Mûda, emanetin muhafazasını kabul eden kişidir. Emanet çoğu zaman sadece maddi varlık olarak algılanıyor. Oysa emanetin çeşidi çoktur, taşıması da zordur.
Zayıfların bütünü Allah’ın emanetidir. Mesela, zamanında, bir kıraç arazide arabamla gidiyordum. Aklıma geldi ki, burada yılan çok olur, yoluma çıkarsa onu çiğnemeyeyim. Ve bir yılan gördüm. Onu çiğnememeye özen göstererek geçtim. O noktada yılanı kendime emanet kabul ettim.
Fakirler zenginlere emanettir. İşçiler işverene emanettir. Emanetin cinsi ne olursa olsun fark etmez. Emanete sahip çıkmak o kadar önemlidir ki, bunun tersi, sadece fertlerin değil, milletin felaketi olur.
Umumun hakkının olduğu nimetler emanettir. Mesela bir parktaki meyve ağacının dalını kıramayız. Çünkü o ağaçta insanların, kedilerin, kuşların, kurtçukların hakkı var. Bakımını yapacağız, sulayacağız. İslamiyet böyle yaşansa dünya cennet olur.
İnsanın şahsına verilen nimetlerde de başkalarının hakkı bize emanet edilmiştir.
Aile, akraba, komşu, arkadaş emanettir. Onlara karşı saygılı olmak, iyiliksever olmak, yumuşak huylu olmak, adaletle davranmak emanete sahip çıkmaktır. Anne babanın çocuklarına ve birbirlerine akıl danışmanlığı yapması, iyiyi nasihat etmesi, kötülükten sakındırması, hakikati söylemesi, doğru yolu göstermesi, namaza kaldırması… Bunlar hep emaneti korumaktır. Babanın çocuğunu parka götürüp güzel vakit geçirmeleri, annenin çocuğuna sabırla ders çalıştırması emanete hürmettir.
İnsana akıl, şuur, irade gibi meziyetler verilmiş. İnsan bu nimetleri kötüye kullanırsa, yani emanete hıyanet ederse makamı aşağı iner. Her nimetin şükrü, kendi cinsindendir. Yani aklın şükrünü, aklımızı helal işlerde kullanarak yaparız. Haramda kullanmak da hıyanettir. İşte, hıyanet etmek, şükretmeye de mani oldu.
Her insana belli bir ömür emanet edilmiştir. Böylece maddi ve manevi hayatımız, yani bedenimizin ve ruhumuzun sağlığı bize emanettir. İnsan kendini korumalı; sigara ile içki ile aşırı yemekle sağlığını tehlikeye atmamalı. Kötü alışkanlıklar emanete hıyanettir. Sigara içeceğim diyen adam aslında şöyle diyor; ben şimdi emanete hıyanet edeceğim.
İnsan kendisine verilen nimetlere hıyanet ederse, hayat da ona hıyanet eder, onu yere serer. Emanete hıyanet etmenin anlamını akılda iyi tutmak gerek. Bunu yapmaktan ürpermek gerek.
Buyruluyor ki: “Biz emaneti göklere, yere ve dağlara teklif ettik de onlar bunu yüklenmekten çekindiler, korkup endişeye düştüler. Onu insan yüklendi. Çünkü insan zalim ve çok cahildir.” (Ahzab, 72)
İnsan istediği kadar haram, istediği kadar helal işleyebilir. Bu insanın iradesine bırakılmıştır. Yerler gökler bu serbestliği kabul etmemiştir. Dolayısıyla insan için tekâmül vardır. Zalimin zalimi, cahilin cahili olan insan gün gelir âlim olur, hâkim olur. İnsan Allah’a itaat ederse yücelir, nefsine itaat ederse alçalır.
Peygamberimiz’in (sas) hayatı büyük bir hayattı. O büyük hayatın en ufak bir ayrıntısının bile unutulması insanlık için zarardır. O hayat, Müslümanlara emanet edilmiştir. Her sünnet, yaşatılarak ve aktarılarak bu emanete hürmet edilmelidir.
İslamiyet, insanlığın kurtarıcısıdır. Hal böyle olunca, en büyük emanet İslamiyet’tir. Her dine hizmet eden varken, Müslüman, İslamiyet’e hizmet etmezse, batıl din sahipleri hak din sahiplerine galip gelir. Müslümanların, malı, canı, namusu ayaklar altına düşer. Her Müslüman, imanının muhafızı olmalıdır.
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.