Bizim en büyük sıkıntımız ise kendimizi yaşadığımız durum ve sorunlar üzerinden anlamaya çalışmak yerine, hep diğerini sorgulamaya çalışmak olup suçlayıcı ve yargılayıcı olmaktır.Bunu yapan da ego muzdur.Çünkü ego karşılaştığı sorunlarda hemen savunma pozisyonuna geçer ve bir çok savunma durumları ortaya çıkarır.Bunun sebebi de henüz gelişmemiş/olgunlaşmamaş ego larımız kendinin farkında olmadığı için inisiyatif sahibi değildir ve sorumluluktan kaçmak adına kendisiyle yüzleşemez ve bir diğerini,koşulları ve kaderi suçlar.Bu onu kısa vadede çok rahatlatır ancak uzun vadede çözümsüzlüğü beraberinde getireceği için yıllarca işin içinden çıkamayacağı bir pozisyona sokar ve insan hep aynı sorunu sürekli deneyimlemeye başlar,bugün A şahsıyla yarın B şahsıyla farklı zaman dilimlerinde farklı koşullarda ancak aynı şekilde.İşte burada durup düşünmek gerekirse asıl sorunun o zaman ne Ayşe den,ne Hasan dan,ne fakirlikten,ne zenginlikten ne de başka dış etkenden kaynaklanmadığını anlarız.Sorun bizim zafiyetlerimizden açığa çıkmaktadır ve dolayısıyla sorunlar karşısında çözüm aramamız gereken yer ya da değişmesi gereken şey diğerleri değil bizzat kendimizdir.Evet burada da karşımıza şu sorun çıkmaktadır: ‘Bu benim kişiliğim, nasıl değişebilirim?’
Peki o zaman kişilik nedir?
Kişilik belli başlı kalıtsal getirilerle birlikte insanın doğumundan itibaren maruz kaldığı her şeyin etkisiyle şekillenen ve şekillenmeye devam eden bir yapıdır.Yani kalıtsal olarak değiştirilemeyen yönü belki \%40 lık bir boyuttur, geriye kalan \%60 ı yaşantılanan deneyimlerle,yetiştirme tarzıyla ve kişinin kendi iradesiyle şekillendirdiği yöndür.Dolayısıyla hangi yaşta olunursa olunsun kişi kendisi istediği takdirde kesinlikle değişip dönüşebilir.Toplumumuzda maalesef şöyle bir yanlış algı vardır:’’İnsan 7’sinde neyse 70’inde de odur.’’ Ya da ‘’Can çıkar,huy çıkmaz’.Buna inandığınız andan itibaren kendinizi tabuta konmuş olarak görebilirsiniz.Hayat değişkenlikten ibaretken ve bütün olasılıkları içinde barındırırken,(bu değişkenliğin olmadığı tek şey ölüm iken) bizim kendi kişiliğimiz hakkındaki bu inanışımız artık bizim bu duruma mahkum olup durumu kabullenmemizi beraberinde getirir.Kendisiyle mücadele etmeyen insan hayatta hiçbir şeyi değiştiremez,değişimi hep başkalarından bekler durur.Bu da hiçbir zaman gerçekleşmez.İnsan ancak kendi düşünce yapısı ve davranışları üzerine hakimiyet sahibidir,bu değişim çok zor ve yavaş olsa da…
Peki bütün evlilikler çatışmalı, bütün çiftler kişilik olarak zıt kutuplarda mı?
Neredeyse evet,hele ise bu,evliliğin ilk yıllarıysa.Ama zaten olması gereken de bu.Eğer bir evlilikte hiç sorun yok ise bu en büyük sorundur çünkü orda iki kişiden değil tek kişiden söz edebiliriz.İki farklı bireyin bir araya gelmesi elbetteki beraberinde bazı anlaşmazlıklar getirecektir.
Evlilikte ilk beş-on yıl arası farklılıklardan doğan uyum problemi,on yıldan sonra da genellikle çözümlenmemiş ve kısırdöngüye çevrilmiş sorunlar karşımıza çıkmaktadır.Artık her iki çift de karşısındakinin değişmeyeceğine inanmıştır ve müthiş önyargılar içerisinde karşı tarafı sürekli itham etme eğilimindedir:’Sen zaten böylesin,değişmezsin’ gibi.Hata baştan yapılmıştır ki en başından beri sorunların çözümünde her iki tarafta sürekli olarak değişimi karşı taraftan beklemekte oldukları için zamanla umutsuzluklar,karamsarlıklar vs…Bunun sonucunda da ya eşlerden birinde büyük bir patlama yaşanır ve büyük bir krizle açığa çıkar bu patlama,ya da her iki eş de aynı evde ancak farklı dünyalardadır artık beklentisiz,paylaşımsız ve sorunsuz(görünürde!).
Neden insan kendi tercih ettiğinin kurbanıdır?En başta görememekte midir aslolanı?Evlilik insanı değiştirir mi?
Hayır,değiştirmez sadece sizin bile kendinizi tanıyamayacağınız şekilde bütün varlığınızla görünmeye başlarsınız artık evlilik ilişkisinde.Kendinizi gizleyemediğiniz bir aynadır eş aslında,bütün yönlerinizle görebileceğiniz bir ayna.Onda gördükleriniz sizsinizdir
Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.