Dünya gündeminde son zamanlarda bir gün olmasın ki, zulüm, işkence, acı, savaş, ölüm … v.b gibi haberler ile karşılaşmayalım.

Doğu Türkistan’ da senelerdir Çin zulmü altında mağdur olan kardeşlerimiz.

Dünyanın adeta senelerdir sessiz kaldığı, bombaların bir an susmadığı, mermilere, taşlarla cevap veren mazlum coğrafyada ki Filistinli kardeşlerimiz.

Yanı başımız da Irakta ABD nin tecavüz, işkence, yağmalama, parçalama şeklindeki sözde demokrasi ve özgürlük getiren savaş zihniyeti altında zulme uğrayan kardeşlerimiz.

Suriye de yarım asra yaklaşan diktatörlük rejimindeki Esad ailesinin halkına yaptığı zulüm altındaki kardeşlerimiz.

Son birkaç senedir Burma da artan insan katliamı ise sesiz sedasız devam ediyor

Daha dünyanın birçok bölgesin de bu tür, savaş, zulüm, işkence, tecavüz ve ölümlerin olduğu çoğrafyaları saymak mevcut. Ne hikmetse bu olayların yaşandığı bölgelerin hemen hepsi Müslüman nüfusun yaşadığı alanlar. Bunların hepsinin Müslümanların yaşadığı coğrafyalarda yaşanması bir tesadüf mü ?
Yoksa bir önceki ABD başkanın eline Ortadoğu haritasını alıp, 22 İslam ülkesinin haritadaki sınırlarını değiştireceğiz demesine paralel yaşanan bir gelişmemi.

BM denen örgüt, BİRLEŞMİŞ MİLLETLER olmasına karşın sadece ve sadece 5 daimi ülkenin(ABD, ÇİN, RUSYA, FRANSA,İNGİLTERE) verdiği kararlarla hareket edip bu gelişmelerin hiç birini görmemeye adamış bir kurum olmaktan öteye gidememiştir.

Peki, bu olayların yaşanmaması için biz Müslümanlar ne yapıyoruz. Sadece ve sadece dua etmekle yetiniyoruz. HAKSIZLIK KARŞISINDA EĞİLMEYİNİZ, ZİRA HAKKINIZLA BERABER ŞEREFİNİZİ DE KAYBEDERSİNİZ diyen bir geçmişe sahip değil miyiz.

Bu durumda biz ne oluyoruz sizce ?

Sahi biz nereye gidiyoruz böyle YA HU ?

https://twitter.com/FatihMKarabulut
http://www.facebook.com/FatihMehmetKarabulut25