Ortalama yaşı otuzun altında olanlar; darbenin ne olup olmadığı konusunda kesin bir bilgiye sahip olmadıkları aşikardır. Darbenin ne olduğunu ancak yaşayanlar bilir. Zaten gezi olaylarında da yaş ortalamasına bakıldığında ne demek istediğimi anlamış olmanız gerekmektedir.
Şöyle ki bir düşünelim; geçmişten günümüze, en çok darbe nerelerde hangi ülkelerde olmuştur? Maalesef sizlerinde bildiği gibi hep İslam ülkelerinde yaşanmıştır. Şimdi bir Devlet-i Aliyye (OSMANLI DEVLETİ)' den öncesine ve sonrasına bakalım. Osmanlı döneminde hakkıyla yaşanan bir müslümanlık ve hakkıyla yönetim vardı. Şimdi ki dönemde ise tamamiyle birilerinin uşağı olmuş devlet liderleri ve müslümanlıktan eser kalmamış ama müslümanım diye geçinen milletler var.Daha ince detaylara girmiyorum zaten. Hadiste şöyle buyuruyor Resulullah ; "Mü'min aynı delikten iki defa sokulmaz,ısırılmaz" . Yani bizler bir defa oyuna gelip eğer darbe oyunlarına kandıysak,ayaklandıysak, bunun bilincinde olup tekrar aynı hataya düşmemeliyiz. Şimdi geçmişte iki darbe görmüş bir milletiz, en sonda teşebbüslerde bulunulduysa da başarılı olamadılar. Diğer arap ülkelerine baktığımızda ise özgürlük, laiklik adı altında cereyan eden rejimleri yıkma girişimleri başarılı olduysa da, adeta sonu bir hüsran olarak hala devam etmektedir. Dikkat edin yıkılan rejimlerin dikdatörleri yıllarca ABD,İSRAİL,İNGİLİZ gibi batı dünyasının uşaklığını yapmışlardır. Arap baharı adı altında yapılan ayaklanmaların aslında bu dış güçlerin, bu ülke liderleriyle işi bitmiş ve tamamen onları tasviye etme sürecidir. Çünkü bugün yaşanan olaylar ABD'nin bundan 20 yıl önce tasarlamış olduğu bir plandır. Bugün Mısır'da yaşanan cunta devrimi tamamiyle ABD ve İSRAİL'in oyunudur. Burada yapılan devrim ve hemen akabinde cuntacıların yaptığı katliam içler acısıdır ve bütün müslümanların üzerine yüktür. Arakan da, Myammar da yapılan katliamlar artık sabırların zorlandığı noktadır. Daha küçücük çocukların parçalandığı, yakıldığı, işkenceye maruz kaldığı ve kadınların gencecik kızların alınarak fuhuşa zorlandığı apaçık ortadadır. Ve bu katliamlara Türkiye'nin haricinde hiç bir devlet ses çıkartmamaktadır. Mısır da yapılan katliamın hiç bir şekilde savunulur bir yanı yoktur. Mısırdaki katliam da apaçık yabancı devletler şöyle demektedir. "BİZİM KAFAMIZI BOZMAYIN, BİZLER İSTEDİĞİMİZ AN SİZLERİ (MÜSLÜMANLARI) , SİZİN İÇİNİZDEKİLERE (MÜSLÜMANLARA) ÖLDÜRTÜRÜZ!".. Lakin bildikleri ve işlerine gelmeyen tek şey vardır. O da ALLAH (C.C) onlara günlerini er yada geç gösterecektir. Tabii müslümanlar olarak bizlerin yapması gerekenler vardır; yapabiliyorsak cihad, yapamıyorsak para,yiyecek ve içecek yardımıdır. Kesinlikle unutmamamız gereken de her zaman dua etmektir. Unutmayalım bu oyun yarın bize karşı da oynanacaktır. Yakın zamanda bunları gördük zaten. Er yada geç arap ülkeleri bittikten sonra son hamle bize karşı olacaktır o yüzden müslümanlar olarak her zaman uyanık ve bilinçli olmalıyız. Artık müslümanlar apaçık zulme ve her türlü işkenceye tutulmaktadırlar. Müslüman kardeşlerimize yardım etmediğimiz takdirde bu yükümlülüğün altından kalkamayız. Bize değmeyen yılan bin yaşasın diyemeyiz. Bu sözde müslüman Arabistan'ın düşüncesidir. Yalnız er geç onlarda bu ateşin içine düşecek ve yardım isteyeceklerdir. Unutmayın Allah-u Teala ayette diyor ki; "Allah onlara zulmetmez, insanlar kendi kendilerine zulmederler.". Bu ayet sadece kafirler için yorumlanmamalı sözde müslümanlar içinde yoruma açıktır.
Umarım her zaman geçmişi unutmama ve yabancıların oyununa gelmeme bilincine sahip oluruz.
Rabbim müslümanlara yapılan her zulmün bir an önce sonlanmasını nasip eder inşallah. Bizlere de inşallah hakkıyla görebilme bilinci verir.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.