O adamın cevabından sonra Walker ve okçu birbirlerine şaşkın bir biçimde baktılar. Okçu yayını o adama çevirdi. Adamın sadece ağzı gözüküyordu. Kafasındaki kapşon yüzünün görünmesine engel oluyordu. Adamın ağzında hiş hoş olmayan bir gülümseme belirdi ve şöyle dedi:

-Ey yabancılar! Burayı derhal terk etmezseniz ölümle sizi tek başına bırakacağım!

Okçu hemen o kapşonlu adama dönerek:

-Ben buranın pek yabancısı sayılmam. O sözlerin bana pek işlemez.
Walker ise çaresizce onları dinliyordu. Jaguar bir anda şaha kalktı ve kapşonlu adama doğru yürümeye başladı. jaguarın sert bakışları kapşonlu adamı hiç korkutmuyordu.

Kapşonlu adam şöyle dedi:

-Şu kedinizi hemen çekmezseniz ona zarar vermek zorunda kalırım.

Bu sözlerden sonra okçu jaguar’ı yanına çağırdı. Ancak jaguar okçunun sözlerini dinlemedi ve kapşonlu adamın üzerine yürümeye devam etti. Kapşonlu adam hızlıca arkasından yayını çıkardı ve oku yaya yerleştirdi. Jaguar’ın tam ayağına hızlıca ok fırlattı. Jaguar’ın ön bacağına isabet etmişti. Jaguar acı içinde yere serildi. Okçu da yayını eline alarak kapşonlu adama ok fırlattı. Kapşonlu adam ani refleksle oktan sıyrıldı. İkisi de bir ağacın arkasına sığınarak birbirlerine ok fırlatıyorlardı.

Walker ise nehrin kenarındaki ağacın arkasına gizlenmiş onların kavgasını izliyordu. Oklar havadayken birbirleriyle çarpışıyordu. Kapşonlu adam ağacın dalına zıplayarak tutundu ve arkaya doğru takla atarak okçuya bir ok fırlattı. Okçunun tam omzuna isabet etmişti. Okçu acı içinde bağırdı. Sırtını ağaca dayayarak omzundan oku yavaş yavaş çıkardı. Kapşonlu adam yayını arkasına koyarak keskin kılıcını çıkardı. Okçunun üstüne doğru gitmeye başladı. Okçunun yanına gelerek karnına doğru kılıcını sokmaya çalıştı. Okçu yayını kullanarak karnına gelmesini engelledi. Kapşonlu adam durmadan kılıç darbesi atıyordu. Okçu ise yayı ile bu darbelerden korunmaya çalışıyordu. Çok çetin bir kavga oluyordu. Kapşonlu adam kılıcı ile okçunun yayına vurdu ve yere düşürdü. Okçu yan cebinden tam bıçağına çıkartırken Kapşonlu adam sert bir şekilde suratına dönerek tekme attı. Okçu bu tekmeden sonra hızlıca yere düştü. Yaralı omzunun üstüne düştü. Acı içinde kıvranıyordu. Kapşonlu adam okçunun yanına gelerek kılıcını boğazına dayadı ve şöyle dedi:

-Bu çetin kavgadan dolayı seni tebrik ediyorum. Uzun zamandır böyle bir kavga yapmamıştım. İyi geldi bana. Son sözlerini söyle çünkü dünyadaki sonunu belirleyen ölümünü tattıracağım!

Okçunun yüzünde tebessüm vardı. Kısık sesiyle şöyle dedi:

-Dikkat et de bunlar senin için geçerli olmasın.

Okçu bu sözleri söyledikten sonra kapşonlu adam bayılmıştı. Walker sinsice kapşonlu adamın arkasına gelerek sopasıyla ensesine vurarak bayıltmıştı. Walker’ın elleri titriyordu. Kalp atışları inanılmaz derecede hızlı atıyordu. Okçu Walker’a şöyle seslendi:

-Teşekkür ederim adamım, sana borçlandım.

Walker kaşlarına çattı ve arkasına dönerek okçunun yanına asilce yürüdü. Yanına gelerek şöyle dedi:

-Bana teşekkür etmene gerek yok. Çünkü uyandığında bana küfür edeceksin.

Dedi ve okçunun suratına sert bir şekilde suratına vurarak bayılttı ve korkunç ses tonu ile şöyle dedi:

-Şimdi yalvarma sırası sizde!