Ne zulüm, ne merhamet yalnızca adalet.
Sahi her şey bir boru parçasından mı ibaret ?
Yoksa sadece bir kağıt parçası iddia edilen bir kâğıttan mı ?
Ya da son zamanlar da Türkiye de cemaatler ayak bağı olmaya kalkıyor, her şeye burnunu sokuyorlar denmesinden mi ?
Daha da geriye gidecek olursak, 28 Şubat 1000 yıl sürecek cümlesi mi ?
Veya, biz ne dersek o olur, başka bir şey yapamazsınız Türkiye’de zihniyeti mi ?
Bu sorulara verilecek herkesin cevabı fazlasıyla vardır.
Ama cevaptan ziyade, bu sorulara ya da bu düşüncelere uyan o kadar çok cümle var ki.
1- Adalet mülkün temelidir.
2- Bayram öncesi, bayram temizliği.
3- İnsan zulmeder, kader adalet eder.
4- Ne zulüm, ne merhamet yalnızca adalet.
5- Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste.
İnsanoğlu neden her zaman, herkesin aynı düşünceye, aynı zihniyete sahip olmasını bekler ki. Ortada bir yanlış olur, bir de doğru. Önemli olan doğruyu bulup, doğru yolda gitmektir. İnsanların düşüncelerine, yaşamasına müdahale hakkını kim savunabilir.
Sadece 28 Şubat döneminde okullarından atılan binlerce başörtülü kız, binlerce irticacı diye fişlenen devlet memurlarının ahı elbet bir yerde son bulacaktı.
Bu ülkenin şu an ki Başbakanı şiir okuduğu için mahkûm olup, cezaevinde yatmasını kabullenenler, yargı bağımsızdır, karara saygılı olun diyenler; Bugün kararı tanımayız diyorlar.
Vatandaşlarını kendi çıkarları doğrultusunda devamlı olarak önünde engel görenlere, senelerce bu ülkenin adeta kanını emenlere, gerek ilahi adalet, gerekse beşeri adalet sessiz kalmayıp gereken cevabı verdi.
Son olarak diyeceğimiz şudur ki;
Ve AĞLAYACAKLARI bir değil, iki değil, üç değil, tam DÖRT duvarları var..
https://twitter.com/FatihMKarabulut
http://www.facebook.com/FatihMehmetKarabulut25
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.