Ortada mahkeme yok... iddaaname yok... gizli tutulması gereken belgeler cemaatçi polis ve savcılar tarafından basına sızdırılıyor...(!) (başka bir ihtimal var mı?)
...ve en ilginç olan 3 tane ayrı soruşturma var; biri Halk Bankası soruşturması, diğeri iş adamları ve bakan çocukları, diğeri fatih belediyesi...
Asıl mesele Halk bankası iken; Hükümet karşıtları, Halk banka saldırıyor bilmeden(!) Bu bizim milli bankamız abd israil nasıl saldırır deyip Türkiye'yi bir ses yapmamak için; bir belediyeyi birde bakanlarında içinde olduğu 2 davayı Halk bankası davasıyla bir başlatıp tamamını hükümetin yaptığı yolsuzluk olarak gösteriyor...
Hükümet karşıtları da bilmeden Milli bankamıza saldırmış oluyor.
Bakınız... hepimiz Türkiye olarak aynı gemideyiz. Tamam bir tek banka üzerine yapılmış saldırı oldu ama sizin gibiler hükümete saldırınca ekonomi mahvoluyor. Pazartesi günü ekonomik kriz patlak verse göbek mi atacaksınız?
2001 yılında 1 milyon kişi işsiz kalmadı mı?
Bu ülkeye turist gelir mi?
Ne satacaksınız iş yeri sahipleri? Çalıştığınız iş yeri kapanırsa ne yapacaksınız işçi kardeşlerim?
Hadi bu 3 dava tek dava olsa neyse?
Kemal Kılıçdaroğlu:
abd ye gülenle görüşmeye gitti. (sözcü gazetesini ilk defa yanına almadı(!))
Ardından 17 aralık operasyonu geldi.
Cemaat kanalları AK Parti düşmanı oldu.
Kılıçdaroğlu abd büyükelçisinin huzuruna çıktı. Bu tesadüf dedi.
Bu enteresan olaylar gerçekden tesadüf mü? Yoksa Kirli bir operasyon mu yapıldı?
Tüm bu olanların en acı yanı ise şudur:
28 şubatta darbe yiyenler darbeci olmuşlar haberimiz yok(!)