TARİHÇİ Prof. Dr. İlber Ortaylı, Türkiye’de bir etnik baskı sorunu değil, bölgesel az gelişmişlik sorunu olduğuna inandığını söyledi. Kürtlük kimliğine sahip çıkmak isteyenlerin bunu açıkça ifade edebilecek özgürlüğe sahip olduğunu öne süren Prof.Dr. Ortaylı, alt kimlik, ana dilde eğitim gibi hakların, karşı tarafa şiddet uygulayarak alınamayacağını belirtti.

'BUNA GÜLERLER'

Genç İşadamları Derneği’nin (DEGİAD) davetlisi olarak Denizli’ye gelen Prof.Dr. Ortaylı, Pamukkale Üniversitesi (PAÜ) Kongre ve Kültür Merkezi’nde, Osmanlı’dan günümüze Anadolu tarihine yönelik araştırmalarından oluşan bir konferans verdi. Prof. Dr. Ortaylı, Türkiye’nin tartıştığı ana dilde eğitim ve Türk Milleti kavramlarıyla ilgili sorulan soruyu "Sen kendi dilinde konuşacaksın diye ben kendi milletimi inkar edemem. Demokratik olarak ileride olan Batı ülkelerinde, hatta ABD’de bile buna gülerler" diye yanıtladı.
Osmanlı karşıtlığını eleştiren Prof. Dr. Ortaylı, 1453’ün görmezden gelinemeyeceğine vurgu yaparak şunları söyledi:

DEMOKRASİ KİŞİYE GÖRE DEĞİŞMEZ

"Fatih Sultan Mehmet de, onun ataları da, çocukları ve torunları da at sırtında savaşırken ölmüşlerdir. Bu nedenle onları yok saymak, görmemek kabul edilemez. Osmanlı Dönemi Anadolu insanı için ne kadar önem taşıyorsa, Cumhuriyet Dönemi de o kadar önemlidir. Cumhuriyet rejimine karşı olmak, Osmanlı inkarcılığı kadar yanlıştır. Demokrasinin kendi içinde muhafazakar bir yapısı vardır. Demokrasi kişiye göre değişemeyecek kadar net bir kavramdır. Bir ülkede gazetelere müdahale ediliyorsa, o ülkede bir şeyler yolunda gitmiyor demektir."

'ETNİK BASKI SORUNU YOK'

Türkiye’de bir etnik baskı sorunu değil, bölgesel az gelişmişlik sorunu olduğuna inandığını belirten Prof. Dr. Ortaylı, Kürtlük kimliğine sahip çıkmak isteyenlerin bunu açıkça ifade edebilecek özgürlüğe sahip olduğunu öne sürdü. Prof. Dr. Ortaylı, alt kimlik, ana dilde eğitim gibi hakların, karşı tarafa şiddet uygulayarak alınamayacağına vurgu yaptı.

'MİLLİYETİMİ İNKAR EDEMEM'

Prof. Dr Ortaylı, özellikle Kürt kökenli aydınların etnik kimlikler üzerine tartışmak yerine Kürtçeyi tüm Kürtler’in anlayabileceği bir dil haline getirmek zorunda olduklarını belirterek, "Konuşacakları ortak bir dil yok. Okullarda bu dili öğretecek öğretmen yok. Ana dilde eğitim serbestliği getirilse bile öncelikle Kürtçenin ortak bir dil haline getirilmesi lazım. Bir etnik grup ana dilde eğitim ve diğer haklarına sahip çıkması için Türk kimliğinin kullanılmaması gerektiği anlayışına anlam veremiyorum. Sen kendi dilinde konuşacaksın diye ben milliyetimi inkar edemem. Sen kendi dilinde konuşacaksın diye ben kendi milletimi inkar edemem. Demokratik olarak ileride olan batı ülkelerinde, hatta ABD’de bile buna gülerler" diye konuştu.