ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Diyarbakır Versus [Musul+kerkük]

fatih şahintürk

21 Eylül 2013 Cumartesi 22:24
  • A
  • A

Aslında ileri sürülen tez çok basit:

Musul ve Kerkük'ü almassan Diyarbakır'ı verirsin...

Fransız Devrimi, Rönesans ve Reform Hareketleri, ardından gelen Hümanizm ve son olarak da 1848 Sanayi devriminin ardından, emperyalist batı, sanayiide muharrik kuvvet olarak petrolü kullanmanın daha az maliyetli ve daha az zamanda daha fazla üretim imkanına sahip olma olasılığının farkına varmakta gecikmediler. Dolayısıyla başta Orta Asya olmak üzere tüm petrol yataklarını keşfedip orayı sömürgeleştirmekte gecikmediler. İşte bu Petrol sahaları içinde en büyük öneme sahip yataklardan biri de Irak (Musul Kerkük) petrol havzası idi.

Orta Doğu'nun en kaotik ve en stratejik noktalarından biri olan Bağdat (Babil), geniş hinterland alanıyla bir çok medeniyete ev sahipliği yaptıktan sonra Hz. Ali döneminde islam futuhat hareketine dahil oldu ve darülislam oldu. Daha sonra sırasıyla Emevi ve Abbasi yönetimine giren Irak, 1258 Moğol istilasıyla yeniden bir kaos ortamının merkezi olmuş ancak kısa süre sonra Türkist Selçukiler tarafından yeniden medeniyet alanı ve islam merkez noktası haline gelmiştir. Selçukilerin merkezi otoritesinin zayıflamasının ardından önce Akkoyunlu Beyliği ardından da Safevilerin yönetimine geçen Irak, Büyük Hükümdar Yavuz tarafından yeniden sünni-Türkist-İslamik bünyeye kavuşturulmuş ve yaklaşık 4 asır bu formda bu coğrafyanın merkez noktalarından birini teşkil etmiştir.

1917'de Ünlü İngiliz Casusu Lawrence ve Çöl Kraliçesi ünvanlı Gertrude Bell tarafından itinayla Osmanlıdan koparılan ve Mekke Emiri Şerif Hüseyin ve oğlu Faysal'a altın tepsi içinde ikram edilen Irak Krallığı, Kral Faysal'ın 1933'teki şüpheli ölümünden sonra Faysal'ın oğlu II.Faysal ünvanlı Kral Gazi tarafından idare edilmiştir. Gazi'nin ölümünden sonra bir süre başka bir Türk kökenli subay olan Nuri Sait Paşa tarafından idare edilen Irak, II.Dünya Savaşından sonra madde de anti-emperyal ancak ruhta baş-emperyal Sovyet Rusya'nın organize ettiği ve Mişel Eflak tarafından pratikleştirilen ve disipline edilen BAAS ideolojisini benimsemiş subaylar tarafından darbeyle yönetim şekli değiştirilmiş, tarihe altın harflerle geçen başka bir kaatil Saddam Hüseyni tarafından yaklaşık çeyrek asır yönetilmiştir. Dün Arabian-Baas ile idare edilen Irak, bugün ise Kürdo-Baas Barzani tarafından yönetilmektedir.

Kısa hatlarla çizdiğimiz Yakın Plan Irak tarihinde altı çizilmesi gereken nokta, bu süreçte en keskin zaman dilimi olan geçtiğimiz yüzyılın ilk yıllarında, Cennet Mekan Ulu Hakan Sultan II.Abdülhamid Han (ra) tarafından bu emperyalist oyunların kalbine derin bir hançer saplanmasıdır. Ulu Hakan, çevresinde dönen bu oyunlara kayıtsız kalmayarak 56 milyon dönüm toprağı şahsi hesabından ödeyerek şahsına tapulamıştır:

Bağdat: 6.235.160 dönüm - Basra: 2.849.070 dönüm - Musul: 17.770.368 dönüm - Halep: 5.589.060 dönüm - Beyrut: 11.417.330 dönüm - Suriye: 11.835.307 dönüm - Selanik: 197.149 dönüm - Kudüs: 211.621 dönüm... Toplam: 56.102.065 dönüm [Kaynak: Bağdat-Musul’da Abdülhamid’in Mirası, Petrol ve Arazi, Arzu Terzi, s.32, Timaş Yayınları, İstanbul, 2010]

Sonrası daha hazindir. 1909 Ulu Hakan'ın Selanik'e sürülürken yanında getirdiği bu 56 milyon dönümlük alanın tapuları, İttihatçılardan Ali Fethi Okyar tarafından gaspedilecek, daha sonra da anayasal düzenlemeyle kamulaştırılacaktır. Kamulaştırılan bu alanlar da 1914 yılının sonlarına doğru, başka bir 1492 İspanyol göçmeni Seferad ve Karakaş cemaatinin manevi lideri Cavid Bey tarafından İngilizlere peşkeş çekilecektir:

