ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Korku düzeni ve suçluluk

ERDEM CAN

05 Mayıs 2013 Pazar 00:45
  • A
  • A

Fakirler ve alt sınıflar çoğalıyor. Adalet ve insan hakları yok oluyor. Acımasız bir toplum yarattılar ve biz kasıtsız, suç ortaklarıyız. Kural koyma amaçları, bilinci yok etme altında yatıyor. Bizi transa geçirdiler, bizi kendimize ve diğerlerine göre farklılaştırdılar. Yalnızca kendi çıkarımıza odaklanmış durumdayız. Lütfen anlayın, onlar keşfedilmedikleri sürece güvendeler. Bu onların hayatta kalma yöntemleri. Bizi uyutuyorlar. Bizi bencilleştiriyorlar. Bizi durgunlaştırıyorlar. Peki ne? Buna istersen sistem, istersen illuminati, istersen yeni dünya düzeni, istersen kapitalizm de… Fakat gerçeği reddetecek kadar korkak olma, aç artık gözlerini.

Bu küresel kötülük sisteminin bir parçası olduğumuz için hepimiz suçluyuz. Önce bunu kendimize itiraf etmekle başlayalım. Bu ilk adım. Korku düzenine boyun eğidiğimiz için hepimiz rehine, bu yol ile düzenin ilerlemesini sağladığımız için hepimiz suçluyuz. Düşünmüyoruz çünkü korkağız, düşünmüyoruz çünkü sindirilmişiz, düşünmüyoruz çünkü hepimiz bu lanet olası pisliğin içinde debeleniyoruz. Aldığımız her nefes bizi ölüme bir adım daha yaklaştırdığı halde, özgürlükten var gücümüzle kaçıyoruz. Sadece, korkularımızı yenebildiğimiz kadar özgürüz...

Bunları gerçekleştirirken en etkili silahları, televizyon, medya ve internet… Ve en önemlisi ise eğitim sistemi. Eğitim sisteminin gerçekten insanları eğitecek şekilde olmasına izin vermiyorlar. Onun yerine beyni sulanmış, ezberci ve tek tip insanlar yetişiyor. Çünkü düşünen ve sorgulayan insanların yetişmesi işlerine gelmiyor. İnsanın içinde ki tüm merak kırıntıları, toplum tarafından eziliyor. Toplum yani diğer ismi ile bu sistemin köleleri olmuş olanlar. Fakat bunun için suçlayacak birilerini aramayın, aynaya baktığınızda suçluluk duyuyorsanız, gerçekleri öğrenmişsiniz demektir.

Eğitimin asıl amacı nedir? Benim bunun için yaptığım tanım şöyle; Geçmişte öğrenilen bilgileri yeni nesile aktarmak ve üzerine yeni bilgiler ekleyerek medeniyetimizi geliştirmek. Yani eğitimin asıl amacı öğrenmek ve merakımızı gidermektir. Peki uygulanan şey ne? Daha ilkokuldan itibaren çocuklar birbirleri ile yarıştırılmaya başlanıyor. Sürekli bir rekabet ve yarış içerisine sürüklenen insanlar, eğitimin asıl amacını unutup sadece birbirlerini geçmeye odaklanıyorlar. Aynı at yarışı gibi, öyle değil mi? Nerede kaldı merak? Nerede kaldı keşfetmek?

Daha 7 yaşında ki çocuk matematikten korkuyorsa, bunun suçlusu sizsiniz. Tüm insan ırkı, doğası gereği meraklıdır. Bu bizim genlerimizde var. Eğer meraklı olmasaydık, ateşi keşfedemezdik, yazıyı bulamazdık. Eğer yıldızlar ve gezegenler hakkında düşünmeseydik, dünyanın yuvarlak olduğunu keşfedemezdik. “Nasıl?” sorusunu kendimize sormasaydık, hayvanlardan hiç bir farkımız kalmayacaktı. Fakat bugün yapılan ve yapılmaya çalışılan şey bu. İnsanın içinde ki tüm merakı daha çocukluğundan başlayarak, kademe kademe yok etmek, tam manası ile ezmek. Ve tek tip bireyler yetiştirmek, böylece kontrol edilmemiz çok daha kolay olacak. Daha söylemek istediğim çok şey olmasına rağmen, " Onlar " hakkında bu kadar konuştuğumuz yeter.

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.