ÖNE ÇIKANLAR :

YAZARLAR

Banyas’ta ölüm acilciler iş başında - İktibas

Bir var Bir yok

24 Mayıs 2013 Cuma 15:26
  • A
  • A

Banyas’ta Ölüm Acilciler İş Başında İktibas - Osman yıldız

Muhabir: İslam dünyasına mesajınız nedir?

Suriyeli Anne: Müslümanlar için namus önemli değimli? Biz kardeş değil miyiz? Biz Müslümanların namusu değil miyiz? İslam dünyası sadece namusuna sahip çıksın! Baasçıların tecavüzlerini engellesinler biz onlardan başka bir şey istemiyoruz! Namuslarına sahip çıkmıyorlarsa bizi kardeş olarak görmesinler! Namusuna sahip çıkmayandan kardeş olmaz! Biz Allah’a tevekkül ettik. O en güzel vekildir.

Suriye’de yaşanan soykırım ne zaman ki şiddetini arttırıyor ya da medya konuya ilgi gösteriyor. İşte o zamanda yöneticiler çıkıp toplumun gazını almak için bir iki kelam laf ediyorlar ve şakşakçıları tarafından alkışlanarak hem kendilerini rahatlatıyorlar hem toplumu.Suriye’de yaşanan kahredici hal tüm dünyanın “gözleri önünde” ama onlar görmeden yaşanıyor.

Suriye’de ki vahşet bu defa kendisini bir Mayıs sabahı gösterdi. Şebbihalar (Allah onları kahretsin) tüm silahlarını kuşanmışlar top, tüfek, tank ve bıçak ne lazımsa getirmişler. O gün, gebeler çocuklarını düşürdü, bebekler emdiği sütü yutamadan öldü. Suriyeli Müslümanlar ölümün her türlüsünü yaşadı. Görgü tanıkları bebeklerin bıçaklarla kesilerek, yakılarak öldürüldüğünü haber verdi. Ajanslar haberi ilk böyle verdi ama hiç kimse konuya ilişkin bir açıklama yapmadı. Hiç kimsede üzerine bir sorumluluk almadı. Tarih 3 Mayıs.

Konuya ilişkin haberler gelmeye devam etti. Bu defa ilk belirlemelere göre aralarında kadın ve çocuklarında olduğu çok sayıda insanın yakılarak da dahil olmak üzere öldürüldüğü söylendi. Banyas’ı öyle bir kuşatmışlar ki aynen Suriye’nin etrafını ihanet içerisinde kuşatan devletler gibi. Onların kaçmalarına dahi izin vermemişler. Tarih 4 Mayıs.

Nihayet bölgede çalışmaları olan bir kuruluş tarafından açıklama geldi. Türkiye sınırına 100 km uzaklığı olan Banyas’a bağlı El Beyda köyüne 15 tankla ve 100’den fazla ağır silahlı araçlarla giriş yapmışlar. Civar köyler ile birlikte şehid sayısı 1000’e yükselmiş. Tarih 5 Mayıs.

En sonunda Suriye’de yakılarak öldürülen bebeklerin ağlama sesi Başbakan Erdoğan’a ulaştı. 20. İstişare ve Değerlendirme Toplantısı’nda lütfedip 250’den fazla kesilerek, yakılarak öldürülen mazlum Suriye halkının da sorumluluğunu taşıdığını söyledi.

Eğer sorumluluk buysa acaba sorumsuzlukları nasıl olur bilemiyorum. Çünkü Nisan ayında bir mektupla şehrin ileri gelenleri Başbakan Erdoğan’dan yardım istemişlerdi. Söz konusu mektupta; “Sizden Banyas ili ve çevre köylerindeki kardeşlerinizin içinde bulunduğu kan gölüne dur demenizi rica ediyoruz. Suçları “Allah… Suriye… Özgürlük…” demekten başka bir şey olmayan kardeşlerinizin bugün El-Beyda kasabasının caddelerinde ve sokaklarında dökülen kanlarının yüzü suyu hürmetine kuşatma ve katliamı durdurmak için zat-ı alilerinizi acilen mudahale etmeye çağırıyoruz” demişlerdi.

İstişare kurulunda, AK Parti teşkilatlarına özellikle seslendiğini ifade eden Erdoğan, "Suriye'de yok olan her bir can bilesiniz ki bizim canımızdır. Bunu böyle görmedikçe, kendinizden şüphe edin. Bu söylediğimin ne anlama geldiğini AK Parti'ye gönül vermiş kardeşlerimin özellikle bilmesi gerekiyor. Şu şöyle diyor, bu böyle diyor, onların hiçbiri bizi ilgilendirmez. Bizi ilgilendiren ancak inananlar kardeştir ölçüsüdür" diye konuştu.

