi’nde kurulan Kürt Teavün ve Terakki Cemiyeti’nin amacı ulusalcılık yapmak ve Kürtleri Müslümanlardan kopartmaktır. Dolaysıyla Kürt Etnik Hareketi’nin başlangıcından bu yana “hainlik” üzerine kurulduğunu ve faaliyetlerini bu çerçevede yürüttüklerini söylemek mümkündür. Çanakkale Savaşı’nın olduğu yıllarda Seyyid Abdülkadir’in başkanlığında kurulan Kürdistan Teali Cemiyeti kurulmuştur. Seyyid Abdülkadir ilk Kürt isyanını başlatan Şeyh Ubeydullah’ın oğludur. İhanet şebekesi amacına ulaşabilmek için “Kürdistan” ve “Jin” adlı yayın organı çıkartmıştır.
PKK Terör Örgütü, kurulduğu günden bu yana Kürtlerin inancını feodalizm ve irtica olarak küçümsemiştir. Hatta Hizbullah Örgütüyle savaşma adına Müslümanlarla savaşmıştır. Bugün Hizbullah Örgütü’nün İran’a set çekememesi ve Suriye’de hala İran nüfuzunu savunması ihanet damarının İslamcı Örgütlere de bulaştığının bir resmidir.
PKK Terör Örgütü amaçlarına ulaşmak için Kürtlere kimlik dahi vermeyen Esed yönetimiyle işbirliği yaparak Suriye’de Müslümanlarla savaşmaktadır. İşin ilginç yanı yıllarca PKK’ya ev sahipliği yapan Esed Yönetimiyle Türkçü Ulusalcılar arasında derin işbirliği mevcuttur. Bu süreçte Ergenekon, DHKP-C, PKK ve İrancı Teröristlerin beraber hareket ettikleri görülmektedir.
Türkiye, sorunun sebebinin kavmiyetçilik fesadı olduğunu bilmeli “Modern Ulus Devlet” ideallerinden vazgeçmelidir. Etnik Terörün sorumlusu bu politikalardır. AK Parti, Kürtlerin üzerindeki baskıları hafifletmekle doğru bir politika izlemiştir. Yapması gereken bir adımda Kürt Halkıyla PKK arasına set koyacak TMK’yı değiştirmek olabilir. Bu kapsamda Kuzey Irak Yönetimi’nden Barzani’yle işbirliği de yapabilir. (Bu Barzani meselesini sonra değinebiliriz.) Türkiye başına çuval örülmek istenen bir ülkedir ve artık çok dikkatli olmalıdır.
Son olarak, PKK, İran, Esed ve uluslararası güçler Suriye’de, Türkiye’nin “terör örgütleriyle” işbirliği yaptığı propagandası yapmaktadırlar. Bu tezgâh konusunda AK Parti geri adım atmamalıdır ve Esed’in devrilmesi noktasında elinden geleni yapmalıdır. Zira Esed’in devrilmesi domino taşlarının devrildiği gibi İran, PKK, Hizbullah Terör Örgütü, Mısır Darbecileri ve içerdeki ulusalcıları yerle bir edecektir. Bu durumun DHKP-C ve Türkiye’deki müttefiki ulusalcılarda farkındadır. Bu yüzden ölüm kalım mücadelesi başlatmışlar ve Türkiye’de terör dalgası için hazırlıklara başlamışlardır.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.