Birinci Cihan Harbi patladıktan fakat Osmanlı İmparatorluğu bu harbe iştirak etmeden kısa bir müddet önce, petrol müzakerelerinde bulunmak üzere Cavid Bey Londra’ya gitmişti. Yanında Düyun-u Umumiyede mühim bir mevkii olan ve kendisine Ermeni hanedanına mensup bulunduğu süsünü vererek kendi kendine prens diyen Kalust Gülbekyan vardı. Birlikte yaptıkları bu seyehatten sonra Londra’da derhal müzakereler başladı. Cavid Bey İngiliz Hariciyesi ile müzakereler yaparken, İstanbul’dan Sadrazam Sait Halim Paşadan aldığı acele bir davet üzerine derhal İstanbul’a döndü. Kabine fevkalade bir toplantı içinde kendisini davet ediyordu. Cavid Bey Londra’dan ayrılırken Osmanlı İmparatorluğu’nun başlamış olan Birinci Cihan Harbine katılacağını, daha doğru bir tabiri ile Devletin Enver Paşa ve Alman Amirali Şuson’un emri vakileri ile harbe gireceğini düşünmedi. Beraberinde Londra’ya götürmüş olduğu Gülbekyan’ı müzakerelere Osmanlı Devleti adına devam etmek üzere orada bıraktı. Cavid Bey, kısa bir müddet sonra Londra’ya tekrar döneceğini ve petrol müzakerelerine yeniden devam edeceğini ümit ediyordu. Fakat düşündüğü olmadı ve Osmanlı İmparatorluğu Birinci Dünya Harbine girdi. Artık yapacak bir şey yoktu. Gülbekyan Londra’daydı ve Osmanlı Devletinin mümessili olarak petrol müzakerelerine devam ediyordu. İngilizlerin ellerine muazzam bir fırsat geçmiş oluyordu. Bunu mükemmel bir şekilde değerlendirdiler ve Gülbekyan ile bir anlaşma imzaladılar. Bu anlaşma ile de İngilizler, sonradan zorla girdikleri Musul’dan bir daha çıkmayacaklar ve Orta-Şark petrollerini diledikleri gibi kullanacaklardı. Bu anlaşma, bir eski Türk vatandaşını “Mister Yüzde Beş” olarak dünyanın en büyük zenginleri arasına soktu. İngilizler aynen İran’da olduğu gibi, Irak Petrollerini de akla gelmedik bir yolla ellerine geçirdiler. (Kaynak: Petrol Fırtınası, Raif Karadağ, s. 105,106, Emre Yayınları)

Acımız büyük, ama devam etmek zorundayız. Çünkü devamı daha hazin... İhanet veya yalan içeriyor. Aldanmak ve aldatmak, ikisinden biri...

19 Mayıs 1919 günü Samsun'a çıkan kadro, ilk iş olarak Misak-ı Milli'yi ilan ediyor. Ant içilen bu vatan sınırları içerisinde 36. Paralelin kuzeyinde kalan iki sancak, Musul ve Kerkük de var. Savaş bitiyor ve Lozan Muahedesi imzalanıyor. Türk heyeti Hariciye (Dışişleri) Vekili İsmet Paşa önderliğinde Lozan' a gidiyor. Başvekil Rauf Orbay'ın neden gitmediği başka bir tartışma konusudur. 20 Kasım 1922 tarihinde başlayan görüşmeler şiddetli münazaraların ardından 4 Şubat 1923 tarihinde kesiliyor ve Heyet Yurda geri dönüyor. Başta Hilafet ve Saltanat olmak üzere Musul ve Kerkük konusu da dahil birçok konuda ısrarlı ve mücadeleci bir tutum sergilendiği Rıza Nur'un hatıratında da sabittir.

Ancak Talep üzerine 23 Nisan 1923 tarihinde yine İsmet Paşa önderliğindeki heyet yeniden Lozan'a davet ediliyor ve ikinci devre Lozan Görüşmeleri başlıyor. 23 Nisan'da başlayan görüşmeler 17 Temmuz'da sonuçlanıyor ve Lozan karara bağlanıyor. Musul ve Kerkük ise 9 ay içinde anlaşmak kaydıyla Türk ve İngilizler arası bir görüşmeye bırakılıyor. 9 ay içinde anlaşma sağlanamaması haliden Cemiyet-i Akvam, yani Birleşmiş Milletler tarafından el konuşacağı açıklanıyor. BM'nin el koyması aslında İngilizlere bir hayat öpücüğüdür, Lozan'da anlayamadık, halen deşifre edilmemiştir.

Musul ve Kerkük konusunda ısrarlı Türk tarafına karşın İngilizler daha mutedil bir dil kullanıyor. Türk tarafının tezi şu: "Musul ve Kerkük Türkist ve Kürdist iki eyalettir ve Kürtler, Türkler ile yaşamaktan büyük gurur duyuyor... Kurtuluş Savaşında Türkler kadar kürtlerde savaşmıştır. Dolayısıyla Musul ve Kerkük'ün idaresi Türklerin hakkıdır."

1924 yılında Hakkari de gerçekleşen Nasturi ve 1925 yılında patlak veren Şeyh Said isyanından sonra Türkiye'nin tezi sıfırlanıyor ve eriyor. BM, bu iki isyanı delil kabul ederek Musul ve Kerkük'e el koyuyor ve daha sonra da Britanya'ya teslim ediyor....

Gazi Paşa'nın uhdesinde kalan bu ara, İsmet Paşa'ya vasiyet olarak bıraklıyor. İsmet Paşa'nın hayatı boyunca, Musul ve Kerkük'ü almak iradesi oluşmayınca, kutlu vasiyet İsmet Paşa tarafından Bülent Ecevit'e, Ecevit'ten de Ex-Cumhurbaşkanı Necet Sezer'e vasiyet kalıyor. Necet Sezer bu haberi kamuoyuna açıklayonca, biizmde haberimiz oldu bu 90 yıllık vasiyetten...

Sonuç, artık elimizde ne Hilafet vardır ne Musul, ne Kerkük...

Musul ve Kerkük'ten sonraki durak, Diyarbakırdır, hatırlatıyorum...

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.