Başbakan Erdoğan Allah’ın Rasulü (SAV)’in şu sözünü hiç işitmedi mi acaba?

Müslüman Müslüman’ın kardeşidir. Ona zulmetmez, onu düşmana terk ve teslim etmez.

Başbakan Erdoğan “dilsiz şeytan olmayacağız” diyor. Alimler konuşsa anlarız ama Başbakan Erdoğan’a konuşmak mı düşer? Erdoğan’a konuşmak değil bizzat amel etmek düşer. Daha önce de “yeni bir Hama’ya asla müsaade etmeyeceğiz” diyordu. “Suriye bizim iç meselemiz” diyordu. Ancak bugün kaç tane Hama yaşandı. Suriye’de vahşi Beşşar, şebbihaları ile o masum canlara kıyarken arş inledi de sen hiç duymadın mı? Yoksa sen işitmiyor musun?

Türkiye’den giden Nusayrileri örgütleyen Acilciler’in elebaşı Mihraç Ural, ortaya çıkan görüntülerde Banyas’ta işlediği katliamı gerekçelendirerek anlatıyor. Katliam öncesi çekilen ve sosyal medyaya düşen video görüntülerinde Mihraç Ural, Banyas’ta neden katliam ve etnik temizlik yapmaları gerektiğini anlatıyor.

Görüntülerde konuşan Ural: “Banyas, hainlerin denize açılmasını sağlayacak tek geçiş noktası. En kısa sürede kuşatılması ve temizliğe başlanması gerekir. Suriye Mukavemeti’nin (Acilciler örgütünün Suriye’deki adı) misyonu kuşatma ve temizlik. Bu hafta içinde Banyas'ta vatani görevimizi yerine getirmek için sahaya inmemiz gerekiyor. Herkes ne yaptığımızı görecek. Banyas, hainlerin denize açılabileceği tek çıkış noktası. En kısa sürede Banyas'ın kuşatılması ve temiz yapılması gerekiyor.” (Timeturk)

Suriye halkı Batı’nın eğitip büyüttüğü Koalisyonu, Laik bir geçişi kabul etmiş olsaydı, Raşid-i Hilafet demeseydi şimdiye kadar Beşşar, çoktan gitmiş olurdu. Suriye halkının İslam’ın izzetinden başka bir şeye rıza göstermemesi, tüm Batı ve Bölge devletlerini bir araya getiriyor.

Öyle ki yıllardır ABD ye büyük şeytan diyerek güya kendine ABD'yi düşman gören İran ile katiller aynı safta Müslüman kesiyorlar.

Türkiye'de son aylarda Çözüm süreci olarak tasfiye edilen ve silahı ile güneye çekilen PKK ile ABD Suriye için aynı kuşku ve endişeyi birlikte taşıyor.Irakta Maliki ile Kuzey'de ki Barzani aynı kirli strateji ve planların birer aktörü olmayı bekliyorlar.

Suriye'de Abdullah Öcalan ile birlikte kalmış, yakın zamanda Lübnan Hizbullah'ının yanında eğitim almış ateist Mihrac Ural ile şebbihalar aynı gece birlikte çocuk kesmeye çıkıyorlar. Geziye çıkar gibi.

Tüm Batı ve Bölge devletleri ortak çıkarlarda buluşuyorlar. Nedir ortak çıkarları? Suriye'de İslami Devlet olan Raşid-i Hilafet’in kurulmaması.

Suriye’de halk; acilciler, şebbihalar, hizbullah milisleri, Ruslar ve İran cumhuriyet muhafızları tarafından soykırıma tabi tutulurken, tüm bunları niçin yaptıklarını görmemek büyük bir siyasi basiretsizlik ve körlük.

Tüm bunlar Suriye'de kurulması planlanan Demokratik Suriye için mi? Hayır tüm bunlar Allah'ın hükmünü teslim edecek İslami Devletin kurulmasının engellenmesi içinNe yapmamızı tavsiye edersiniz? Allah'ın dini üzere hakkı haykırma amelinde acele etmeyelim mi?

Acele etmeyelim öyle mi?

Acilciler ne için acele ediyor? Bir tek Müslüman kalmasın ve Müslüman temizliği yapılsın diye acele ediyorlar.

Biz yine Batılı bürokratlar ile otel lobilerinde masa başında devrimi akamete uğratacak "uyanık" siyasileri dinleyelim öyle mi?

Realcileri dinleyelim öylemi...

f.tayboga@gmail.com

YORUM YAZ
Henüz yorum yapılmamış.

Yorum yapmak için üye girişi yapmanız gerekmektedir. Yada Misafir Olarak Yorum Yapabilirsiniz.Üyeliğiniz varsa üye girişi yapabilirsiniz. Yeni üyelik için üyelik formunu kullanabilirsiniz.