Önce olay:
4 Aralık 1945 günü İstanbul Üniversitesi Merkez Beyazıt Kampüsünde toplanan birtakım "mürteci ve Faşist genç" (tırnak içindeki ifade onlara aittir ve kemalistler tarafından tekrarla ve ısrarla kullanılmaktadır) Cağaloğlu yokuşundan inerek, Babıali'de Sovyet Rusya yanlısı yayın yapan Zekeriya Sertel-Sabiha Sertel çiftine ait Tan Gazetesinin basıldığı binayı "Kahrolsun Koministler, Solcular Rusya'ya" sloganlarıyla tahrip ederek kullanılmaz hale getirmiş, gazetenin ve sahiplerinin yayın hayatına son vermiştir.
Kısa hatlarla olay bu şekildedir ve yıllardır malum ve meşum kesimler tarafından temcid pilavı gibi ısıtılıp sahneye sunulumaktadır. (Tıpkı Menemen Vakası gibi..)
İmdi.... Masaldan gerçeğe geçelim... Önce kişiler:
Sabiha Sertel'den başlayalım. Sabiha Hanım, Setel olmadan önceki soyadı Derviş... Sabiha Derviş... Hoppa, dakika bir gol bir... Ürkmeyin, Kemal Dervish ile akrabalığı yok... Sabiha Hanım'ın Zekeriya Bey ile evliliği 1913... Nikah Şahitlerinden biri Tevfik Rüştü Aras... Hani şu Fatin Rüştü Zorlu'nun kayınpederi ve Tek Parti dönemi Peşkeşçi Dışişleri Bakanı... Diğer Nikah şahidi de Talat Paşa, 1909'da 12 kişiyle Türkiye'de Tokatlıyan Otelde Mason Locası açan Türkiyede İlk üstadı Azam Mason ve Dönme Mehmet Talat Sai (Sai, soyadı kanunu çıkınca Say olmuş, Fazıl adlı piyanistimizin kulakları çınlasın) Paşa...
Sabiha'nın ağabeyi avukat Celal Derviş, Şişli Terakki Lisesi kurucularından ve uzun yıllar Mütevelli Heyeti üyesi olmuş... Şişli Terakki Lisesi, Gazi Paşa'nın ilkokuluna ismini veren Şemsi Efendi'nin (siz gerçek adıyla Simon Zwi'de diyebilirsiniz) kurmuş olduğu Şemsi Efendi İlköğretim okulunun devamı olan okul... Dakika iki, gol iki...
Burada, tarafımdan yazılan Silsile: Sevi'nin Gizli Kurmayları'ndan alıntı yapmak zorundayım:
Celal Derviş, Çocuk Esirgeme Kurumu ve Şişli Terakki Lisesinin kurucularındandı. Hatırlayın, Ahmet Emin Yalman’da “Biraderleriyle” ÇEK’i kuranlar arasındaydı. Zekeriya Sertel de Terakki Lisesi Encümeni’nde görevli idi. Gazeteci Can Ataklı’nın bacanağı ve Şişli Terakki Mezunu ünlü yönetmen Halit Refiğ de Sabiha Sertel’in teyzesi Ayşe Hanım’ın torunu idi. Ayrıca, Türkiye Hür ve Kabul edilmiş Mason Locası 2000-2003 yılları arası Büyük Üstadı Demir Savaşçın, Can Ataklı’nın kayınbiraderidir. Demir Savaşçın’dan sonra Büyük Üstad olan kişi ise Enver Paşa’nın amcası Halil Kut Paşa’nın torunu Kaya Paşakay idi. (Silsile: Sevi'nin Gizli Kurmayları, s.140)
Zekeriya Sertel Bey'e bakalım... Zekeriya Bey, anılarında Sabiha hanım ile evliliği hakkında bizi bilgilendirmiş:
Nikahımız, Şehzadebaşında Suphi Paşa Konağı'nda yapıldı… Bizim nikahımızda kız tarafının vekili zamanın başbakanı ve "İttihat ve Terakki”nin en nüfuzlu adamı Talat Paşa idi. Benim Vekilliğimi de sonradan Atatürk’ün dışişleri bakanlığını yapan Tevfik Rüştü Aras üzerine almıştı. “İttihat ve Terakki”nin belli başlı kodamanları da nikahta hazır bulunuyordu. Kız harem dairesinde, ben erkeklerin yanındaydım. Talat Paşa gülerek ve şakalaşarak:
“Biz kızımızı bedava vermeyiz, bin lira isteriz” dedi. Bütün nikah masraflarını İttihatçılar görmüşlerdi. (Bu bin lira için) bol keseden “veririm” dedim. Ertesi gün bütün gazeteler bu haberi önemle verdiler. (Zekeriya Sertel, Hatırladıklarım, s. 61,62)
Peki, Sabiha Derviş ile evlenen Zekeriya Sertel'in akrabaları kim?
Kız kardeşi Belkıs Halim Sertel... O da Serbest Fırka Kurucularından ve DP Milletvekili Ethem Vassaf ile 1934 yılında evlenmiş ve Belkıs Halim Vassaf olmuş...
Belkıs Halim Sertel Vassaf'ın Ethem Vassaf ile evlenmeye karar vermesini anılarından okuyalım:
Bu arada Baha Sait'den, ki ailenin tanıdığı ve zannediyorum Tayyare Cemiyetinin Umum Müdürlüğü mevkiindeydi ve bana Moğol Kızı derdi, ondan bir gün bir telgraf geldi. Diyordu ki, "Bak bana Moğol kızı. Sen güzel bir kız değilsin. Üstelik bu adama müthiş zorluk çıkarıyorsun. Halbuki onun peşinde o kadar çok güzel kadın var ki. Demek ki sende güzelliğinden, sarışınlığından başka bir şeyler görmüş ki, evlenmek için üzerine bu kadar çok düşüyor. Bu adam roman yazmış. İstiklal Madalyası almış. Serbest Fırkanın kurucularından. Atatürk'ümüzün akrabası, kaç dil biliyor," falan da filan da.
Bu telgraf benim üzerimde çok büyük bir etki yaptı ve Ethem'le evlenmeye karar vermemin nedenlerinden biri de bu oldu. Demek ki, Ethem beni salt bir kadın olarak, bir obje olarak görmüyordu. (Annem Belkıs, Gündüz Vassaf, İletişim Yayınları, s.183.)
Gündüz Vassaf'ın annesi Belkıs Halim Vassaf'ın anılarını anlattığı bu eserde kısa bir şekilde geçtiği ayrıntıyı bir netleştirelim:
Ethem Vassaf, Gazi Paşa'nın halası Nimet Hanım'ın torunu Münire Hanım'ın oğlu idi.
Artık dakika kaç, gol kaç bilmiyorum, fakat epey olduğunu tahmin ediyorum... Daha Tan Baskını'nı yazamadım, ikinci yazıya kaldı...
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.